Bölüm 17

352 68 8
                                    

Uzun bir aradan sonra merhaba, hayatımdaki bazı değişikliklerden dolayı artık yazmaya vakit ayırmam biraz zaman alıyor. Bu yüzden bölümler gecikti bunun için hepinizden özür diliyorum. Hala yazmakta biraz zorlanıyorum. Sizin için elimden gelenin en iyisini yapacağım amacım kitabı tamamlamak ve bütün bölümleri yüklemek. Şimdilik 2 bölüm yayınlayacağım.

Umarım beğenerek okuyacağınız bir bölüm olmuştur. Yorumlarınız bana ilham veriyor. Hikaye ile ilgili yorum yapmaktan lütfen çekinmetyin

Keyifli okumalar, hayatınıza iyi bakın...

Bölüm 17

Ela eve geldiğinde karma karışık duygularıyla koltuğa çökmüş ve uzun süre oradan kalkamamıştı. Saatlerce karşısındaki camdan bahçeye bakmış ve hafif esintiyle kıpırdayan ağaç yapraklarını izlemişti. Havanın kararmaya başladığını fark ettiğinde gözlerini kırpıştırarak bakışlarını mutfağa çevirdi. Karnı açtı. Bir şeyler yemesi gerekiyordu.

Ayağa kalktı. Dolaba gidip dondurulmuş yiyeceklerden birini alarak mikrodalgaya attı. Yemeği ısıtmak için fırını çalıştırırken bebek için bunun sağlıklı olmadığını düşünüyordu ancak şuan kendine yemek hazırlayacak hali yoktu.

Yemek ısınana kadar üst kata çıktı. Banyoya gidip elini yüzünü yıkadıktan sonra üstünü değiştirdi. İnce bir eşofman takımı giydikten sonra aşağıya inip ısıttığı yemeği yedi. Karnı doydukça sanki beyni tekrar kontrolü ele almış ve mantıklı düşünmeye karar vermişti.

Tabağındaki yemeğin hepsini bitirip ayağa kalktı. Bulaşığı tezgâha bıraktıktan sonra orta sehpaya ilerledi. Eve geldiğinde bıraktığı kartviziti alarak kararlı adımlarla kapıya gitti.

Anahtarlarını cebine atıp evden çıktığında sıcak havaya rağmen esen hafif rüzgâr, onu rahatlattı ve derin bir nefes almasına sebep oldu.

Teoman'ın kapısına geldiğinde derin bir nefes daha alıp zile bastı. Kısa bir süre sonra kapı açıldığında Teoman'ı görmeyi beklerken karşısın çıkan güzel kadını gördüğünde donup kalmıştı.

Kadın kararsız bir gülümsemeyle "Merhaba" dediğinde kendini toparlayıp "Merhaba" dedi. Sesi kısık ve boğuk çıktığında sertçe yutkunup daha berrak bir sesle "Teoman evde mi?" diye sordu. O sıra Teoman'ın sesi duyuldu.

"Cansu kim geldi?" diyen adamın sesi yakındı.

Kadın, Ela'yı görebilmesi için kapıyı biraz daha açarken "Henüz tanışmadık ama çok hoş bir kadın" diyerek gülümsediğinde Teoman, Ela'yı görerek "Ah merhaba" dedi.

Ellerini elindeki havluyla kurulayan genç adama gülümsemeye çalışarak "Merhaba" diyen Ela'nın sesi tekrar kısılmıştı.

Aralarında kısa bir sessizlik olurken Ela ne diyeceğini bilemedi. Onları merakla izleyen kadını fark ettiğinde iç çekip "Yanlış bir zamanda geldim sanırım sonra görüşürüz" diyerek arkasını dönüyordu ki kadın öne atılarak onun elini tuttu.

"Hayır, ben Cansu, bu akşam kızımla abime yemeğe geldik. Bize katılsana" dediğinde Ela şaşkınca kadının yüzüne baktı.

Ardından bakışları Teoman'a döndüğünde genç adam gülümseyerek "Tabi gelsene" dedi. Ancak Ela onun içten bir şekilde teklif etmediğini fark etmişti.

Kafasını iki yana salladıktan sonra genç kadına dönüp gülümseyerek "Tanıştığımıza memnun oldum ben Ela. Teklif için teşekkür ederim ama ben az önce yemek yedim. Gitsem iyi olacak" dedi.

Genç kadın elini hala bırakmamış bırakmak yerine elini iki elinin arasına almış ve "Lütfen bize katıl böylece abimin sıkıcı sohbetinden bizi kurtarmış olursun. Çünkü kendisi çok sıkıcıdır" dedi.

Sana KapıldımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin