7. İlkler

1.9K 76 21
                                    

~olacağı varsa, olur~

Sabah duyduğum boğuk alarm sesiyle gözlerimi açmaya çalışıyordum. Alarm sesi direk olarak kulağımın altından geliyordu, elimi yastığımın altına koyarak telefonu aramaya başladım. Gözlerim kapalı bir şekilde elimle telefonu bulduktan sonra gözlerimi hafif aralayarak alarmı kapattım.

Ellerimle gözlerimi ovalayarak uyanmaya çalışıyordum.
Yavaş yavaş yattığım koltuktan kalkarak lavaboya giderek hergün olduğu gibi işlerimi halletmiştim.
Daha saatim olduğu için duşa girmeye karar vererek duşa girmiştim, saçlarım yağlıydı çünkü.

Duştan çıkarak, üstümü değiştirerek saçlarımı kurutacaktım. Lavabonun altındaki beyaz dolabı açarak fön makinesini almıştım, ardından bir tarakla kurutmaya başladım. Yani şekillendirmeye.

10,15 dakika sonra nihayet saçlarım kurumuştu. Saçım sık ve kalın olduğu için biraz uzun sürmüştü, her zaman olduğu gibi.
Duyduğum arama sesiyle oturma odasına koşarak arayan kişiye bakmıştım, Simge.

Telefonu açarak "efendim" demiştim. Simge "Rüya, bugün işin varmı?" diyerek bi soru sormuştu. Ben "yok, yani bir tek hastaneye gidicem ondan sonra boşum. Sen?" demiştim. Simge„bende, şey diyecektim bugün işin yoksa buluşalımmı?" demişti, ben "olur, saat kaçta?" "Senin evin müsaitse senin evinde buluşalım diyecektim" demişti simge. Ben etrafıma bakarak "o-olur aslında, yani sen bilmiyorsun tabii, ben yeni taşındım da biraz dağınık aslında" diyerek bir açıklama yapmıştım. Simge "aa ne güzel işte, yardım etmiş olurum" demişti neşeli bir sesle. Onu kıramayarak tamam dedikten sonra hazırlanmaya devam ettim.
...
Üstüme giydiğim jean ve siyah hırkanın altına converslerimi giymiştim ardından da siyah montumu, hava bugün ayrı bi soğuktu.
Sonkez çantamı kontrol ederek evi kitleyerek apartmandan çıkmaya yeltelenmiştim.

Apartmanın giriş kapısını açmamla birlikte soğuk hava tenime deymişti. Tenime değen soğuklukla içime bir kıpırdama gelmesiyle ellerimi birbirine sürterek ısıtmaya çalışıyordum. Ardından hastaneye gitmeye başladım, bu araba işinide halletmem lazımdı.
...
Hastaneye varır varmaz üstüme değiştirerek çalışmaya başlamıştım. Bugün Simge gelmeyecekti, izin almıştı. Sabah başı döndüğü için, telefonda söylemişti. Bu nedenle bugün canım sıkılacak gibi duruyordu.
...

Saat şu an 17:45 geçiyordu, mesaim dolmuştu. Hemen giyinme odasına giderek eve gitmek için can atıyordum. Üstümü değiştirdikten sonra hastanenin alt katına gitmeye başlamıştım, merdivenlerden iniyordum.

Nihayet hastaneden çıkarak eve gitmeye başlamıştım. Eve yürürken aklıma bişey gelmişti, benim evimdeki mutfak yarın yapılacaktı, bu demek oluyorduki dışarıdan bişey söylemem gerekiyordu. Aklıma gelen fikirle yolun üstündeki pizzacıya giymeye karar vermiştim. Aklımca Simge geleseye kadar pizzada hazır olacaktı, yani sipariş eve gelecekti.

Dükkanın kapısını açar açmaz mis gibi pizza kokusu dolmuştu burnuma, bu da karnımın ne kadar aç olduğunun göstergesiydi. Şansıma sıra yoktu, hemen kasaya giderek siparişimi vermiştim. Saat 18:15 gibi bitecekmiş, ben ev adresimi galan verdikten sonra dükkandan çıkarak tekrardan eve doğru gitmeye başlamıştım. Hava bayağı bir soğuktu zaten.
...
Eve varır varmaz hemen üstümdeki montu ve ayakkabıları çıkararak işe koyulmuştum, ortalığı biraz olsun temizlemem gerekiyordu. Telefonu elimi alarak şarkı açmıştım, böylelikle daha hızlı ve mutlu temizlik yapabilirdim.
Aslına temizlik yapmayı hiç sevmezdim, hele süpürmeyi, çok yorucu bir işti. Bu düşüncelerime bir son vererek ortalığı toparlamaya başlamıştım, bir yandan da şarkıya eşlik ediyordum;

Beni Sev | Asker&Doktor Where stories live. Discover now