11. Yeni Doktor

1.4K 60 15
                                    

~hangimizin keşkesi yok ki?
Keşke olmasaydı...~

Rüyanın anlatımından:

Güneşin yüzüme vurmasıyla gözlerimi yeni bir güne açtım.
Gözümü ovalayarak yavaşça uyuya kaldığım kanepeden kalktım.
Dün eve geldiğim gibi uyuya kalmıştım, üstümde aynı kıyafetler vardı.

Bugün mutfağım yapılacaktı, saat ikide.
Yastığın altında olan telefonumu çıkararak saate baktım, saat onbirdi.

Telefonu kanepenin bi tarafına atarak yavaşça ayağa kalktım ve lavaboya gitmeye başladım, elimi yüzümü yıkamam lazımdı.
...

İşimi halletmiş bir şekilde odama gittim, üstümü değiştirdim ve daha rahat bişeyler giydim.
Üstümde siyah bir eşofman, beyaz bir tişört ve onun üstünede bir hırka giydim.
Saçımın ön kısmından iki tane tutam alarak bir tokayla arkadan topladım.

Tutama sığmayan, daha doğrusu kısa olan saçlarım yüzüme düşüp duruyordu ama ben onları kulağımın arkasına sabitlemiştim.

Odadan çıkarak etrafa baktım. Darmadumandı, kafam gibi.

Hareketlenerek etrafı toplamaya başladım. Üstüme örttüğüm öttüğü katladım ve kenara koydum, ardından yerinden oynamış olan dekorları tekrardan eski yerlerine getirerek ortalığı toparlamıştım. Bulaşık falan yoktu, malum mutfağım da yoktu.

Oturma odasından çıkarak geri kalan odaları toplamaya başladım.
Süpürdüm, toz aldım, camları açtım ve en sonda koku spreyi sıktım. Evim mis gibi olmuştu.

Temiz olan evin verdiği rahatlıkla kendimi kanepeye attım ve telefonumu elime aldım.

Sosyal medyada gezerken karnımın guruldama sesiyle karnımın aç olduğunu hatırladım, ama evde bişey yoktu ki.

Aklıma gelen fikirle yerimden kalkarak girişe gittim. Cebime telefonumu ve anahtarımı koyarak ayakkabılarımı be siyah montumu giydikten sonra evimden çıktım.

Merdivenleri inerek dış kapıyı araladım ve çıktım.
Hava soğuktu ama dayanılmayacak kadar değildi.

Aklımda kalan fırıncıya gidecektim, yakın mıydı bilmiyordum ama bi kere görmüştüm, oradan aklımda kalmıştı işte.
Zihnimde kalan yolu gitmeye başladım, umarım iyi bir yere varırımdır...
...

Evden çıktığımdan beri kaç dakika geçti bilmiyorum ama hala fırını bulamamıştım, sanki kaldırılıp başka yere taşınmıştı.
Yada ben yerini yanlış hatırlıyordum.

Cebimden telefonumu çıkararak navigasyona evimin adresini verdim.

Navigasyonun dediğini yapıp geldiğim yolun tersine gitmeye başladım.
...

Yolda giderken nihayet bir tane fırıncı bulmuştum.
Navigasyonu kapatarak ekmek ve simit almak için içeriye girdim.

İçeriye girmemle beni ilk karşılayan şey, mis gibi taze ekmek kokusuydu.

Kasaya doğru ilerleyerek "biri var mı?" diye seslendim.
İçeriden duyduğum "geldim" sesiyle, burayı bi adamın yönettiğini anladım. Sesi çok genç çıkmıyordu, muhtemelen yetmiş veya seksen yaşlarındaydı.

Beni Sev | Asker&Doktor Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang