şaka gibisin, Remus.

224 34 13
                                    


"Sevgilim, uyu hadi.." Remus uyumam için saçımı okşarken onun kucağında yatıyordum, "Uyuyasım yok ki."

Saçımı ritimli bir şekilde mırıldanırken okşuyordu, insanın uykusu olmasa bile geliyordu, "Bana anılarından bahsetsene." Uykulu bir şekilde konuştuğumda mırıldanmayı kesti.

"Ah, tamam." İsteğimi kabul ettiğinde gülümsedim, "1975'de yani ben 5. yılımdayken, biliyorsun o sene bizim sınavlarımız vardı, tabi çapulculardan ben dışı kimse çalışmıyordu.."

"Neyse biz de moral olsun diye bir şaka yapmak istemiştik, tabi o sıralar Severus'u da kimse sevmiyor.." Anısını bana anlatırken onu pür dikkat dinliyordum ama uyku beni ele geçirmek istiyordu..

"Bizde balkabağı suyunun içine kahkaha tozu attık ama maksat ne? Suçu severusa atıcaz ve eğlenicez işte anlarsın." Hafifçe kıkırdayarak onu dinlemeye devam ettim.

"Biz kahkaha tozunu attık, balkabağı suyunu da sadece öğrenciler içiyordu o zamanlarda tabii işimizi sağlama alıp profesörleri karıştırmayacağız, neyse kenara çekildik işte şakayı izliyeceğiz."

"Birden Peter kahkaha atmaya başladı ama nasıl atıyor, ilk başta şakaya güldüğünü zannettim ama james ve siriusta kahkaha atmaya başladıklarında bir şeylik olduğunu fark ettim."

"Meğersem Lily, bizi görmüş, planımızı anlamış ve ters tepmesi için kendim yaptım dermiş gibi bizim çapulculara vermiş." dediğinde ikimizde hafifçe kıkırdadık, mutlu anları olması çok güzeldi..

"Tabi bilmiyorsun ama James, lily'ye yanık olduğu için sorgulamadan almış ve içmiş, diğerleri de balkabağı suyunu içtiğinde de işte planımız ters tepti."

"Dur, şimdi bu Lily ve james, Harry'nin ailesi. Peter, pis fare. Sirius, vaftiz baba. Sen ise tatlı çilekli pastam." Dediğim lakap ile kahkaha attığında saçlarımı okşamaya devam etti.

"Evet, senin çilekli pastan." Dediğinde kıkırdadım, "Bence bana aşıksın." Saçımı biraz yüzümden ayırdığında, "Hemde nasıl."

Başımı hafifçe ona doğru yönelterek, "Hiçte uyuyasım yok.." kafasını tavandan bana indirirdi ve, "Sende bana güzel bir anını anlat."

"Yani.. Benim pek arkadaşım yoktu, ders çalışıp profesörler ile konuşurdum." Dediğim şey ile üzülmüş olacak ki başımı rahatça göğsüne yatırdı.

"Aklına gelen, herhangi küçük bir şeyi anlat, dinlerim." dediği şey ile gülümseyip herhangi küçük bir anı düşündüm.

"Ben öğrenciyken öğretmenler tarafından çok sevilirdim, o yüzden böyle yardıma ihtiyaçları olduğunda hemen beni çağırırlardı."

"Yani kısaca Hogwarts'ta istediğim her odaya girip çıkabilirdim ve profesörler bunu sorgulamazdı, neyse işte ben bir gün o zamanki bitki bilimciye yardım ediyordum."

Tepkisini göremediğim için kucağından kayıp tam yanına yattım, ona doğru dönüp başımı elim ile destekledim, o da hafifçe bana dönüp beni dinlemeye devam etti.

"O sıra bir grup vardı, bayağı havalılardı onu hatırlıyorum. Bir şeylerini Filch'e kaptırmışlar mı ne, benden gizlice almamı istediler ve istediğim herhangi bir şeyi yapacaklarına yemin ettiler."

Dediğim şey ile kaşlarını çatarken gözlerini kıstı, bana sorgulayıcı bir bakış atarken kesinlikle bunu kabul edip etmediğimi düşünüyordu.

"Ve bende kabul ettim çünkü o sıra sevmediğim kişilere eşek şakası yapabilirdim, üstüne hiçbir ceza almadan." Dediğim şeyi ilk duyduğunda ayıplar gibi baksa da ardından kahkaha attı.

"Benim zamanımda hogwartsta olsaydın çok güzel bir çapulcu olurdun." Dediği 'iltifat' ile gülümsedim, "Eğer bir çapulcu olsaydım şaka fikri verip geriye çekilirdim.." dediğim şey ile bana gülümseyerek baktı ve, "Sevgilinde çapulcu iken bunu yapıyordu."

Ona hafifçe vurduğumda gülümsedi, "Onların istediklerini yaptıktan sonra onlar benim istediğimi yaptılar, o gün gerçekten çok eğlenmiştim, ama sevgilin naptı? Bunu ticarete döktü."

Dediğim şey ile gülümsediğinde başını olumsuzca salladı, "Kesinlikle bir çapulcu olmalıydın!" Dediğinde gülümsedim, James ve Lily'yi özlüyor olmalı...

"Olsun, ben, sen ve Sirius, güzel bir takımız." beni onaylayacak cümleler söylediğinde beraber hafif ego yaptık..

"Harry kaç doğumlu?" Hafif düşündüğünde anılarını tazelediğini anladım, "1980, doğumu dün gibi aklımda, onunla beraber oynadığım zamanları hatırlıyorum."

"Bende işte 1980'de hogwartsta yaşamaya çalışıyordum." Dediğim şey ile kaşlarını çatıp şakın bir şekilde bana baktı, "Hey, o kadar küçük müydün? doğum yılına hiç bakmamıştım... minnacık olmandan anlamalıydım."

"Hey! Sevgilinin yaşını bilmiyor musun sen? Hem ben minnacık değilim sen büyüksün." Dediğim şey ile kahkaha attıktan sonra, "Dur hesaplamam lazım, Şimdi ben 1977'de okulu bitirdim, sen çapulcu haritasını filan bulmuştun.."

"Şaka gibisin Remus! Ben senin doğum yılına kadar bileyim sen ise daha yaşımı bilme, bay 34 yaşındaki yaşlı Remus!" Naz yaparak arkamı döndüm ve battaniyeye sarıldım.

O kıkırdadı ve tam arkamdan bana sarıldı, "Güzelliğin beni o kadar büyüledi ki yaşın ile ilgili bir şey düşünemedim." Dediği şey ile gülümserken omzumu silktim, o ise omzumu öptü ve, "Tamam, özür dilerim sevgilim..."

Hızlıca ona döndüğümde, "Kaç gösteriyorum?" komik bir biçimde soru sorduğumda ani duygu değişimim ile kahkaha attı, "Tamam, şimdi, şöyle ki, yani, bu yüzden, evet."

Kahkaha attım çünkü tehlikeli bir soru sorduğumu fark etmiş olacak ki anlamsız cevaplar verip sıyrılmaya çalışıyordu...

"Tamam, ipucu veriyorum. Sen okulda eğitim görürken bende eğitim görüyordum.."

"Şimdi, eğer benim yaş aralığımda biri olsaydın bu afeti gördüğüm an aşık olurdum.." Bana 'afet' dediğinde kahkaha attım ve devam etmesini söyledim..

"Ben mezun olurken 4. sınıf veya daha düşük olman gerekiyor ama 1980'de hâla eğitim aldığını düşünürsek ve hayatta kalmaya çalışıyorum dediğine göre.."

"27 yaşındasın ama bu yıl 28 olacaksın." Doğru tahmin ettiğinde gülümsedim ve "Aferin, adam ol." dedim.

"Bir insan sevgilisinin yaşını nasıl bilmez?" Remus, utanarak, "Uf, tamam bi ara bakmıştım ama unutmuşum." konuşurken çok masum göründüğü için hafifçe kıkırdadım.

"Bi düşününce garip geldi." Bana kafasını sallayarak baktığında, "Ne garip geldi?"

"Sen 21 yaşındayken ben 15 yaşındaydım, ben çocukken sevgilim reşitti, oha." Dediğimde gülümsedi, "Ama biliyoruz ki, yaş sadece bir numaradır, önemli olan aşk ve ruhtur."

"Yaşı umursayan kim?" Ona sarıldığımda o da bana karşılık verdi, şapşal çocuğum benim...

My kind of love •Remus LupinWhere stories live. Discover now