[46] Yorgunluk

547 44 4
                                    

Iyi okumalar
Umarım bölümü beğenirsiniz canlarım, yorum yapmayı ve oylamayı unutmayın!🕊 sizi Çook seven yazarınız Hazal🤍
Oy sınırı:30

***

Tuana'dan

Mutfağın kapısının açılmasıyla o tarafa döndüm içeri giren kişiyi gördüğümde tedirgin olmuştum, içeri giren kişi içerde elime elini değdiren kişiydi.
"Buyrun ne istemiştiniz?" Dedim, buraya başka ne için gele bilirdi ki?

"Ben, içeride sizi gördüm ve tanışmak istedim" dedi ve elini sıkmam için uzatıp "ben Azad Bedirhan sen?" Neden benimle tanışmak istiyordu ki? Derin bir nefrs çekip "Ama ben tanışmak istemiyorum" dedim ve işime geri döndüm.

Kapının kapanma sesini duyduğumda gitti sanıp arkamı döndüm fakat gitmemiş üstelik kapıyı kapamıştı. Evli olduğumu biliyormuydu? "Ama ben istiyorum" dedi ısrar ederek. "Beyefendi siz duymuyormusunuz? Istemiyorum diyorum! Üstelik ben evliyim!" Dedim bağırarak.

Bu sefer kolumu sıkı ve sert bir şekilde tuttu "benim için fark etmez!" Dedi ve yüzüme yaklaştı "bırak!" Dedim kolumu kurtarmaya çalışarak, fakat kolumu çok sıkı tutuyordu! Birden mutfağa Çağan daldı ve Azadın ensesini tutup çekti ve yere fırlatıp onun üstüne çıktı ve onu yumuruklamaya başladı. Ailesine olan stresini o adamı döverek çıkarıyordu...

Dudaklarımdan bir çığlık çıktı. Azad denen adamın yüzü kandan gözükmüyordu! Çağan kontrolunu kaybetmiş bir şekilde yumuruklarını ard arda o şerefsizin yüzüne geçiriyordu. "Sen kimsin LAN! Benim karıma dokunma cesaretini nerden buluyorsun piç!" Dedi ve Mutfağa Adar abi daldı "Çağan! Bırak öldürüceksin!" Dedi Adar abi ve Çağanı adamdan ayırmaya çalışıyordu. Ve diğer misafirlerde mutfağa girdi herkes Çağanı Azad'tan ayırmaya çalışıyordu...

Nefes almaktan zorlanıyordum "Ça-Çağan!" Dedim zar zor nefes almakta zorlanırken Çağan benim sesimle kendine gelmiş olacak ki durdu. Bir kanlı ellerine birde yüzü kandan görünmeyen adama baktı...

Gözleri beni bulduğunda bir küfür savurdu, onu ilk defa böyle görüyordum ilk defa ondan korkuyordum. Korku tüm vücüdümu esir aldı, titriyordum onun. Adamın üstünden kalktı ve benim yanıma geldi...

"Ge-gelme..." dedim titreyen sesimle "hayır, hayır! Tuana benim bak ben Çağan" dedi ve kanlı elini saçlarıma değdireceği zaman, geriye doğru bir adım atım. Hıçkırarak ağlamaya başladığımda elini yumuruk yapıp duvara bir yümuruk atı, ve duvarda kan izi kaldı...

Kan, sevdiğim adamın ellerinde kan vardı çok, çook kan vardı. O bir katil değildi ki neden elinde kan vardı? Onun ellerinin kana bulaştığını görmeyi sevmemişti kalbim...

"Alın sünü hastaneye götürün!" Dedi Adar abi, etrafımda bir sürü ses vardı fakat ben hiç birini anlamayordum heosi bir uğultudan ibareti...

***
Gözlerimi alnımda hissetiğim sıcak dudaklarla açtım Çağandı, zorda olsa kendime gelebilmiştim. "Saat kaç?" Dedim yorgun sesimle "23:10 meleğim" dedi Çağan ve dudaklarını anlıma bastırdı "Çağan, uyumak istiyorum" dedim ve güldü onu hep böyle görmek istiyordum, elleri kana bulanmış bir şekilde değil...

"Peki, sen uyu ben abimle takılıcam" dedi ve yataktan kalktı onu başımla onayladıktan sonra odadan çıktı ben ise kendimi uykunun kolarına bıraktım...

***
Çağan'dan

Odadan çıktıktan sonra terasa girdim abim masada oturmuş bira içiyordu, sıkıntılı bir nefes verdim ve bende masaya geçtim beni gördüğünde dudakları kıvrıldı "hoş geldin, koyum mu?" Dedi birayı işaret ederek, kafamı dağıtmam gerekiyordu, başımı hafif bir şekde aşağı salladım ve onu ohayladım.

Bir bardak alıp bira koydu ve önüme bıraktı, hiç düşünmeden bardağı kafama diktim, yorulmuştum çok, çok yorulmuştum genç yaşta büyümek zirunda kalmanın yorgunluğu vardı üstümde...

Abim ayağa kalktı ve bir şarkı açtı 'vay halıma~ ferdi tayfur' gerçektende vay benim halıma...

'Garip başım taştan taşa
Vursam ola, vursam ola...
Garip başım taştan, taşa.
Vursam nola, vursam nola
Sebebim derdim ey güle.
Halım görmeyen be bile.

Vay halıma, vay halıma
Dağlar dayanmaz ahıma
Vay halıma, vay halıma
Dağlar dayanmaz ahıma.'

~Vay halıma- ferdi tayfur

Canım yanıyordu, şu an babam neden yanımızda değildi? Neden bise sarılmıyordu? Biz ağlarken neden yanımızda yoktu?

Ne babamızın,
omzunda ağlayabildik
Ne de Annemizle,
Üzülür diye dertleşebildik.
Bizi biz büyütük...

Acıyordu, kalbim çok acıyordu, siz hiç annenize sarılmaktan çekindiniz mi? Ben çekindim, anneme sarılırsam Lerzan anne üzülür diye..
Siz hiç rüyanızda babanızla sarıldığınızı gördüğünüzde uyandığınız için ağladınız mı? Ben ağladım çünkü sadece rüyalarımda sarıla biliyordum babama...
Yaşıtlarım 17 yaşında arkadaşlarınızla eğlenirken benim elim silah tuttu...
Siz 2 yaşında oyuncaklarla oynarken bana beşik kertmesi yapıldı...

Gözlerimden aşağı istemesizce bir guz yaşı süzüldü, yoruldum çok hemde çok yoruldum...

Sanki sırtımda tonlarca ağırlıkla bir tepeye tırmanıyor gibi yorgundum, bu genç yaşta bu kadar yorgunluk normal mi bilmiyorum ama ben çok yorgunum...

Kestik...
Umarım beğenmişsinizdir canlarim Oylamayi ve yorum yapmayi unutmayin lütfen❤️ sizi cok seven yazarınız Hazal.
Oy sınırı:30
Bölüm hakında düşünceleriniz ne? Lütfen yorumlara yazmayı unutmayın

Yeni GelinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin