Bölüm 15: "Öldü Mü?"

746 121 62
                                    


Neredeyse gün doğuyordu...

Uzun süreli bekleyişin sonunda, bir doktor yaklaştı Hyunjin'in yanına.

İlk geldiği gibi bağırış çağırışı, feryadı yoktu. Sakince bekleme alanında oturmuş, sessiz sessiz ağlayarak bekliyordu doktorun çıkışını. Sonunda doktorun geldiğini gördüğünde, sakin kalmaya çalışarak kalktı oturduğu yerden. Vücudu soğuk soğuk terliyordu. Yine de bir şekilde, duyacağı haberi beklemek zorundaydı.

Doktor bir süre elindeki kağıtlara baktıktan sonra, sonunda onu sabırla bekleyen Hyunjin'e döndü. "Kimyasalın içeriğini henüz tam olarak tespit edemedik. Araştırılması için laboratuvara yönlendirildi. Ama tahminlerimize ve anlattıklarınıza bakılırsa, onu uyuduğunda acısızca öldürecek bir ilaç içmiş. Nereden temin ettiği, polis tarafından araştırılacaktır."

"Felix..." Diye sayıkladı Hyunjin. "O nasıl?"

"Defalarca kez kusturuldu. Mide kanaması geçirdiğinden, yıkanması çok çileli oldu. İlacın etkisinin henüz tamamen geçip geçmediğinden emin değiliz. Aksi bir durum olmaması için gözetim altında tutulacak, hayati tehlikesi devam ediyor. Yine de, erken fark ettiğiniz için hala hayatta olduğunu söyleyebilirim."

"Tanrım..." Hyunjin tam yüzünü ellerinin arasına alıp çökecekken, doktorun sesiyle yeniden dağıldı dikkati.

"Ama..."

Hemen toparlandı, gözlerini yine karşısındaki doktora dikti. "Ama?"

"Maalesef henüz çok küçük olduğu için, bebek atlatamadı."

Hasiktir, sen de diyorsun be lanet herif?

"Bebek mi?" Dedi Hyunjin, hiç sesi çıkmadan, sadece dudaklarını oynatarak.

"Bilmiyor muydunuz?" Diye sordu doktor. Hyunjin, dehşet içinde kafasını sağa sola sallayınca devam etti. "...öyleyse... 3 haftalık hamileymiş, daha kese bile yeni oluşuyormuş. Hamile olduğuna dair bir iz olmadığından, tam sebebini bilemiyoruz. Operasyon esnasında da zarar görmüş olabilir, ilaç yüzünden de. Ama netice bu."

"Onu... Görebilir miyim?" Diye sordu Hyunjin sesi titreyerek.

"Henüz değil. Eğer geri gelirseniz, öğleden sonraki ziyaretinde görmenizi sağlayacağım."

Geri dönmek mi? Siktir, çok bunalmıştı artık. Geri dönmek falan yoktu, en başından hiç gitmeyecekti.

Doktor yanından öylece geçip giderken, Hyunjin az önce kalktığı sandalyeye geri çöktü. Düşündükçe, aklını kaçıracak gibi hissediyordu.

Felix'in mektubunda yazdığı "tek başıma gitmeyeceğim." demek bu yüzdendi... Biliyormuş, hamile olduğunu, biliyormuş... diye geçirdi içinden.

Gözünden akan yaşlara aldırmıyordu. Söylemişti ona, kucağında bebeğiyle de gelse kabul edeceğini söylemişti. Neden yapmıştı bunu şimdi... Neden hem kendi, hem de bebeğinin canına kast etmişti... Belki de, Felix'in kopma noktası bu olmuştu...

Felix, çoktan vazgeçmişti her şeyden, Hyunjin bu sefer onu nasıl tutacaktı? İyi olsa bile, bir daha denemeyecek miydi? Tüm bu çilesi bitene kadar, nasıl durdurabilirdi onu?

Felix'in gerçekten ölmüş olma ihtimali, bu sefer çok yüksekti.

Eğer mektuptaki tersliği fark etmeseydi, huzurla uyuduğunu düşünüp onu rahat bıraksaydı, sabaha kalbi atmıyor olacaktı. Hyunjin, belki o gece bir cesede sarılarak uyuyacaktı. Canı yanıyordu, öylesine canı yanıyordu ki bağırıp çağırmak bile gelmiyordu artık içinden.

The Cliff | Hyunlix [Omegaverse] ✓Where stories live. Discover now