My kind of love •Remus Lupin

Sirius?

"Vay, vay, vay. Aylak sonunda bir sevgili yapmış." Karşımda artık bir köpek değil de sirius vardı.
 
Sirius Remus'a çok güzel bakıyordu insan ona bakınca o katliamın sebebi olmadığını düşünürdü. Remus'a doğru kollarını açarak ilerlediğinde Remus'un arkasından çıktım, Remus'a sarılmasına izin vermedim.

"Uzak dur!" Yaptığım davranış sonrası bana gülmeye başladığında şaşırdım, "Nasıl bir kötü adam bu?" diye mırıldandım.

"NASIL MI? 12 YILDIR SUÇSUZ YATAN KÖTÜ BİR ADAM." Sirius bana doğru bir hamle yaptığında Remus beni geriye itti, ardından Sirius'a doğru ilerledi.

"Neyden bahsediyorsun?" Sirius onun koluna sarılarak, "Ben yapmadım... Onlara ihanet etmedim... Onları korumaya çalıştım.." Sirius hızlıca konuşurken Remus sadece onu dinliyordu.

Hızlıca onlara ilerledim ve Sirius'un elini Remus'un kolundan ittim. "Bana anlat, O akşam neler oldu?" derken Remus'un yanında durdum.

"O.. Ron'un.. Ron'un faresi." dediği şeyleri anlamıyordum, "Burada konuşmayalım.. odama gidelim." onlara baktığımda Remus hemen beni tutup gizlice kaleye doğru ilerledi.

~

"Girin." Hemen odama girdiğimizde kapıyı kapattım. "Anlat." Sirius'a döndüğümde Remus'la koltukta yan yana oturduğunu gördüm. İkisi çok yakın gözüküyorlardı...

"Kısaca o gün onların yanına gittiğimde Kılkuyruğu bu cinayete işlediğini gördüm, Onu yakalamaya çalışırken suçu üzerime attı ve kendini de ölü gösterdi..." Devam etmesini işaret ettiğimde çok duygusal görünüyordu, üzüldüğü için empati kurmaya çalışıyordum.

"O günden sonra.. 12 yıl.. azkabanda. Eğer o gazeteyi görmesem hâla orada olacaktım."

"Hangi gazete?" Remus konuştuğunda ikimizde ona baktık, Sirius cebinden bir tane kağıt parçası çıkararak bixe gösterdi. Kağıdın üzerinde Mısır'da fotoğraf çekilmiş Weasley ailesi duruyordu.

"Ne alaka?" diye ona yönelttiğimde gazeteyi elime aldım. Weasleyler poz veriyor? Saçma kıyafetler içindeler? Bir fareyle? Bir fareyle.

"Tahmin ediyorum, şu küçük fare-" Sirius hızla kalkıp kolumu tutup heyecanlı bir şekilde, "Zeki kız, Aynı Remus gibi zekisin.." Ardından Remus'a dönerek, "İşini biliyorsun Remus." Anlaşılan Sirius arkadaşının sevgilisi olmasını çok istiyordu.

"Aslında henüz sevgili değiliz." Remus konuştuğunda sırıttım, "Evet, henüz." Sirius, bana dönerek, "Teşekkür ederim." Teşekkür ettiğinde kaşlarımı çattım.

"Ne yaptığımı bilmiyorum ama sorun değil." dedikten sonra gülümsedi.
"Her şey için. Remus için, Verdiğin küçük yemekler için -en çokta onun için-." dediğinde gülümsedim.

"Merak etme.. Eğer Remus'un arkadaşı isen benimde arkadaşımsın." Remus'a baktığımda bize gülümseyerek bakıyordu.

"Dumbledore ile konuşmalıyız ama ilk önce Kılkuyruğu halletmeliyiz." dedikten sonra beni onayladılar. "Harbi adamın adı ne? Kılkuyruk demekten sıkıldım çok uzun." ikiside gülümsediğinde gülümsedim.

"Peter." Remus konuştuğunda ona karşılık olarak, "Remus, James, Sirius ve hain Peter. Çapulcuların kimliğini bilmek eğlenceliymiş." dedim.

"Aç mısın?" Sirius sanki bu sormamızı bekliyormuş gibi, "Hemde nasıl." diye söylendi.

~

Mutfaktan biraz yemek çaldıktan sonra oturup yiyorduk. "Acayip iyi." dedim.

"Yıllar sonra yemek yemek çok güzel." Sirius şakacı bir tonda konuştuğunda kıkırdadık, "Hayatımda yediğim en iyi spagetti olabilir, Dumbledore bu aşçıyı nerede saklıyor?" diye homurdandım.

"Niye aşçıyı arıyorsun ki gelecekteki yengem." dediği şeyle kıkırdarken benimle bu yüzden uğraşacağı kesindi. "Onu rahat bırak patiayak." Remus gülerek Sirius'a vurdu.

İkimizinde zamana ihtiyacı vardı bu yüzden bu konu hakkında konuşmadım. "Çok konuşma Sirius, seni saklamamız lazım." dedim.

Ne yapıcağımız konusunda az buz konuştuk, gülüştük. Sirius ile güzel kaynaşmıştık... En sonunda Remus Sirius'a kıyafet vermek için odasına gittiğinde sirius'la yalnız kaldık.

"Onunla nasıl tanıştın?" Sirius bana soru sorduğunda gülümsedim, "Okulun ilk günü tanıştık, ilk günüm olacağı için stresliydim ve o bu stresime ortak olup bana çikolata ikram etti." dediğimde kahkaha attı.

"Hâla insanlara çikolata mı dağıtıyor?" dedi. "Gençliğinde de mi çikolata verirdi?" dedim.

"Evet.. O hasta olduğunda çikolata yemeyi severdi, O durumdayk-" aniden sustuğunda sanki yanlış bir şey söylediğini düşündüğünü anladım.

"Onun bir kurt adam olduğunu biliyorum." dediğimde sırıttı, "Her zaman insanların onu dışlayacağını düşünürdü.. birbirimizi büyüttük ve bu korkuları atlattık." dedi.

"Çok tatlı bir arkadaş grubunuz varmış..." dediğimde iç çekti. "Eee?... Ne zaman Peter'ı ele geçirip konuşturuyoruz?" dediğinde sırıttı.

"Seni sevdim, çocuk." Dediğinde abilik tasladı. "Hey! En fazla aramızda 3 yaş var." Buna inkar ettiğinde, "Kaç doğumlusun bebe?" dedi.

"1966 doğumluyum ve bebe değilim!!" mızmızlanarak konuştuğumda kahkaha atmaya başladı, "Bende 1960 doğumluyum, bebe." Oha o kadar yaş farkımız var mıydı?

"NE?" Şaşırdığım için benimle dalga geçiyordu, tam bana bebe dediğinde Remus içeri girdi.

"Sirius, nazik ol!" diye onu uyardı, "Sen karışma Aylak, bizim aramızda." Elini omzuma atarken söyledi. "Siz ne ara kaynaştınız?" Başımı 'Bu iflah olmaz şeklinde sallarken, "Sorgulama." dedim.

"Kıyafetleri al ve giy ardından plan yapalım." Remus'un elinden kıyafetleri alıp Sirius'a attım. Banyoma doğru ilerlerken, "Tamam abicim." dedi.

Remus Kahkahasını bastırmaya çalışırken göz devirdim, "Sus!" Remus gülmemek için kendini zor tutuyordu, "Tamam, gül." Kahkaha attığında bende kıkırdadım.

"Ne oldu da sana 'abicim' diye sesleniyor?" Ona konik bir bakış atarken, "Aramızda 6 yaş varmış, onunla dalga geçiyor." dedim, sırıttı.

"Bu bir sorun mu?" diye bana doğru yürüdü, "Yaş, sadece sayıdır Remus. Eğer onu umursasaydım buralarda olamazdım." dedim.

Yanıma otururken bana doğru döndü, "Aynısını düşünüyorum.. Bence birbirimize çok benziyo-" Remus'un cümlesi kesildiğinde sesin geldiği yere baktım.

"Tamam, aşıksın sus." Sirius kıskançlıkla saçlarını geriye doğru atıp aramıza oturdu. Üzerindekilerle gerçekten beyefendi duruyordu.

"Plan ne?" Direkt konuya girdiğinde ciddileştim. "Şimdi şöyle yapıyoruz..."

                                ~

Sirius aşk adamım, Remus kocacığım.
Yorum ve oy atmayı unutmayın.
🩷 🩷
    🫦