••Tamamlandı.
Seri üç kitapla final yapmıştır ve basılmıştır.
❝İnsan bir kutu kibrite benzer. Varolur, yanar ve söner.❞
Bu hayatta nasıl bir kibrit olacağına sen karar vereceksin. Yanacak mısın? Yakacak mısın? Yoksa öylece duracak mısın?
Ben, benim...
«İnsan sevdikçe iyileşiyor, artık anladım... | Turgut Uyar) »
❝Beni sevsen iyileşir miyim, Balkan Kızı?❞
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
TALİA ALAZ
| Şimdiki zaman, Türkiye Cumhuriyeti |
Yüzbaşı Barut'la bir evlilik yapacaktım.
Çocukluk aşkımla evlenecektim.
Hem de tek başıma, kimse olmadan.
Her ne kadar her şey kâğıt üzerinde olacak olsa da kardeşim hiçbir anıma tanıklık etmeyecekti. Alisa benim her şeyimdi ve ben günlerdir ondan ayrıydım. İkimizi kurtaracak tek yol, Türkiye'ye gelip bir anlaşma yapmamdan geçiyordu. İşin sonunda onu bütün kötülüklerden uzak tutmak varsa ondan bir süre daha ayrı kalmaya razıydım. Keşke o da benimle birlikte Türkiye'de olabilseydi.
"Fahrettin Albay'ın yanına gideceksin Talia, o sırada biz Yüzbaşı Barut ile konuşacağız," dedi Binbaşı Beton. Buraya her şeyi göz önüne alarak gelmiştim. Birçok şey yapacağımı biliyordum. Hayalet Timi bana neler olabileceği hakkında da birkaç bilgi vermişti fakat evlenmek, aklımın ucundan bile geçmezdi.
Çenemi kaldırdım. Hafifçe gözlerimi kıstıktan sonra uysal bir tonda, "Peki," dedim. "Çıkıyorum ama beni geçiştirdiğinizin farkındayım!"
Yüzbaşı benimle birlikte odadan çıktı, kapıda duran askere doğru, "Kendisini Fahrettin Albay'ın yanına götüreceksin ve bir an olsun gözünü üstünden ayırmayacaksın. Kapıda bekle, konuşması bittiğinde kendisini yine buraya getir," dedi. Asker, selam verdikten sonra bana yürümem için yol gösterdi.
Albayın kapısına geldiğimizde tekmil getirip içeriye giren askerden sonra peşinden ben de geçtim. Albay beni görür görmez ayaklanmıştı. "Babana benzediğini söyleyen olmuş muydu hiç?" dedi.
Kafamı iki yana salladım. "Hiç kimse söylemedi."
"Gözlerin tıpkı onun gibi," diyerek oturmamı işaret etti. "Bakışlarınız aynı. Sanki Ayhan karşımda ve gözlerini dikmiş bana bakıyor. Hey gibi Ayhan, ne adamdı. Ruhu şaad olsun."
Yüreğim burkuldu. Alisa ve ben kızıldık, babama bu yüzden bizi hiç benzetmezlerdi. Bakışlarımızın aynı olduğunun farkında bile değildim. "Babamı çok iyi tanıyor olmalısınız."
"Silah arkadaşımdı. Tanımaz olur muyum hiç?" dedi buğulu gözlerle. "Bizimle iş birliği yapacak olmana en çok baban gururlanacaktır. Onun hakkından gelemediği her şeyin hakkından sen geleceksin, Talia. Ülkene tekrar gittiğinde Ayhan'ın kızı olarak döneceksin."
"Bunu ne kadar çok istediğimi bilemezsiniz," diye fısıldadım. Babamın hayali asker olmamdı. Annemin hayali ise doktor olmamdı. İkisi de olamadım fakat onları gururlandıracağıma emindim. Bunu onlara borçluydum. "Sadece..."