2. KİBRİT

249K 17.8K 18.7K
                                        

Bir kibrit yak...

« Böyleyim diye ayıplama beni.
Bir gün kendimi sonsuzluğun koynuna bırakırsam yaralı ve yenik bir asker gibi darılma unutma ki her seven, isimsiz bir kahramandır.
Unutma ki insan; sevebildiği kadar insandır.
| Ümit Yaşar Oğuzcan. »

Küçükken seni hiç sevmezdim. Büyüdüm; seni tekrar gördüğümde ise yaralı bir askerdim. Sen beni hiç bilemedin, yara insanı değiştirirmiş, Balkan kızı.

| Geçmiş zaman, Türkiye Cumhuriyeti |

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

| Geçmiş zaman, Türkiye Cumhuriyeti |

"Benekli!"

Eğer diğer insanlardan seni ayıran belirgin bir özelliğin varsa, artık onunla anılırdın. Seni sen yapan ruhunla değil de, dışındaki etten bedenle ilgilenirlerdi. Çünkü her ne kadar önemli değil deseler de; görünüş, sandığımızdan daha çok rol oynuyordu hayatımızda.
İnsan dediğimiz bir çuval etten ibaret değil miydi zaten?

"Çilli!" Çocuklar, ortalarına aldığı Talia'nın etrafında çember misali dönerken bir oyundan fazlasını oynuyorlardı. Oyunlar eğlenceli olurdu, Talia şu an hiç mutlu değildi. Somurtkan bir hâlde, yüzüne dağılan çillerini kapatmakla meşguldü.

Talia, onu o yapan bütün özelliklerinden nefret eden bir çocuktu. Hiçbir zaman çillerini sevmeyecekti. Üstelik kendisinden nefret etmek için daha çok küçüktü. Yalnızca sekiz yaşındaydı.

"Benekli çilli! Benekli çilli! Benekli çilli!"

Onun bir yandan saçlarını çekiyorlardı. "Sen nesin bok surat!" diyen kızın sesi, diğerlerinin lafını kesmişti. Ülkü, uzun sarı saçlarıyla koşturarak geliyordu. Talia'nın bu lojmandaki tek ve en iyi arkadaşıydı.

Ülkü'nün öfkeyle baktığı çocuk, "Bana mı dedin?" diye sordu.

"Sana dedim dombili," derken Ülkü, çemberin yanına doğru gelmişti. Talia'nın durumunu görünce içten içe üzülmüştü. Talia yaramaz bir kızdı, kendisi gibi olsa hiçbir şekilde ağlamaz ve zırlamazdı. "Talia'yı rahat bırakın."

"Bana dombili diyemezsin sen!" diyen çocuk Ülkü'yü sertçe ittiğinde yere düşmesine neden oldu.

Talia kendine yapılanlara sessiz kalan biriyken arkadaşına yapılana hiç sessiz kalmazdı. "Ülkü!" dedi korkuyla.

Arkadaşını kaldırmak için elini uzattığında Ülkü kısık bir mırıltıyla, "Dizim acıyor..." dedi. Burnundan soluyarak çocuklara baktı. Elini kaldırıp tehditkâr bir ifadeyle, "Sizi abime diyeceğim," dedi. Talia yüzünden yine canı acımıştı. Ya ağaca tırmanmasını ya erkek çocuklarına sataşmasına ister, ya da kedi köpek peşinde koştururdu. Talia ve Ülkü birbirine hiç uymasalar da iyi anlaşırlardı. "Görürsünüz siz!" Ülkü gözyaşları içinde abisine doğru gitti.

BİR KİBRİTLE 𝘠𝘖𝘒 OLMAKWhere stories live. Discover now