Bölüm 19

422 93 16
                                    

Ela, ailesini eve getirmeden önce bir restorana giderek yemek yediler. Yemek boyunca babası ve annesinin onu sıkıştırmalarına rağmen genç kadın Mert ile aralarında yaşananların hiçbirinden onlara bahsetmedi. Yemeğin sonunda ise işten ayrılacağını ve doğduğu günden beri bankada onun için yatırılan birikimi kullanmak istediğini söylediğinde babası ve annesi öfkeden çıldırmıştı.

Babası "Bir adam yüzünden tüm hayatından ve kariyerinden mi vazgeçeceksin?" diye sorarken Ela'ya hayal kırıklığıyla bakmıştı.

Ela her şeyi onlara açıklamak istese de ailesinin onu anlayışla karşılayacağına güvenmediği için sustu.

Eve geldiklerinde anne ve babasına kendi yatak odasını vermiş, o ise kanepede yatmak için salona inmişti. En kısa zamanda boş odaya bir yatak odası takımı alması gerekiyordu.

Kanepeye uzandığı andan itibaren düşünceler birbiri ardına aklını meşgul ederken uyku tutmadı. Babasının Mert'in yakasına yapıştığı anı tekrar tekrar zihninde yaşadı. Belki de o an babasının ona olan sevgisini gösterdiği ilk gerçek andı. Ela iç çekti. Ailesi tarafından bu şekilde yetiştirilmeseydi Mert'e yine de aşık olur muydu? Hayır, Mert'e olan sevgisinin ailesiyle bir bağlantısı yoktu. Evet, ailesinin ilgi eksikliğini Mert'in aşırı ilgisiyle her zaman kıyaslamış, belki de bu durum onu genç adama daha çok yakınlaştırmıştı ama Ela, Mert'i gerçekten çok sevmişti. Tanıştıkları gün gözlerinin önüne gelmeye başladığında göz kenarlarından birer damla yaş süzüldü ve Ela burnunu çekerek uzandığı yerden doğrulup oturdu.

Gözlerini hızla kuruladıktan sonra derin bir nefes alıp ayağa kalkarak kahve yapmaya gitti.

Kahveyi makineye koymuştu ki merdivenden gelen ayak seslerini duydu. Kafasını kaldırdığında annesinin sessiz olmaya çalışarak aşağı indiğini gördü.

"Uyanığım rahat hareket edebilirsin" diye seslendiğinde annesi kafasını kaldırıp ona baktı ve adımlarını daha hızlı atıp yanına geldi.

Sabahlığının kuşağını beline dolayıp dikkatli bakışlarını ona dikerken "Neler olduğunu bana hemen anlatacaksın" dedi.

Ela gülümsedi. Annesi her zamanki gibi sert çıkışlarının işe yarayacağını düşünüyordu.

Annesinin söylediklerini görmezden gelerek "Kahve ister misin?" diye sordu.

Makineye kısa bir bakış atan annesi "Olur" diye cevap verdikten sonra kollarını göğsünde bağlayıp salondaki koltuğa ilerledi.

Ela ona ve kendisine birer kupa kahve doldurduktan sonra annesinin yanına gitti.

İki kadın yan yana otururken annesin kahvesinden bir yudum alıp "Seni dinliyorum" dedi.

Ela bakışlarını kahvesinden kaldırıp annesine döndü. "Beni gerçekten sevdin mi anne?" diye sorduğunda annesi resmen irkildi.

Kadın elindeki kupayı sehpaya bırakıp şaşkın bir şekilde Ela'ya bakarken "Sen hala aynı şeyleri mi düşünüyorsun Ela? Gençken ergenlik dönemlerinde bu tip düşüncelere kapılmanın normal olduğunu düşünüyordum ancak sen hala seni sevmediğimizi mi düşünüyorsun" dedi.

Ela omuz silkip gülmeye çalışarak "Bilmiyorum. Sanırım hiçbir zaman sizin beni sevdiğinize inanmadım çünkü siz hep bana uzaktınız" dedi.

Annesinin bakışları dalgınlaşırken iç çekti. "Sen bizim tek evladımızsın, tabi ki seni seviyoruz. Ama bizi biliyorsun. Sürekli sevgi gösterileri yapacak insanlar değiliz. Baban ve beni hiç o diğer insanlar gibi gördün mü?"

Ela güldü. "Hayır, görmedim" derken ailesini kaç defa arkadaşlarının aileleriyle karşılaştığını düşündü. Gerçekten anne babası diğer insanların yanındayken bile her zaman birbirlerine mesafeli dururlardı.

Sana KapıldımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin