Bölüm 6: "Lütfen Gel..."

759 129 147
                                    


Yine de abisinin ve Hyunjin'in ısrarlarına dayanamayan Felix, okuluna geri başladı.

Öyleydi işte, öldürmeyen her yara bir şekilde geçiyordu. Okuluna giderken, arkadaşlarıyla sohbet ederken, evde tek başına otururken, bir şekilde hayattaydı ve hala yaşıyordu.

Sonunda bir gün, onu gece için davet eden üniversitedeki arkadaşlarının davetini kabul etti. Bu durum o akşam ayrılacak abisi ve Hyunjin'in yüzünü güldürmüştü. Felix yeniden insan içine çıkıyor, yaşıtları gibi takılıp eğleniyordu.

Kim bilebilirdi ki o gece, Hyunjin'in dünyasının kararacağını...

"Hadi Lix, bir bardak daha!"

Sınav haftası gelmeden kafa dağıtmak için bölümce yaptıkları ortak bir etkinlikti bu gece katıldığı. Alt sınıflardan, kendi dönemlerinden bir sürü öğrenci vardı. Bir barın üst katı tamamen onlar için kapatılmış, ödedikleri bir miktar giriş ücretiyle sınırsız içecek imkanı sunulmuştu.

Kanı kaynayan gencecik öğrencileri bu gece eğlenmekten kimse alıkoyamayacaktı. Aynı Felix ve onun arkadaşları gibi.

Felix midesi bulandığını, artık içemeyeceğini söylese de kendi döneminden en yakın arkadaşları durmadan bardağını dolduruyor, onu içmesi için zorluyorlardı.

"Hadi Lix, bir bardak daha!" Diyen, Felix'in en yakın arkadaşı, aynı onun gibi omega olan Jake'di. "Buna ihtiyacın olduğunu biliyorum dostum. İyice iç ve tüm geçmişini resetle."

"Midem bulanıyor diyorum." Felix telefonunu almak için elini cebine attı. Ama telefonu alır almaz Jake elinden çekip telefonunu masaya fırlattı.

"Gidecek misin?" Jake'in yüzü düştü. "Daha yeni başlıyoruz dostum, şimdiden bizi satamazsın!"

"Evet ya." Dedi Rose, dudaklarını bükerek. "Zaten seni zar zor ikna ettik, nereye gidiyorsun şimdiden?" Ardından Jake'e döndü. "Siz de alkolü dayayıp durmayın, midesi dinlensin biraz."

Hoş sohbetler, oraya buraya uçan insanlar, sarhoş insanların kahkahaları ve kontrolsüzce yayılıp birbirine giren feromonların bulunduğu, eğlenceli bir bar ortamıydı işte.

Felix sonunda tamamen sarhoş olduğunda, kendisini Jake'in kollarına bıraktı. "Changbin..." Dedi silik bir şekilde.

Jake, ayrıldıklarını bilmiyordu. Felix'in etrafındaki kimse bunu bilmiyordu. Felix'in dudaklarından adı döküldüğünde, uzun zamandır eniştesinin adını duyduğuna şaşırmamıştı. Rose ile kurdukları ufak bir göz temasıyla anlaşarak Changbin'i aradılar, gelip Felix'i almasını söylediler.

Changbin, Felix'i kucağına almış, arabasına bindirmişti. Felix çok sarhoştu, neredeyse baygın denilebilirdi. Bilincinin açık olmadığı da malumdu. Çocukların onu aramasından memnun kaldı.

"Senin evine mi gidelim, Felix'im?" Diye sordu, yan koltukta mırıldanan Felix'e bakarak.

Felix bir evi olduğundan bile emin değildi o esnada. Öylesine sarhoştu ki, sanki vücudu başka birine ait gibiydi. Ve sadece bedeninin kontrolünü kaybetmemişti, feromonları da çok kontrolsüzdü.

Changbin baskın bir alfa değildi, baskın bir omeganın kokusunu aldığında kendini kontrol etmesi imkansızdı. Direksiyonu kırıp kendi evine giderken, Felix'i kucağında kendi yatağına taşırken, üstüne çıkıp onu soyarken, benliği yerinde değildi...

The Cliff | Hyunlix [Omegaverse] ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin