Bölüm 10

908 285 114
                                    

Cüneyt, Ercüment'in ofisine girdiği anda havadaki gerginliği hissetti. Ercüment bir görüşmeyi sonlandırıp diğerine geçiyordu. Parmakları klavyenin üzerinde hızla hareket ediyordu. Duru elindeki tablette bulduklarını Ercüment'e gösteriyor ve not alıyordu. Bir an Tarık'la göz göze geldiler.

"İyi şeyler olmuyor Cüneyt. Yarın önemli bir toplantı yapacakmışız"

"Sanırım sonuca ulaştı"

"Ve yaşamak istemediği bir son olduğuna eminim"

"Eğer tahminler doğruysa..." ellerini saçlarına geçirip derin bir of çekti. Balın'ı düşünüyordu. Kızı toparlamaya çalışırken ağır bir darbe daha yiyecek olması haksızlık gibi geliyordu. Küçücük bedeni, tertemiz ruhu bu kadar kötülüğü kaldırabilir miydi? Güven duygusu hayatın merkezinde olması gerekirken onun üzerine dağlar yıkılacaktı. Tarık omzunu sıkıp "Bir şekilde başaracağız" dedi. Balın yalnız değildi, çevresinde onu seven ve koruyan birçok insan vardı. Toparlanmasının en kolay yolu da bu sevgi çemberini hissettirmekti. Açılan yaralar izi kalacak olsa da bir şekilde kapatılmalıydı.

Öğle yemeğini birlikte yediler. Ercüment'in gerilen sinirlerini gevşetmek adına çabalayıp başarılı da oldular. Aralarındaki tek kadın Duru'ydu ve onun enerjisi bile yetmişti. Olmadık konular açıp ortamın havasını değiştirmeyi başardı. Ercüment tabağındaki eti keserken yan gözle Cüneyt'e baktı.

"Yeni ailenle durumlar nasıl Cüneyt?"

Cüneyt oturduğu yerde kıpırdanıp "İyi" dedi.

"Sadece iyi mi? Yoksa biz o kadar mı bilelim?"

Duru kıkırdayıp "Sen çözülene kadar sorular gelecek Cüneyt. Bence bir kerede söyle gitsin" dedi. Ona Tarık da eşlik edince Cüneyt derin bir nefes aldı. Herkes Cüneyt ve Ela arasında ilişki olma yüzdesinin yüksek olduğunun farkındaydı.

"Bir sorunumuz yok" diyen Cüneyt hala lafı kıvırma çabasındaydı. Her ne kadar boşa gittiğini bilse de.

"Hmm... Ela öğretmenle uyumlu bir çift olduk diyorsun yani"

"Dedim sayın"

Cüneyt dışında masadaki herkes sırıtıyordu.

"Ercüment Bey biraz daha Cüneyt'in üzerine giderseniz bağırsakları düğümlenecek"

Tarık'ın son cümlesi kahkahaya neden oldu. Artık Cüneyt de gülüyordu. Duru masanın üzerinde titreyen telefona bakınca gözleri kısıldı. Beklemeden cevap verdi. Karşıyı dinlerken gözleri Ercüment'i buldu. Dudağının yanını ısırması iyiye işaret değildi. Duru telefonu kapatıp masanın üzerine bıraktı. Boğazını temizledi. Ercüment anlamıştı geliyor gelmekte olan. Peçeteye ağzını silip ellerini masanın üzerine birleştirerek sorgulayan bakışlarını Duru'ya çevirdi.

"Oğuzhan'ın okulundan aradılar. Bir çocukla kavga etmiş ve müdür sizi görmek istiyormuş"

"Ne? Kavga mı etmiş? Oğuzhan? Benim oğlum"

"Hı..."

Derin bir nefes alan Ercüment elini ensesine götürüp başını sağa sola oynattı.

"Genç onlar olur öyle"

"Muhtemelen önemsiz bir konudur"

"Şimdiye aralarında anlaşmışlardır"

"Müdür büyütmüştür"

Ardı ardına gelen cümleler adamı sakinleştirmiyordu. Sadece kendini tutuyordu. Masadan destek alarak ayağa kalktı.

"Gidelim! Ümüğünü sıkmaya kalkarsam araya girin"

GÜVENLİK (Tamamlandı)Where stories live. Discover now