1.6

35 8 12
                                    

"Siz ikiniz bir şeyler mi saklıyorsunuz?"
Bayan Park belirsizlik içindeki yüz ifadesini takınmış gözlerini bir Eunchae'ye bir de Riki'ye dikiyordu. Eunchae ağzındaki lokmayı çiğnerken öksürmeye başladı ve Riki de hiç sesini çıkarmadan başını iki yana salladı. Eunchae, Bay Nishimura tarafından kendisine uzatılan bardağı aldı ve teşekkür manasında başını eğdi.

Patronu Yunjin, basketbol oynamayı kabul ettiği için bugün bilerek erken kapatmıştı. Zaten pazartesi günleri gecenin geç saatlerine kadar kafeye müşteri gelmediği için rahatlıkla kabul etmişti Eunchae'nin teklifini. Eunchae eve dönmüştü, Yunjin ise evindeki birkaç işini halledip Eunchae'nin yolladığı konuma gelecekti.

Eunchae, Jay'e hala söylememişti ve Jay Eunchae'nin vereceği cevabı sabırsızlıkla bekliyordu.

"İyi misin?" diye sordu Bay Nishimura. Eunchae kafa sallarken aynı zamanda gülümsedi. Bay Nishimura da öyle. "Güzel. Bakın ne diyeceğim, Bay Ito'nun deneylerinde kullandığı tüm insanlar ailelerine ulaştırılıp devlet tarafından psikolojik destek görecekmiş."
Eunchae kendisinin de o deney farelerinden biri olduğu gerçeğini unutarak "Süper." dedi. Ardından aklına gelen gerçekle başını eğdi ve konuştu. "Benim ulaşabilecekleri bir ailem yok, ben onları uzun bir zaman önce kaybettim."

Masada bütün kaşık ve yemek çubuğu sesleri kesildi, herkes pür dikkat Eunchae'ye bakmaya başladı. Eunchae gülümseyerek başını iki yana salladı. "Acıyarak bakmanıza gerek yok ben iyiyim."

Bayan Park acı acı gülümsedi. "Acımak değil kızım, şaşırdık sadece."

Eunchae anladığını belli etmek için kafasını salladı ve çubuklarıyla ortada duran mezeden biraz alıp ağzına attı. Masada sessizlik hala hakimken bunu bozan ilk kişi Bay Nishimura oldu. "Bir daha duymayayım 'ailem yok' gibi şeyler. Sen artık bu ailenin kızısın."

Riki gözlerini kocaman açtı. "Kanunen kardeş mi gözüküyoruz?!"

Bay Nishimura kaşlarını çattı. "Bu telaşının sebebi ne? Annen Koreli olduğu için onun adına daha kolay olacağını söylediler, mantıken Jay ile kardeş olmuş olacak ama annenle olan birlikteliğimizden ötürü seninle de kardeş sayılır."
Jay yan yan gülümsedi. "Mümkün değil!"

Bay Nishimura güldü bu sefer. "Şaka yaptım. Aslında Bay Ito biraz daha saklanabilseydi bunlar yaşanacaktı ama kimlik işlemleri tamamlanmadan bulunduğu için işlemleri iptal ettim. Sadece burada çalışan biri konumunda gözüküyor, konsolosluktaki bilgisini turistlikten çalışana çevirdim."
Riki kolunu babasının omzuna attı. "Bir tanesin sen!"

"Ben?"

Bayan Park'ın şakayla karışık kıskançlığı üzerine Riki, yanağından makas aldı. "Sen de bir tanesin!"

Her biri masadaki mutluluktan payını almış gülerken Jay asıl konuya girdi. "Eee Eunchae, gidiyor muyuz?"
Eunchae kafa salladı. "Gidiyoruz evet."
Jay heyecanla oturduğu yerde dikleşti. "Kaç kişiyiz peki?"

Eunchae dudağının kenarıyla güldü. "Dört."

"İşte bu!"

Riki yandan yandan gülerek abisine bakarken Eunchae, Jay'in -kendisine göre gereksiz- sevincine anlam veremediği için önüne dönmüştü. Yemeğe başlayalı bir süre olmuştu ve herkes gerçekten de aynı anda masadan kalkmıştı doyduğu için. Mutfak kapısının önünde dikilen -her ne kadar dikilmesinin gereksiz olduğu söylendiği halde- Bayan Kobayashi masaya doğru ilerlemiş tabakları toplamaya başlamıştı.

Jay arabanın anahtarını alıp hızlıca Riki ve Eunchae'ye döndü. "Kafenin önünden alacaktık onu değil mi? Siz oturun ben alıp geliyorum onu."
Riki kaşlarını çattı. "Abi, saçmalama. Biz de gelelim kız seni ikinci kez görüyor, korkar."

Jay dişlerini sıktı ve mırıldandı. "Senin çenenin yayını sikeyim!"

Gülümsedi hemen ardından. "Tamam o zaman, çıkalım hadi."
Eunchae ve Riki kafa salladılar. Evdekilere veda edip bahçeye çıktılar ve park halindeki arabaya ilerlediler.

Jay heyecanından ötürü diğer ikisinden daha erken varmıştı arabaya. Şoför koltuğuna oturdu ve Riki ile Eunchae'nin arka koltuğa oturmasını bekledi. Son hamlesiyle arka koltuğa geçen Riki sayesinde rahat bir nefes almıştı Jay, az kalmıştı ki ön koltuğa da Riki geçecekti.

Çok da uzak olmayan kafeye doğru, geceleri sokaklarının sessiz olmasından faydalanarak, hızlı hızlı sürüyordu arabayı Jay. Sanki peşinde onu kovalayanlar varmış gibi...

Çok zaman geçmemişti ki vardılar kafenin önüne. Kafenin önünde ellerini önünde birleştirmiş dikilen Yunjin'in dikkatini çekmek için ön koltuğun camını açıp eğildi Jay. "Selam!" Yunjin gülümsedi. "Selam, diğerleri gelmedi mi?"

Riki kendi camını açtı ve filmli camların ardında kendisini izlediğini fark ettiği Riki ve Eunchae'ye de ayrıca gülümsedi Yunjin. Ön kapıyı açıp sakince oturdu ve tekrardan "Selam." dedi. Emniyet kemerini taktı ve yolculuğa hazırlardı artık. Jay arabayı az önceki kadar hızlı sürmeye başlamıştı ki Yunjin eliyle Jay'in omzunu tuttu ve tam anlamıyla sıktı. "Dur!"

Jay anlam veremeden arabayı sağa çekti ve tüm gözler Yunjin'i buldu. "Takofobim var, yüksek hızdan korkuyorum. Lütfen yavaş sürer misin?"

Jay hızlıca kafa salladı. "Pekala, olur tabii. Ben çok özür dilerim, eğer bilseydim..."

Yunjin hızlıca başını iki yana salladı. "Önemli değil, nereden bilecektin ki?"

...

Riki kolunu Eunchae'nin omzuna atıp saçlarını öptü. Jay ve Yunjin ise karşılarında oturuyorlardı. Yunjin elini Riki'ye uzattı ve beşlik çaktılar. Takımlar Riki ve Yunjin; Jay ve Eunchae olarak iki taneydi. Rikilerin takımı kazanmıştı. Yunjin'in Eunchae'den daha adapte olduğu basketbol, Riki'nin işine yaramıştı. "Tebrikler." dedi Jay, ellerini arkasına yaslayıp sırtını boşluğa yatırırken. Eunchae de Jay'e katılır şekilde kafa salladı ve hep beraber bir süre sessiz sessiz oturdular.

Sessizliği bozan Jay oldu. "Sen, duyduğuma göre hemen o gün işe almışsın Eunchae'yi. Ona bu kadar hazır hissetmenin sebebi nedir?"

Yunjin falcı takıntılığından bahsetmeye utandığı için gülümsemişti ancak Jay bunu flörtöz bir surat ifadesi olarak algılamıştı. "Aslında ben kafeyi açmadan hemen önce mekanıma burada herkesin çokça methettiği falcı bir kadını çağırmıştım. Mekanın uygun olduğundan bahsetmişti. Sonra neler planladığımı sordu. Ben de sadece ilerleyen zamanlarda bir çalışan almanın dışında başka bir planım olmayacağından bahsettim. O da elime bakıp gözlerini kapattı ve tam olarak Eunchae'nin geldiği geceyi ve Eunchae'yi anlattı. Hatta eklemişti de "Yanında bir erkek ile gelecek." diye. Bu zamana kadar iş başvurusuna kim gelse tek gelmişti ama Eunchae farklıydı."

"Vay be! Demek bu kadar inanıyorsun yani falcılara, hayatını onun şekillendirmesine izin vermişsin."

Riki'nin şaşkınlık dolu ve bir nebze mantıklı olan cümlesi Yunjin'in aklını karıştırmıştı. "Aslında... Doğru söylüyorsun, kafenin işleyişine onun yön vermesine izin vermişim. Ama şöyle bir şey var ki falcı kadın o çalışanı işe aldığım anda işlerimde büyük bir açılma olacağını söylemişti. Eunchae çalışmaya başlayalı iki gün oldu ama Eunchae'nin kazanç açısından şans getirdiği bir gerçek!"

Eunchae kocaman gülümsedi ve şişen yanağını sıktı Riki. "Başka bir şey dedi mi peki? Aşk gibi..."

Jay'in sorusu bir süre duraklattı Yunjin'i. Ardından başını iki yana salladı. "Fallara çok inandığım için en azından aşk hayatım konusunda bir fikrim olmasın, sürpriz olsun diye hiç sormadım soruşturmadım." Jay kafa salladı sadece ve ardından kendini tutamayarak ekledi. "Belki de Eunchae sadece kazanç konusunda şans getirmemiştir."

Yunjin kaşlarını çattı, Jay'in söylediklerine anlam verememişti. "Nasıl yani?" diye sordu merak içinde. Jay omuz silkti, söylediği cümle anlaşılması kolaymış gibi. "Yani bunu sen bilebilirsin. Belki başka şansları da beraberinde getirmiştir."

die ;; niki + eunchaeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin