Kitabımıza kırk bir kere maşallah 🧿
B.U.B
| Şimdiki zaman, Türkiye Cumhuriyeti |
"Geçmişimizi Barut," dedi gözleri yırtıcı bir kartal edasıyla kısılırken. "Geçmişimizi..."
Avuçlarımın arasındaki narin elin, buz gibi olduğunu hissettim. Balkan Kızı parmaklarımı kavrayan ellerini serbest bıraktığında artık benim ellerimi tutmuyordu. Onu kavradığım ve bırakmayı düşünmediğim için de elleri ellerimden tamamen ayrılamadı.
Dilara'dan beklemediğim kelimeler beni de şaşkınlığa uğrattı. Kaşlarım havalandığında ona üstten bir bakış atarak, "Söylesene Dilara," dedim sert bir tonda. "Neymiş bahsettiğin geçmiş?"
Bakışları ikimiz arasında gidip geldikten sonra masumca gülümsedi. "Hiç," diyerek geçiştirdi. "Ne olabilir ki? Sonuç olarak geçmişte kaldı. Tat kaçırmaya gerek yok bence."
Dişlerimi sıkmaktan çenem kasıldı. "Dilara," dedim sinirle. "Ortaya laf atıp sonra hiçbir şey dememiş gibi davranma."
Balkan Kızı araya girerek, "Dilara demek insanları güldürmeyi seven bir insansın," dedi. "Tat kaçırabileceğini sanarken ki yüz ifadesi bir hayli komikti de."
"Daha çok güldüreceğime emin olabilirsin Talia, komik hikayelerimin olduğu doğru. Birçoğunun başrolü de Barut," dedi Dilara yaslandığı yerden ayrılarak. "Hem kek yapmıştım. Bol çikolatalı, yiyelim de ağzımız tatlansın."
Dilara bizi baş başa bırakıp yanımızdan uzaklaştı. Balkan Kızı onun gitmesiyle tamamen bana döndü. Elini tutmamdan hoşnut olmazken sertçe parmaklarını benden ayırdı. Bana hiç iyi olmayan ve korkmam gereken bir bakış atıp mutfağa doğru ilerledi.
Bu kız hep böyle ateşli ateşli bakacak sonra gidecek miydi?
Ablam mutfaktaki masada kahvaltı yapmak istemediği için balkona yeniden kurdurmuştu. Çocuklar uyuduğu için rahatça kahvaltı yapmak istiyordu. Ben de onlardan fırsat bularak maskemi takmamıştım. Uyandıklarında korkmamaları için takacaktım. Dilara yüzümdeki yarayı biliyordu. Onun yanında da takmama gerek yoktu. Yaram henüz tazeyken pansuman yaptığı olmuştu. Geçmiş diye bahsettiği olay da zaten bu yarayla ilgiliydi bunun dışında aramızda hiçbir şey olmamıştı.
Bir süre mutfakta derin düşüncelere dalmış bir haldeydim. Dilara'nın az önceki tavrı hiç hoşuma gitmemişti. Kapıyı açar açmaz bana sarılmasını da yanlış bulmamıştım. Yıllardır arkadaş, kardeş gibiydik. Fakat az önce yapmaya çalıştığı ima bütün yılları ve onu tanıyor olmamı çöpe atmıştı.
"Herkes içeride oturuyor, sen neden gelmiyorsun?" Nahif çıkan ses ve eş zamanlı olarak belimde hissettiğim parmaklarla derin bir soluk aldım.
YOU ARE READING
BİR KİBRİTLE 𝘠𝘖𝘒 OLMAK
General Fiction𝟷 𝚟𝚎 𝟸. 𝚔𝚒𝚝𝚊𝚋ı 𝚝𝚊𝚖𝚊𝚖𝚕𝚊𝚗𝚍ı. ❝İnsan bir kutu kibrite benzer. Varolur, yanar ve söner.❞ Bu hayatta nasıl bir kibrit olacağına sen karar vereceksin. Yanacak mısın? Yakacak mısın? Yoksa öylece duracak mısın? Ben, benimle yanmanı, geri...