Bölüm 17: İlk Gün Heyecanı

718 125 130
                                    




Yorum oylama falan halledersiniz siz hadi size güveniyorum

Doktor kontrollerini bitirip her şeyin yolunda olduğunu söyledikten sonra, odadaki üç kişi birbirlerine bakışarak anlaştılar. Doktorun çıkmasıyla, yalanlarla dolu olan ufak oyunları başlayacaktı.

Felix ileride hatırlasa bile sorun değildi. Onu öyle mutlu edeceklerdi ki, kızmaya bile içi el vermeyecekti.

Hyunjin yatağın yanına oturdu, Felix'in yanağını okşadı. "Her şey yolunda olduğuna göre, düzgünce tanışalım..."

Felix meraklı gözlerle Hyunjin'i izliyordu şimdi. Geçmişine dair adını bile hatırlamazken, iyi bir insan olduğunu düşündü. Çünkü odada iki tane güçlü baskın alfa ve bir tane güzeller güzeli omega vardı ve onu hiç yalnız bırakmıyorlar, sevgiyle bakıyorlardı.

Özellikle de şu yanağına dokunan, çok yakışıklı adam...

"Ben Hyunjin." Dedi Hyunjin gülümseyerek. "Biz beraber büyüdük. Senden dört yaş küçük olduğum için aslında hyungumdun, ama büyüdükçe, aramızdaki ilişki değişti. Seni ne zaman sevmeye başladığımı bile bilmiyorum, ama böyle işte." Şimdilik hiç yalan yoktu.

"Sevgilim misin?"

İşte yalanın başladığı yer burasıydı. "Net bir adımız yoktu henüz, anlarsın ya uzun zamandır böyleyiz. Ama... Aslında evet, sevgiliyiz."

"Peki..." Gözlerini Minho'ya kaldırınca, Minho hızla yanlarına gidip kenardaki sandalyeye oturdu, Felix'in elini tuttu. Yüzünde masum bir gülümseme vardı.

"Ben senin abinim." Dedi tebessümle.

"Ah, ailemsin yani. Peki başka kimse var mı?"

Minho, yine sıcak bir tebessüm takındı. "Annemizi, maalesef kaybettik. Babamızsa çok meşgul bir adam; bu yüzden onu pek sık göremiyoruz."

"Ona hastanede olduğumu söylemediniz mi? Eğer öyleyse sevindim, çünkü basit bir şey yüzünden endişelenmesini istemem."

"Basit bir şey?"

"Hani düştüğümde başımı vurdum ya, onun için gelmedik mi?"

Hyunjin bakışlarıyla Minho'yu susturdu, öne atıldı. "Evet. Bu yüzden babanı endişelendirmedik."

Felix gülümseyerek, bu sefer gözlerini Jisung'a kaydırdı. Jisung da gülümseyerek yanlarına geldi, ellerini oturan abisinin omuzlarına koyarak ona doğru yaslandı. "Ben de Jisung. Hyunjin'in kardeşiyim."

"Gerçekten yakın olmalıyız..." Dedi Felix.

"Evet." Diye yanıtladı Jisung. "Abimin de dediği gibi, biz hep beraber büyüdük; dördümüz..."

Birkaç ufak detay dışında, aslında söyledikleri pek de yalan değildi. O ufak detayları da, şimdilik düşünmeyeceklerdi.

Hyunjin'in ufak ricası (Minho'yu tehdit etmek) üzerine, Hyunjin'in evine dönmek üzere hastaneden ayrıldılar.

Felix ne kadar yürüyebileceğini söylese de, Hyunjin ikna olmamış ve Felix'i eve kadar kucağında taşımıştı. Minho ve Jisung da arkasından geliyorlardı. Eve girdiklerinde Hyunjin Felix'i koltuğun önünde bıraktı, oturmasına izin verdi.

Kısa süreli bir konuşma için yemek hazırlamayı bahane ederek Felix'i salonda tek bırakıp üçü birlikte mutfağa gittiler.

Hyunjin bir yandan dolaptan bir şeyler çıkarırken, öbür yandan sessizce konuşmaya başladı. "Bu evden bizimkilerin bile haberi yok. O yüzden kimseye yerimi söylemeyin."

The Cliff | Hyunlix [Omegaverse] ✓Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang