Luna, beni dinle.

310 38 7
                                    


Aradan ne kadar zaman geçmişti? Bilmiyorum ki, tek bildiğim Tony'nin iyileşmediğiydi. O denizden sağ çıkabilmişti ama bomba etkilerini hâla sürdürüyordu, o iyi değildi.

Tek duam onun iyi olmasıydı, şarapnel parçalarının oradan çıkmasıydı. Benim kardeşim artık kalpsiz miydi? O aptal bir makine ile mi yaşamak zorundaydı?

Aradan 1 ay mı ne geçmişti, aslında gerçek şu ki zaman kavramım yok. Çok zaman geçmiş olmalıydı ama çok boş geçmişti.

Tony kendini toparlamaya çalışıyordu, o kendini toparlarken hem şirket ile hem de hogwarts ile uğraşıyordum, ikisiyle uğraşırken çok yoruluyordum ama kabullenmeliydim.

Della ise sadece yaralanmıştı, hızlıca iyileşmişti, ben yokken Tony'ye ve şirkete çok iyi bakıyordu, ona güzel bir hediye vermeliydim.

Dumbledore şirketle de uğraştığımı bildiği için aritmansi derslerimi azıcık azaltmıştı ve şirkete gidip gelmemi sorun etmiyordu, minevra arada nasıl olduğumu soruyor ve beni çay içmeye davet ediyordu.

Duygusuz Severus bile arada bana yardım ediyordu, Madam pomfrey ise beni güçlü tutucak bitki çayları veriyordu...

Ama ben ne yapıyordum? bu yardımları görmezden gelip Tony'nin yanına gidiyordum. Kaba olmamak için teşekkür ediyor olsam da şu an umursadığım tek şey Tony idi.

Ve Remus.. Bu dönem bittiği zaman kesinlikle ondan özür dilemeliydim, evet, hiç kimseden özür dilemeyen ben bunu düşünüyorum ama o benim sevgilimdi..

Bana yardımcı olmak için her şeyi yapıyordu ama ben acılarımı kabuğumda yaşamayı sevdiğim için aptal gibi bunları geri çeviriyordum.

Ona bunu anlatmak istesem de yapamıyordum, duygusuz, herkese gösterdiğim soğuk yüzümü ona da göstermeye başlamıştım.

Onun ne hissettiğini bilmiyorum ama o her uyuduğumuzda bana sarılıyor ve kulağıma güzel şeyler fısıldıyor, belki de beni anlıyordur?

Ruh gibi hissediyordum, duygu hissedemiyordum, çocuklara ders anlatırkem bile enerjimi kazanamıyordum, iyi değildim ben.

Kardeşim gözlerimin önünde canıyla uğraşıyordu, kendimi düşünmüyordum. Düşünmem lazım mıydı ki? Biri bana soru sorduğunda bile cevap veremiyordum, bir çiçek gibi soluyordum.

Hayatımdaki, ailemdeki tek kişi ölebilirdi ve bu olmasını istediğim tek şey idi.

Her boş olduğum zaman Tony'nin kalbi için uğraşıyordum, sabahlara kadar çalışıp onun kalbini kurtarmaya çalışıyordum, bir makine ile çözebilirdim bunu, araba motoruna bağlı kalmasına gerek olmayacaktı.

Araba motoru gibi çalışan ama daha havalı görünen bir şey yapmalıydım, kıkırdadım, o kesinlikle havalı bir şey isterdi.

Parlayan bir şey mi yapsaydım? Onun kurtulması için her şeyi yapıcaktım, yapıyordum. Sadece Tony'nin yanına mutlu hissediyordum, gülüyordum, o beni canlandırıyordu.

O da uyanık olduğu zamanlar beni güldürüyordu, hâla şakacı kişiliğini gösteriyordu, hasta olduğunu kabul etmeyip benimle eğleniyordu.

Ben ne kadar onunla eğlensem de otoriter bir biçimde iyileşmesi için her şeyi yapıyordum, içki yok, parti yok ve en önemlisi gece hayatı yok!

Tabi bunları duyunca biraz sinirlenmiş gibi yaptı ama o da yorgun olduğunu biliyordu, bunu kabul etmese de dinleneceği için mutluydu.

"Ben gidiyorum o zaman."  Tony yatağında yatarken ona yapacağım yapay kalbi göstermiştim, o da bunu beğenmişti ve en yakın zamanda yapmamı istemişti.

My kind of love •Remus LupinWhere stories live. Discover now