8. Baş dönmesi

1.8K 56 5
                                    

❗️kusma ve baş dönmesi vardır❗️

~ unutma, beni tanımıyorsun~

Kulaklarıma dolan alarm sesiyle daldığım uykudan uyanmıştım, alarmı gözüm kapalı bir şekilde kapatarak yavaş yavaş yataktan kalkmaya yeltendim.
Yatak başında gözlerim kapalı bir şekilde oturuyordum, gözlerimi yavaş yavaş açarak güneşin ışığıyla dolan odama bakmıştım.
Açtığım gibi tekrar kapatmıştım çünkü başım dönüyordu.
Ya dün çok az su içtim yada hızlı kalktım, ama galiba dün yaşadığım olayla alakalıydı.

Elimi balıma koyarak ovalama başladım, çöm kötüydü, gözlerimi kapatırken bile dönüyordu. Hani gözümüz kapalı sadece siyah görürüz ya, o bile dönüyordu.
Yanı başımda duran su şişemi alarak kafama dikmiştim, belki biraz içsem geçerdi.

Suyu içtikten sonra biraz da olsa baş dönmem gitmişti, yada ben öyle sanıyordum.
Yatağımdan kalkarak lavaboya gitmiştim, zar zor.
Ben galiba bu günü böyle geçiremicektim, çok zor ayakta duruyordum. Hastaneye gitmeme kararı alarak telefonumu almıştım, ardından da Simgeyi arayarak durumdan bahsetmiştim.

Gerçekten çok kötüydüm, ne zaman hareket etsem başım dönüyordu ve midemde bulanmaya başlıyordu.
Simge bana evde kalmamı söylemişti ardından da eczaneye giderek bana ilaç ve hap alacağını söylemişti, ben yorulmayayım diye. Bu hareket çok tatlı gelmişti bana nedensizce.

Telefonu kapattıktan sonra kendimi oturma odasındaki koltuğa uzanmış bir şekilde bulmuştum. Mutfağım hala yapılmamıştı, aslında birkaç gün önce yapılması gerekiyordu ama bir hafta sonraya ertelenmişti, bu yönden içim rahat etmişti, en azından bugün böyle bir derdim yoktu.

Koltuğa yatarak ayaklarımı yukarı doğru dikerek gözlerimi kapatmıştım, bu hareket biraz da olsa baş dönmesini engelliyordu.
Biraz midem bulansada görmezden gelerek yatmaya devam etmiştim, muhtemelen tansiyonum çıkmıştı yada midemi üşütmüştüm.
...

Yaklaşık 15 dakika sonra hala aynı pozisyonda koltukta yatıyordum, kolumla gözlerimi kapatmıştım, böylelikle daha karanlık oluyordu.
Baş dönmem hala gitmemişti, aksine biraz daha kötü olmaya başlıyordu. Nefes alıp, verdikçe midem daha da bulanıyordu, sanki karnımın üstüne biri baskı yapıyormuşcasına.

Duyduğum kapı ziliyle ayaklarımı yavaşça indirerek oturma pozisyonuna gelmiştim. Gözlerimi açarak ayağa kalkmıştım yavaş yavaş.
Kapıya giderken bir yandan da duvarlara tutunuyordum, destek amaçlı.

Kapıya varır varmaz elimi kapı kuluna atmıştım. Kapıyı açmamla karşımda gördüğüm kişiyle biraz afallasamda belli etmemekte özen gösterdim. Karşımdaki Simge değil Rüzgar beydi, ben ona, o bana bakıyordu. Sağ elindeki küçük poşeti bana uzatmıştı, ben ona 'bu ne?' dercesine bakarak poşet elinden almıştım.

Kimse bir laf etmiyordu. Yattıktan sonra aniden bir kalkmayla midem bulanmıştı.
Şu anda kendimi daha kötü hissediyordum, sanki midem boğazımda dolaşıyordu. Elimdeki poşet yere düşerken ben koşarak tuvalete gitmiştim.

Yazarın anlatımından :

Rüya koşarak kapıdan uzaklaşarak tuvalete gitmişti. Rüzgar ne olduğunu anlamadığı için kapıda hala aynı şekilde bekliyordu.

Beni Sev | Asker&Doktor Where stories live. Discover now