6 ~Ne pahasına olursa olsun~

155 100 108
                                    


Kapı deliğinden anahtar sokulduğunu işaret eden sesler geldiğinde Sanghyuk korkuyla ''Jaehyun sen misin?''  diye seslendi.

Kapı açıldığında gelen gerçekten Jaehyun'du.

''Evet benim, nerdesin?''

Sanghyuk koşarak Jaehyun'un yanına gitti ve ona sıkı sıkı sarıldı.

''Sanghyuk, ne oluyor?''

Sanghyuk hıçkırarak ağlamaya başlamıştı.

''Hey, noldu? İyi misin?''

Sanghyuk hiçbir cevap vermiyordu, yalnızca yüksek bir ses eşliğinde ağlamaya devam ediyordu.

Jaehyun da bir şeyler sormayı kesip Sanghyuk'a kendisi de sıkı sıkı sarılarak karşılık vermişti.

Elbette sarılmak veya ağlamak bir çözüm değildi ve Jaehyun'un neler olduğunu anlamasına hiçbir fayda sağlamıyordu.

''Neler olduğunu merak ediyorum ve neden ağladığını?''

Sanghyuk cevap vermeyi ısrarla reddediyor ve Jaehyun ona her soru sorduğunda ona daha sıkı sarılmaya devam ediyordu.

Jaehyun da soru sormayı reddetmişti, öylece sarılıyorlardı...

Jaehyun bedenini Sanghyuk'tan ayırıp onu kucağına aldı ve yatağına taşıdı.

Kızaran gözlerini gördüğünde kalbi yanmıştı, kendisi de acı çektiğini hissediyordu.

Sanghyuk'u yatağa yatırıp kendisi de yatağa oturdu.

''Sen ağlamaya devam et, ben ağlamanı bitirip bana anlatmaya karar verene kadar burada oturup seni bekleyeceğim''

Sanghyuk kafasını koyduğu yastıktan kaldırıp Jaehyun'un kucağına koydu.

Jaehyun onun kendisine ihtiyacı olduğunu hissetmişti. Sanghyuk'un saçlarını okşamaya başladı.

Sanghyuk hâlâ ağlıyordu, Jaehyun ise onu sakinleştirmeye çalışıyordu.

Oda sessizleşmeye başlıyordu, Sanghyuk'un gözleri ağlamaktan çok enerji kaybetmişti...

''İşte böyle Sanghyuk, biraz sakinleş ve bana ne olduğunu anlat''

Sanghyuk'un dudakları sonunda aralanmıştı.

''Biri beni aradı''

Sesi zayıf ve kısık çıkıyordu, düşünmekten ve ağlamaktan çok yorgun düşmüştü, uyku sersemi gibiydi fakat sersemliğinin sebebi çok ağlamaktan kaynaklıydı.

''Evet biri seni aradı, sonra?''

''Sonra bana bir şey dedi''

''Ne dedi??''

''  'Choi Sumin öldü'  dedi bana''

''Kim dedi bunu''

''İsimsiz numaraydı, bir daha aradığımda açmadı''

''O şerefsiz için üzgün müsün?''

''Öldüğü için üzgünüm''

''Onun için üzülme''

''Korkuyorum''

''Korkma''

''Neden?''

''Ben buradayken bütün bunları bi başına yapmana izin vermeyeceğim''

Sanghyuk yeniden donakalmıştı, Jaehyun'un güzel sözleri karşısında üzülemiyordu ama üzülmesi gerektiğini hissediyordu.

Ona göre üzülmemesi yanlıştı, ama zordu, Jaehyun ile bu çok zordu...

''Bana da aynısı olur diye çok korkuyorum''

''Olmayacak''

''Nerden biliyorsun?''

''Ben senin yanındayken sana hiç bir şey olmasına izin vermeyeceğim hem de ne pahasına olursa olsun''

Sanghyuk kafasını Jaehyun'un kucağından kaldırarak onun yüzüne baktı, bu söylediklerinde cidden ciddi olduğunu yüzünden, gözlerinden anlamıştı.

''Ne pahasına olursa olsun dedin, senin için bu kadar önemli olmam anlamsız''

''Senin bilmediğin fakat benim de açıklayamadığım şeyler var''

Sanghyuk öylece onun yüzüne bakmaya devam etmişti.

Jaehyun da aynısını onun için yapma kararı almış fakat en sonunda kendini tutamayıp onun boş gözleri karşısında gülmeye başlamıştı.

Sonrasında Jaehyun ''Bir şey söyleyeceğim''  dedi.

''Söyle''  diye yanıtladı Sanghyuk.

''Gerçekten çok tatlısın, seni yiyesim geldi''  dedi Jaehyun boş gözler ve duygusuz bir ses tonuyla.

Bu duyduğunun karşısında Sanghyuk ''Ney? Ne dedin sen?''  diyerek kahkaha atmaya başladı.

Jaehyun da ona katılmıştı, şimdi ise beraber gülüyorlardı.

''Duyduğun gibi''  diyerek yeniden dediklerini onaylamıştı Jaehyun.

''Ahh bu garipmiş''  dedi Sanghyuk utanarak.

''Korkma, seni yemeyeceğim sadece bir an gözüme fazla tatlı göründün o kadar''

''Sağol, içim rahatladı''

''Sabahtandır seni rahatlatmaya çalışıyordum, sonunda rahatlaman güzel oldu''

''Ahh sana borcumu nasıl ödeyeceğim''  dedi Sanghyuk kafasını eğerek.

Jaehyun ise onu boynundan tutarak kendine çekti ve yeniden kucağına uzandırdı.

''Uyu Sanghyuk, dinlen, ben şimdilik senden yalnızca bunu istiyorum''

''Bunu istiyorsan, yapacağım''

Bunun üzerine Sanghyuk gözlerini kapattı ve uyumaya çalıştı.

''Daha rahat uyuman için sana başını okşayarak yardım etsem rahatsız olmazsın değil mi?''

Sanghyuk gülümseyerek ''Sorun olmaz''  diye karşılık verdi.

''Saçların da çok yumuşak bu arada, kalbin gibi''

''Böyle devam edersen ağlayarak çıkar giderim kimse de bişey diyemez''

''Ben derim''

''Diyemezsin''

''Deneyelim mi?''

''Hayır''

''Güzel...''


*****

Biraz değil fazla kısa olduu

Bu arada neden herkes katilin Jaehyun olduğunu düşünüyo aq CFVTGBHGVF tamam yanılmanız hoşuma gidiyo da o kadar da hoşuma gitmiyo çünkü başka bi pencereden bakmıyorsunuz eğer tüm suçlarda aklınıza aynı kişi geliyorsa ama zamanlar uyuşmuyorsa sizce de bunda bir gariplik yok mudur? Biraz spoi olacak ama ya biri Jaehyun'un üstüne suçu atmaya çalışıyorsa, biraz mantık(?)

Oylamayı unutmayın  :)

Teşekkür ederim <33333

*****



KORUYUCU | BOYNEXTDOOR [+𝟏𝟖]Where stories live. Discover now