Siyah köpek

482 54 33
                                    

Okulun başlamasının üzerinden 2 ay geçmişti. Bugün 1 Kasımdı... Eğer burada ki yapmayı en çok sevdiğim şeyi söylemiş olursam, bu kesinlikle çok güzel ve eğlenceli ders işliyor olup, Az öğrenci ile yemek tarifleri yapmak olurdu.

Öğrencilerin çok az olduğu günler beraber tatlılar yapıyoruz ve aynı zamanda ders işliyoruz.. Zaten birkaç konu karışım gibi konularla uyduğu için örneklerle işlemek güzel oluyordu. Hem en sevdiğimiz tatlıları yiyip hem de ders işlemek öğrencilere iyi geliyordu.

Remusla şu 2 ayda çok flörtleşmiştik, ilk başlarda çok fazla utansada artık o da karşılık veriyordu.. Ben flört etme konusunda çok iyiyken O, o kadar da iyi değildi. Ama onun yaptığı küçük bir söz bile beni heyecanlandırıyordu. Babam asla birine aşık olmamam gerektiğini söylediği için ona sövüyordum çünkü birinden hoşlanmak bile bu kadar iyiyken aşık olmak çok güzeldir diye düşünüyorum.

Buradaki ilişkilerimde düzelmişti.. Artık profesörleri gizlice dinlemiyordum!! Herkesle iyi anlaşmaya çalışıyordum çünkü neredeseyle 1 yıl beraber çalışıcaktık ki çalışıyordukta. Tek anlaşamadığım kişi Snape idi.. Çünkü ikimizde birbirinin hatasını arıyorduk. Bunu başlatan kişi ben değildim, o bu olayı dumbledore'a gece geç saatlerde çıktığımdan bahsedince başlatmıştı ve bende sinirlenmiştim.. Dumbledore ise bir seri katilin okula girebileceği ve karşıma çıkabileceğini unutmamam gerektiğini, aynı zamanda dikkatli olmamı söylemişti.

Aslında kişiliğim egolu, umursamaz ve kendini bildiğini okuyan olduğu için -yani klasik bir Stark- onu umursamamıştım. Yine bir gece geç saatlerde dışarı çıktığımda soğuk havanın yüzüme çarpmasıyla sevindim..

Bugün öğrencilerimle yaptığım çikolatalı kurabiye kabını da yanıma almıştım. İçinde 3-4 tane kalmıştı ve ben çikolataya aşık olduğum için hemen onları yanıma almıştım. Etrafta az ışık olduğu için en sevdiğim yer olan ağacın altına oturdum ve eskiz defterimi çıkardım.

Aradan yarım saat geçtiğinde çizmek için modum olmadığını atmaya çalıştığım 8. taslaktan anladım. Defteri kenara bırakıp kurabiyelerimi özenle yemeye başladım ve etrafa baktığımda bir köpekle göz göze geldim.

Ona doğru,"pışt! Gel buraya." dedim. Ardından koşarak yanıma geldiğinde onu başından sevdim.. Çok uslu duruyordu, diğer elimdeki kurabiyeye baktığını görünce ona uzattım. Bu dünyada en çok zaafım olan şeyler çikolata ve hayvanlardır.

Kurabiyeyi hızlıca yiyince çok mutlu oldum ama aynı zamanda üzüldüm.. Aç kalması gerçekten kötüydü. Ona 2 kurabiye daha verdim ve yemesini izledim. Yedikten sonra yanağımı yalayınca kahkaha attım... Bu köpeği yerim ama ben!!!

Onu geri sevdikten sonra arkamda bir ses duydum, Aniden ciddileşip arkama baktığımda karanlık olduğu için bir şey göremedim. Köpek, rahatsız olduğumu anlamış olacak ki oraya doğru gidip ne olduğuna bakmak istedi. İlerlerken bir anda kayboldu, 5 saniye sonra Remus ile göz göze geldim.

"Beni korkuttun!" dedim endişeli bir sesle. Bir an onun Sirius Black olduğunu zannetmiştim ve bu beni iyice korkuttu. Galiba dumbledore'u dinleyip gece odamdan bir daha çıkmayacağım.

"Camımdan burada olduğunu gördüm ve gelmek istedim, bilirsin şu an güvenli bir saat değil ve seni burada tek başına bırakmak istemedim.. Özür dilerim eğer seni korkuttuysam.." Sesindeki üzgünlüğü duyduğumda endişemi bir kenara bıraktım. "Gel yanıma." diyerek onu yanıma çağırdım.

O yanıma oturduğunda, "Köpeği gördün mü?" diye sordum. O ise kaşlarını çatarak, "Hangi köpek?" diye sordu. "Siyah bir köpek geldi yanıma hatta ona kurabiye bile verdim!! Bekle sana da vereyim." elimle kurabiye kabını ona uzattığımda içinin boş olduğunu gördüm ve şok oldum, O ise buna kahkaha attı.

"Galiba köpek giderken kurabiyemide alıp kaçmış." dedim. "Büyük ihtimalle öyle görünüyor Luna.." dedi adımı çok güzel söyleyerek. "Neyse.. En azından acıkmıştı ve karnını artık doyurabilecek." dedim.

"Evet.. Defterin ne hoş!" dedi ve tam alıcakken benden izin istiyormuş gibi bana baktı. Eğer bakmasına izin verirsem kendisini çizdiğim resmide görecekti ve bu durum beni utandıracaktı.. Gizlice onun resmini çiziyorum diye. Ama şu an ki ilişkimiz için güzel bir adım olurdu.

"Al.. yani alabilirsin evet." dedim. O ise elini koluma koyarak, "Benim yanımda istediğin kelimeleri kullanabilirsin Luna.. Rahat ol lütfen, Bence birbirimize çok ama çok nazik davranacağım zamanı geçtik.. yani anladın sen ne dediğimi." dediğinde 'Artık benim yanımda kendin ol aptal!' dediğini anladım.

Ağaca yaslanırken hafifçe yayıldım, "Bunu hep ne zaman diyeceğini düşünüyordum." dedim. O ise yaptığım harekete kahkaha atarak hafifçe yayıldı. "Eğer bunu beklediğini bilseydim daha erken söylerdim canım." Dediğinde gülümsedim.

"Defterimi babam kutlayabildiği son doğum günümde vermişti... Ölümünden sonra defteri açmak için 1 yıl beklemiştim. En sonunda cesur davranarak defteri açmıştım." dedim hüzünle.

"Bunu duyduğuma çok üzüldüm Luna... İstersen bakmayabilirim." dediğinde hemen onu reddettim. "Hayır.. bak lütfen. Çizdiğim şeyleri birinin yorumlamasını çok severim." dedim.

Remus ile çizdiklerime bakarken daha da yakın oturduk birbirimize ve bacaklarımız birbirine değiyordu.. artık tamamen yan yana oturuyorduk. Her çizimde ona neden çizdiğimi ve ne zaman çizdiğimi söylüyordum.

"Bu okula gelirken çizdiğim bir resim... Tren resmi çizmek benim için heyecanlıydı." dedim. "Çok güzel çiziyorsum bunları... Bana da öğretmen lazım." dediğinde kıkırdadım.

Başımı onun omzuna koyduğumda, "Deneriz bir gün ama bunları güzel çizmek  sabır gerektiriyor." dedim. Başımı onun omzuna koymama rağmen bir tepki vermeyip konuşmaya devam etti. Sesindeki gülümseme belli oluyordu, Onun rahatsız olmadığını bilmek heyecan verici!!!

Şimdi açıcağı sayfa onu çizdiğim sayfa idi. Bunu görünce vericeği tepkiyi merak ettiğim için omzundan başımı kaldırdım ve yüzüne baktım, o sırada o da sayfayı çevirdi.

Gördüğünde kaşlarını kaldırdı ardından sırıttı.. Gözleri her zerresini inceliyordu. "Beğendin mi?... İlk gün derslerden sonra bahçeye çıktığım zaman yapmıştım." dediğimde heyecanlanarak bana baktı.
"İlk kez biri resmimi çiziyor ve bu mükemmel duruyor." dediğinde gülümsedim.

Onun beğenmiş olduğunu görmek beni sevindirdi.. O günü düşündüğünü anladığımda ona güldüm. Yüzü muhteşem duruyordu, sanki cennetten düşerken yaralanmış bir melek gibiydi.

"Artık odalarımıza gitsek iyi olucak." dedim utanmış sesimle. Elindeki defteri alıp ayağa kalktığımda o da ayağa kalktı. "Tanıdığım en yetenekli insansın.. Beni çizdiğin için gurur duydum!" dedi. "Beğenmene gerçekten sevdim.. Vermek isterdim ama meleksi yüzün defterimde kalıcak!" dedim.

"Ah, hanımefendi... İstediğiniz kadar bu meleksi yüzü çizebilirsiniz." dediğinde ona gülümseyerek kesinlikle yapıcağımı belirttim. Ardından odalarımıza yürüyüp birbirimize iyi geceler diledik.

                                         ~

Aritmansi hakkında bir bok bilmiyorum!

Anlayamıyorum da neyse, gerçekten yazmak eğlenceli. Shiftingle uğraştığım için buraya bir nevi kendi hayatımı yazıyorum.

Kendinize iyi bakın!!!!

My kind of love •Remus LupinWhere stories live. Discover now