Aritmansi dersi pt.1

426 48 28
                                    

Bugün kendimi daha çok mutlu hissediyordum, Remus'un dün yaptığı davranış sayesinde hâla kendime gelememiştim. Bazen ona neden bu kadar hızlı bir şekilde hoşlandığımı düşünüyordum, genellikle ilişkilerim tek gecelik oluyordu ve asla duygusal bir durum ortada yoktu.

Acaba Remus odasında mıydı? yoksa şu an derste miydi? Diğer dersime girmem için tam olarak yarım saatim vardı eğer zamanımı iyi kullanırsam, aynı zamanda Remus derste değil ise onunla konuşabilirdim..

Sınıfına doğru ilerlerken onunla hangi konu hakkında konuşabileceğimi düşünüyordum. Sınıfa geldiğimde kapının açık olduğunu ve sıraların boş olduğunu gördüm, kapıyı tıklatarak kendimi kapıya yasladım.

Oyuncu bir tavırla, "Girebilir miyim, profesör?" dedim. Masasında sakince oturup birkaç kağıdı okurken kafasını bana çevirdi, kaşlarını çatarak kafasını kaldırdı ve beni görünce kaşları düzgün bir hizzaya geldi.

Bana doğru gülümseyerek, "Tabiki de girebilirsiniz bayan Stark." oyuncu bir tavırla bana karşılık verdiğinde sırıtarak yanına ilerledim.

"Nasıl gidiyor? Bugün daha dersin var mı?" dediğimde gülümseyerek, "Bugün daha dersim yok, senin var mı?" diye bana sorarken ellerini masaya koyup çenesini ellerine dayadı.

"Son bir dersim var... Dersime girmeden önce seni görmek istedim" diyerek masasına bir sandalye çekerek yanına oturdum. "Aslında şu kağıtları okuduktan sonra bende sana bakmaya gelicektim." dedi.

Elime gelen herhangi bir kağıdı alarak üzerinde yazan ismi okudum, "Hermione Granger." Ona baktığımda tam olarak gözlerimin içine bakıyordu.
"Akıllı kız, Derslerimin eğlenceli geçmesini sağlamakta büyük bir payı var." derken bana gülümseyerek, "Değil mi? çok zeki. Bana bir arkadaşımı hatırlatıyor." dedi Remus.

"Bugün çok az öğrenci geldi, galiba yorucu bir gün olmalı öğrenciler için." Elimdeki kağıdı eski yerine koydum. "Az öğrenciyle ders işlemek eğlenceli mi?" diye bana soru yöneltti.

"Aslında az öğrenci varken genellikle küçük konuşmalar yapıyorum veya onların merak ettikleri şeyleri cevaplıyorum.. Her konu hakkında." dedim. "Eğlenceli olmalı... Benim dönemimde tek kişi bile olsam ders işlerdi profesörüm." dediğinde güldüm.

"Senin için eğlenceli bir durum olmalıydı." dediğimde bana gülümseyerek, "kesinlikle, tek başımıza daha çok eğlenirdik." dedi.

Saatin kaç olduğunu merak ettiğim için saatime baktım, Çoktan 20 dakika geçmişti ve dersime yetişmek için çıkmam lazımdı. "Seninleyken zaman çok hızlı geçiyor... Gitmem lazım." dediğimde buruk bir şekilde gülümsedi.

"İstersen dersten sonra odama gel, akşam yemeğine kadar sohbet ederiz." dediğinde aklıma gelen fikirle heyecanla gülümsedim. "Ya da daha iyisi olarak bu dersime sende katıl, ardından beraber akşam yemeğine kadar sohbet edelim." dedim.

"Ne yapıcağımı bilmiyorum ki orada." heyecanla gülümsedi ve tatlı bir endişeye kapıldı. "Orada bir profesör gibi ol yeter ki zaten öyle olduğun için hiçbir sorun ortaya çıkmayacak." diyerek onu kaldırdım koltuğundan.

Elini hafifçe tutarken onu kapıya doğru hafifçe çektim, benimle beraber yürümeye başladığında istemeye istemeye elini bıraktım. "Çok eğlenceli olucak! dersim hermioneler ile." dediğimde bana dönerek konuştu. "Tamam.. Birazcık garip olucak çünkü biraz önce dersimden çıktılar." dedi.

Dersin başlamasına 2 dakika kalmıştı ve neredeyse varmıştık. "pekala, hazır mısın?" sınıfımın kapısana geldiğimizde konuştum. "Evet.. Güzel bir aritmansi dersi geçirelim." dedi.

Zaten birkaç öğrenci olduğu için rahat olucaktık, İçeriye adımladığımızda bakışlar bize döndü. Toplamda 5 öğrenci vardı; 2'si Ravenclaw, 2'si Hufflepuf, 1'i Gryffindor. Slytherinler pek dersime girmezdi çünkü muggle doğumlu olmam onları rahatsız ederdi.

"Merhaba çocuklar, Bugün diğer günlere göre az olacağımızı tahmin ediyordum ve bu yüzden profesör Lupin'in bize katılabileceğini düşündüm." dediğimde Remus başıyla selam verdi, Zaten tanıdığı yüzler olduğu için biraz daha rahat duruyordu.

Hermione el kaldırarak söz hakkı istedi ve bende ona izin verdim, "Peki, bugün ne yapacağız profesör Stark." diye soru yönelttiğinde ona, "Aslında bu ders sizi ve Bay Lupin'i sıkmak istemiyorum.. Siz seçin lütfen, Ya merak ettiğiniz konular ya da gizli ve kimsenin bilmediği sırrımızı işleyeceğiz." diyerek göz kırptım.

Remus, bana kaşlarını tatlı bir şekilde çattıktan sonra merakla gözlerime baktı. Tam ona doğru gizli sırrımızı söylecekken Cho, "Bayan stark! Bu sırrımızı Profesör Lupin'e söylemek ne kadar mantıklı?" diye sordu. Yanındaki Luna ise, "Kabalık yapmak istemem ama bence pek iyi bir seçim değil." diye fikrini belirtti.

Remus'un omzunu tutarken, "Merak etmeyin çocuklar, Bay Lupin benim ortağım sayılır." dediğimde çocuklar gülümsedi. "Peki bu gizli sırrınızı öğrenebilir miyim artık?" Remus meraklı sesiyle araya girdiğinde gülümsedim, "Geçen size getirdiğim kurabiyeleri hatırlıyor musunuz? Şu damla çikolatalı olanlardan bahsediyorum." dedim.

Bana doğru kafasını sallarken gözlerini kıstı. "İşte o kurabiyeleri burada eğlenceli bir şekilde yapıyoruz." dediğimde gülümsedi. "Gizli sırrınız çok eğlenceli görünüyor... Aslında beraber yapmak isterim." diye fikrini belirttiğinde gülümsedim.

"O zaman bu demek oluyor ki hem soru-cevap yapıp hem de kek yapalım.. Nasıl fikir?" dedim, hepsi beni heyecanla onayladığında Remus'a döndüm. O da gülümseyerek başıyla beni onayladı...

Birkaç saniye bakıştıktan sonra sınıfa döndüm, öğrencilerin bizi gülümseyerek izlediğini görünce utanmıştım.Birkaç malzemeyi almak için onları orada yalnız bıraktım.

                                   ~

BUNUN PART 2'SİNİ YAPICAM.

yorum ve beğeni atmayı unutmayın...

My kind of love •Remus LupinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin