18 ~Sana ruhumu bile veririm~

72 22 108
                                    


Beden dersinde on tur koşu esnasında Sanghyuk bir süre sonra koşmayı bırakıp öğretmenin yanına gitmişti.

''Hocam midem bulanıyor''

Bu elbette bir bahaneydi, amacı notu en hızlı şekilde okumaktı.

''Hasta görünüyorsun Sanghyuk, revire gitmek ister misin?''

''Ah hayır yüzümü yıkayıp gelsem geçer gibi''

''Tamam hemen git ve gel, acele et''

Bu konuşmalar üzerine Jaehyun da atıldı;

''Ben de onunla gidebilir miyim? O bayılır şimdi tek başına, lütfen hocamm'' 

''Myung Jaehyun, koşmaya devam et!''

''Aaahh hadi ama!''

''Devam et dedim, sallanmayın!!''

İznini de aldıktan sonra Sanghyuk hızlı adımlarla lavaboya çıkıp arkasından kapıyı kapattıktan sonra sırayla lavabo kabinlerinin boş olup olmadığını kontrol etti.

Hepsinin boş olduğundan emin olduktan sonra birinin içine girip kapıyı üstüne kapattı ve notu yavaşça cebinden çıkardı.

Kalbi deli gibi atıyor ve nefes almakta zorluk çekiyordu.

Bu defa ne olmuştu? Neye yaklaşmıştı? Nelerin farkına varması gerekiyordu?

Bu bir uyarı mıydı yoksa ipucu mu? bütün bunları merak ediyordu.

Yavaş yavaş katlanmış kağıdı açmaya başladı.

İyice açtıktan sonra kendinden uzaklaştırıp gözlerini yumarak derin bir nefes aldı ve okumaya başladı.


     Bir bağlantı aradın mı ki bulasın?
     Yakınlaşmadın gerçeğe, unutmaya meyilli uzaklaştın
     Bir hatan oldu mu ki hayatından olasın?
     Sana hiçbir zararım olmayacak, korkmayı bırakmalısın!


Her not farklı bir şey anlatıyordu sanki, fakat bütün bunlar arasında yalnızca kafasının karıştığına emindi, notu güçlükle katlayıp yeniden fermuarlı cebine koydu.

Birden bire boğulmaya başlamıştı, nefes alamıyordu, öksürmeye başladı ve kabinden çıktı.

Aynaya saniyelik baktıktan sonra musluğu açıp yüzünü yıkadı ve lavabo musluğunun taşına yaslanarak dönen başının etkisinin geçmesini bekledi.

Kalbi her zamankinden hızlı atıyordu, o kişi ona ondan daha yakındı.

Ellerini ıslatıp saçlarına yedirdi ve boynuna bir avuç su dökerek nefes almaya çalıştı.

Bütün bunlar onu boğuyordu, hayatı yavaş yavaş ve herkesten gizli bir şekilde mahvoluyordu.

Suyun akmasını engelleyip küvet misali doldururken suyu izledi.

Aniden ortaya çıkan o yorgunluktan kaynaklı ağırlaşan başına katlanmak istemeyip yavaşça onu, kafasını  biriken suyun içine koydu.

Rahat hissediyordu, sonsuzluğa gidiyordu ama yüzemiyordu.

İstiyordu fakat istemiyordu, böylece kafasını suyun içinden çıkarmadı.

Nefesi tükenmişti ancak boğulabileceğinin bilincinde değildi ve öylece devam etti.

KORUYUCU | BOYNEXTDOOR [+𝟏𝟖]Where stories live. Discover now