Ben Luna Stark'ım.

310 42 20
                                    


Her yerde fareye dönüşen Peter'ı arıyorduk, sadece odamda kaybolduğu için şanslıydık, eğer kapı açık olsaydı kaçardı ve bu onu bulmamızı imkansızlaştırırdı.

"Nerede bu aptal?" kendi kendime sinirlenirken dolabın arkasına bakınıyordum, "Amaris, dikkat et." Belimden çekildiğimde olduğum yerden uzaklaştırıldım, uzaklaştığım anda önüme bir kutu düştü, korkuyla dolabın üzerine baktım.

Oradaydı, Fare oradaydı. Snape hızlı bir hamle yaparak asasıyla onu yakaladı, eliyle sıkıca tutuyordu, Peter onu ısırdığında kendi kendine hızlıca bir şeyler mırıldandı.

"Aptal fare." Ona nefretle baktığında bir şey yapmasından korkup hemen elinden aldım, "Bakanlığı çağırmak için geç değil!" dediğimde Dumbledore bana olumsuzca baktı.

"Anında gelemezler, mektup onlara gider ve mektuba 2-3 gün sonra bakarlar, Bakanlık meşgül." Dumbledore 1 hafta daha beklememiz gerektiği gibi bir şey söylediğinde bu aptal durum geçmediği için sinirlendim.

"Bu durumu uzun zamandır bekliyorum, Sirius masum, Peter'ın bizden kaçması ise Sirius'un masumluğunun kanıtı!" dediğimde Dumbledore çaresizce başını salladı.

"Yapabileceğimiz pek bir şey yok, güçlü bir büyücü olmama rağmen bakanlık mektuplarıma geç bakıyor." Bakanlığın ona umursamadığını gördüğümde şaşırdım, "Anında dönüyorlar diye biliyordum?"

"Hayır, öyle işlemiyor bakanlık." Minevra geldiğinden beri ilk kez konuştuğunda buz tutmuş gibi duruyordu, "Demek ki size öyleymiş, bana anında dönüyorlar. Albus'un yazması daha doğru diye düşünürdüm ama ben yazarım, madem size dönmüyorlar..."

Bazen Stark olmak böyle bir şeydir, bunun egosu ile konuşurken Peter'ı Remus'a verdim. Elime küçük bir kağıt alıp 'Sirius suçsuz, gerçek katil ise belli. Eğer gelirseniz her şey belli olucak! Hızlı olursanız iyi olur.' Luna Stark. Yazdım.

Kağıda bir büyü göndererek anında Sihir Bakanlığına ulaşmasını sağladım, Diğerleri şaşırmış ama bir o kadar da umursamaz görünürken gülümsedim.

"İstersen ofisine geçelim Albus, Odama cisimlenmelerini istemeyiz!" diğerleri de onayladığında Fareyi tutan Remus'un yanına ilerledim, beraber en arkada yan yana yürüyorduk.

Dumbledore en önden konuşurken, "Bunu sadece sen bilmiyordun dimi? Remus bu konuda size eşlik etmiş olmalı." Bize doğru konuşurken başını arkasına bize doğru çevirdi, nerdeyse el ele tutuşan ellerimize baktığında sırıttı.

"Evet, Albus. Onunlayken Sirius kendi yüzünü bana gösterdi ama o Animagus formundayken hep yanıma gelirdi." Minevra ve Severus şaşırmış ve afallamış bir şekilde bana baktıklarında onların bilmediğini anladım.

"Hadi ama, onu da mı bilmiyordunuz? Çözmek çok kolaydı." Remus'a göz kırptığımda gülümsedi, o gece bana söylemişti.

"Bilirsiniz, kurt adam bir çocuk ve onun iyiliğini düşünen arkadaşları, ne yapıcaklarını düşünürdünüz ki? oturup her ay onun rahatsızlığını izleyeceklerini mi?" Olayı kısaca özetlediğimde Remus bana gülümsedi, bu gülümseme 'Teşekkür ederim' gülümsemesiydi..

En sonunda Albus'un ofisine geldiğimizde Albus koltuğuna geçti, Minevra ve Remus oturmak için hareket ettiğinde bende ne zaman geleceklerini düşünüyordum.

"Amaris, gel otur." Remus son anda oturmayı reddetmiş gibi gelmemi işaret ettiğinde ona doğru bakındım, "Yok, oturmak istemiyorum şu an." onu reddettiğimde oturmak yerine yanıma ulaştı.

Yanıma geldiğinde etrafta cisimlenen insanlar gördüm, başarıyla gülümsedim, demek ki beni dinliyorlarmış..

"Luna, ne demek Sirius suçsuz?" Fudge hızla bana doğru adımladığımda oturması için boş olan tek koltuğu işaret oldum.

"Evet, seni dinliyorum?" Ona bütün her şeyi detaylı bir şekilde anlattığımda gülümsedim, Fudge zor bir adamdı ve onu bir şeye ikna etmek zordu ama bilirsiniz, Luna Stark olursanız bu daha kolay oluyor.

Beni dinlediğinde başını yavaşça salladı, "Kanıtın var mı?" Ona 'Gerçekten mi?' diye bakarken omzunu silkti.

"Severus, benim için bir vetiraserum getirebilir misin? Ah, tabi bakanımızın onayı varsa?" Konuştuğumda Fudge da hızlıca bana onay verdi.

Remus kulağıma doğru, "Sirius'u çağıracak mıyız?" dediğinde olumsuzca başımı salladım, "Eğer tersi bir şey olursa Sirius'u bizden alabilirler, şu an olmaz." dedim.

Fareyi Remus'tan aldıktan sonra fudge'un yanına ilerledim, "Peter'ı İnsan formuna döndürmeliyiz!" Ona sanki bir şey hatırlatmışım gibi bana baktığında sinsice gülümsedi.

"Bunun en sonunda Sirius ve Peter ceza almalı değil mi? Sonuçta animagus olduklarını sakladılar." Sıra sıra bize baktığında sinirle nefes verdim.

"Benim için Sirius'u umursamazsın dimi? Yoksa Muggle başkanı ile biraz derdin olabilir, dikkat et!" Onu açıkça tehdit ettiğimde bana korkar bir şekilde baktı.

Bunun nedeni ne miydi? Bir dönem Muggle başkanı ile tartışmaları olmuştu, ne yazık ki buna şahit olmuştum, Muggle başkanına yaptığı büyülere de tanık olmuştum..

Bunu birinin öğrenmesi korkusu olduğu için öksürdü, bu öksürük onu sıkıca tutmuş olacak ki elleriyle hemen su almaya çalıştı. En sonunda boynundaki gıcık gitmişti ki konuştu, "Kimsenin kötü hissetmesine gerek yok.." Tehditimin işe yaradığını görünce gülümsedim, bu onu yeteri kadar korkutmuştu.

Dumbledore bundan keyif almış gibi görünüyordu, bana 'aferin sana' der gibi bakıyordu. Sanırım Fudge'un bu afallamasını görmeyi seviyordu...

En sonunda zar zor Peter'ı insan formuna dönüştürdüğümüzde de Severus elindeki vetiraserum ile gelmişti.

"Ben suçsuzum, o kız yalan söylüyor.. Dumbledore bana inan! Snape, biliyorsun." Snape'e bile böyle arkadaşça konuştuğunda onun ne kadar ezik olduğunu anladım.

Ona zorla vetiraserum'u içirdik ve soru sormaya başladık, Fudge taksit taksit sorduğu için bıkkınlıkla konuştum, "Peter, olan her şeyi anlat!" Peter dediğimi yaparak konuştuğunda dikkatimi ona verdim.

En sonunda her şeyi anlattığında Fudge'a baktım, ikna olmuş gibi görünüyordu ki yardımcılarına onu almasını istedi.

"Sirius, artık özgür değil mi?" Ona soru yönelttiğimde başını onayladı, "Evet.. öyle." Sirius'u çağırmak istediğim için oradan ayrılmak için izin istedim, Dumbledore da gülümsemeyle izin verdiğinde Sirius'u bulmak için ofisten çıktım.

                                  ~

Aşkım Sirius'um yaa...
Sonunda mutlu ve özgür bir hayat yaşayacak.

My kind of love •Remus LupinWhere stories live. Discover now