1 ~Gerçek Olamayacak Kadar Güzel~

261 120 166
                                    

Yalnızca 19 yaşında bir genç, adı ise Jaehyun, sokakta yürümekteydi.

Ona göre karşısından gerçek olamayacak kadar güzel bir siluet geçmişti, koşan bir çocuk, yaşıtı gibi ama fazla güzel, Jaehyun'a göre gerçek olamayacak kadar güzel  bir siluet...

Belki de rüya görmüştü, ya da bu yaz ayında kısacık süren minik bir serap?

Gerçekti ve Jaehyun buna emindi, koşan silueti takip etmeye başladı.

Ona yaklaştığını hissediyordu, tahminleri doğruydu. 

Koşan siluet yalnızca bir siluet değildi, o bir insandı, Jaehyun'un hayalindeki sevgilinin ta kendisiydi o.

Jaehyun onu bir kafeye girerken görüyordu, "Birileriyle mi buluşacak? Yoksa sevgilisi mi var?" diye söylendi sesli bir şekilde mırıldanırken...

Peşinden kafeye girdi dakikalar sonra.

Jaehyun çılgına dönmüştü karşısındaki manzara karşısında.

Takip ettiği o mükemmel adam başını öne eğmiş, karşısındaki kendisine bas bas bağırırken hüngür hüngür ağlamaktaydı.

 Jae onların sevgili olduğunu anlamıştı ve bunun aralarındaki yalnızca küçük bir tartışma olduğunu sanmıştı fakat elbette bu konuda yanılmıştı.

Jaehyun vazgeçip boş vermeye karar vermişti ve kafeden çıkmak için kapıya doğru birkaç adım attı.

Son bir defa dönüp o güzel surata bakmak istemişti oracıkta.

Döndüğü anda birdenbire hızla koşup başka bir çiftin masasından soju şişesini kaptığı gibi, şişeyi o güzel suratın karşısındaki lanet olası adamın kafasında parçaladı.

Herkes çığlık çığlığa kafeyi boşaltmaya başlamıştı.

Jaehyun az önce cebinden bıçak çıkarmaya cüret ettiğini görüp de soju şişesini kafasında patlattığı o adama doğru eğilerek "O bıçak bir daha çıkmayacak!" dedi çılgına dönmüş gözlerle doğrudan ona bakarken.

Güzel adam "S- S- Sumin, bunu bana yapacak mıydın-?" diye sordu dehşet içinde.

Öyle titriyordu ki, korkudan bütün bedeni donmuştu...

Adı Sumin ve şuan yerde olan o bıçaklı adam, "Sanghyuk  ahh hayır! Bana yardım et ahh, ambulans falan çağır, yemin ederim yapmayacaktım" dedi kanlar içinde kıvranırken.

Jaehyun sonunda onun ismini öğrenmişti, Sanghyuk ne güzel isim diye geçirdi içinden. Fakat burada durum ciddiydi, Jaehyun ısrarla doğru olanı yaptığını söylüyordu.

Burada daha fazla durmak istemediğini fark etti ve kafeden çıkmak için kapıya yöneldi.

Ona engel olmaya çalışan kafe çalışanlarını hiç umursamadan kendini dışarı attı, çalışanlar daha fazla peşinden gelmediler.

Hava kararmak üzereydi bu nedenle eve gitmeye karar vermişti Jaehyun.

O sırada az öncesinde ilk defa karşılaştığı o şirin yüz ve güzel bedenin sesi Jaehyun'a seslendi, bunun üzerine Jaehyun 3. adımının sonunda hızla arkasına döndü.

"Teşekkür ederim" dedi Sanghyuk nazik bir ses tonuyla, başını önüne eğmiş ve Jaehyun'un önünde eğilebildiği kadar eğilmişti.

Jaehyun, Sanghyuk'a doğru hızlı adımlar atarken Sanghyuk geriye doğru küçük adımlar atmıştı endişeyle.

Jaehyun onu tuttuğu gibi kendine çekmişti, Sanghyuk ise direnmemişti bile.

Dakikalarca öylece sarıldılar sıkı sıkı, birbirini tanımayan iki adam dakikalarca birbirlerini daha sıkı sarmışlardı.

Sonunda ayrıldıklarında Jaehyun, onun ağladığını fark etti. Bu gözyaşları az önceki gözyaşları değildi, bu gözyaşları yepyeniydi, çok tazeydi...

Jaehyun elini onun güzel yüzüne koydu ve inci gözyaşlarını sildi.

Gözyaşları hâlâ akıyordu, silmesi uzun süre fayda etmedi ama Jaehyun asla bıkmadı.

Gözyaşları aktı, bir daha aktı ve Jae sildi, yine sildi... Bu bir döngüydü ve hiç bitmeyecek olsa bile umurunda değildi.

Yüzünü onun yüzüne yaklaştırdı Jae, Sanghyuk'un gözleri ağlarken kapalıydı.

Yavaş yavaş kulaklarına yöneldi ve "Kim olduğunu, melek mi yoksa insan mı olduğunu bilmiyorum ama lütfen iyi ol, güvende ol ve bir daha ağlama" dedi Sanghyuk'u tatlı tatlı fısıldayarak uyarırken.

Bir kere daha sardı onun vücudunu, sıkı sıkı sarıldı. Bu defa çok farklıydı, kalbini hissediyordu, onun hızlı hızlı atan kalbini...

Sanghyuk artık hıçkırmıyordu, ağlamıyordu, yalnızca Jaehyun'un yanında güvendeydi, bir tek bunu biliyordu.

Yaklaşan ambulans mı yoksa polis mi hiç ayırt edilemeyen o siren seslerini duyduğunda Sanghyuk'tan ayrıldı Jaehyun.

Hızla uzaklaşmak için büyük adımlar atmaya başladı, Sanghyuk peşinden "Gidiyor musun?" diye sordu yüzündeki yeni kuruyan gözyaşlarının hemen ardından beliren endişeli yüz ifadesiyle.

Jaehyun, "Sanırım bu ilk ve son karşılaşmamız olabilir" dedi yüzünde duygusuz bir ifadeyle.

"Nasıl yani?" diye sordu Sanghyuk merak ve hüsranla.

Jaehyun ise "Belki de her son yepyeni bir başlangıçtır?" diye yanıtlamıştı sorusunu sesli ama ona ulaşabilecek kadar sesli olmayacak bir şekilde.

Gitmesi gerekti ve hızla oradan uzaklaştı...


******

*Sumin (Xikers)*

Güzel yorumlar yapmayı ve oy vermeyi unutmayın!

Teşekkür ederim <333

******



ARKADAŞLAR SUMİN BUUUU

ONU KÖTÜ KARAKTER YAPTIM ÇÜNKÜ KALBİMİ ÇALDI :(

XİKERS BİASLARIM SUMİN VE MİNJAE😍🤙

XİKERS BİASLARIM SUMİN VE MİNJAE😍🤙

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


KORUYUCU | BOYNEXTDOOR [+𝟏𝟖]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin