11. BÖLÜM ~Hoşlandığın biri var mı?~

121 55 97
                                    


Riwoo anlatmaya devam ediyor;


Öğlen arası bitişini belirten zil çaldığı esnada Sungho ve Woonhak koşarak, nefes nefese içeri girmişlerdi.

Tae ile Leehan hâlâ ortalıkta yoktu.

Sungho cam tarafı sondan 2. sıramın yanına, benim yanıma geldi.

Woonhak önümde ve Jaehyun arkamda oturuyordu.

''Hadi Liu sıra bende'' dedi mızmızlanarak beni yerimden kaldırmaya çalışırken.

Ben ise onu yarı duyuyor yarı duymuyordum çünkü Leehan'ın her an kapıdan girebileceği olasılığı beynimi kurcalıyordu.

''Hı? Ne sırası?'' diye oyalıyordum onu.

''Ya bugün burda ben oturucam hadi sıra bendeeee'' dedi beni yerimden sarsmaya devam ederken.

''Ya gel otur tamam'' dedim ayağa kalkıp onu sıraya iterken.

Asla onu sıraya tokatlamama tepki bile vermeden sıranın üzerine resmen uzanıp Woon'un omzunu ısırmaya başlamıştı bile.

Woonhak'a olan hoşlantısını fazla belli ediyordu ama hoş karşılıyordum çünkü ben de aynı durumun içerisindeydim.

Leehan ve Taesan sonunda sınıfa giriş yapmıştı fakat ter ve kahkahalar içerisinde, koşa koşa...

''Sana o kadar uzaklaşmayalım demiştim'' dedi Leehan Taesan'a sırıtarak.

''Spor oldu mu olmadı mı?'' dedi Taesan ona karşılık hem alaycı hem de komik bir tavırla.

Leehan ter içerisindeki ıslak ve uzun saçlarıyla içimde bir istek uyandırıyordu. Her şeyime istisna, duygularıma çeviri olmak zorunda mıydı ki??

Sungho benim yerime geçince ben de otomatik olarak Sungho'nun yerine yani duvar tarafı sondan 2. sıraya geçmiştim ve bu bugünki öğleden sonramı yani 5 dersi Leehan'ın arkasında oturmaya devam etmem gerektiği anlamına geliyordu.

Leehan önümdeki yerini almıştı.

Sırasının altından pet şişesini aldı ve Taesanla yaptıkları ne olduğundan emin olamadığım yolculuğun sonucu olarak yorulup susadığından suyunu içmeye başladı.

Suyu içmeye başladığı andan itibaren kayboldum.

Her yutkunduğuna kalbim saniyede 20 defa daha kan pompaladı.

Şişeyi aşağıya indirip dudaklarını oradan ayırdığında bile kendime gelememiştim, bu defa takıldığım yeri dudaklarıydı.

Dönüp bana baktı, farkındaydım ama değildim, doğruca dolgun dudaklarına bakıyordum.

Bu bir hata mıydı değil miydi, doğru muydu yanlış mı?

Belki de benim olmalılardı, kendisi ve her şeyi...

O bana bakmaya devam ederken kendime gelmiştim.

''Bugün burda mısın?'' diye sordu bana.

''Evet, Sungho beni kovduğu için burdayım'' dedim Sungho'ya bakarken.

''Ders kiminleydi yaa'' diye sordu bana.

''Bay Kang ileydi sanırım'' demem üzerine ''Hangi Bay Kang?'' diye sordu.

''Kang Daniel, fizikçi olan'' dedim aylardır ders programını ve hocalarını dahi tanımamasına şaşırırken.

''Konuştuğumuzu görürse canımızı okur değil mi?'' dedi göz devirerek.

AŞK-I BONEDO | BOYNEXTDOORWhere stories live. Discover now