1.8

38 7 12
                                    

Riki oflayarak koltuğa oturdu ve yastığı da kolları arasına alıp sardı. Karşı koltuğa oturmak üzere olan Bay Nishimura oğlunun bu hareketini görünce kaşlarını çattı. "Sorun ne?"

Jay yandan yandan gülerek kardeşine kaçamak bakışlar atarken Riki gözlerini babasına çevirdi. "Baba, Eunchae'nin gitmesinin sebebi benim."
Bay Nishimura anlam veremediğini belli ettiği bakışlarını oğluna çevirmişti. Riki kucağındaki yastığı bıraktı ve jestlerini kullanarak konuya açıklık getirdi. "Baba, biz Eunchae ile sevgiliyiz. O bir süre burada kaldığı için içi rahat etmedi ve son bir haftadır bu yüzden kendi evine çıktı."

Bay Nishimura başını gülerek iki yana salladı. "İnanılmaz, nasıl fark edemedik? Oğlum, sen gitseydin."
Jay ve Riki şaşkınlıkla Bay Nishimura'ya bakarken, Bay Nishimura keyifli keyifli gülüyordu. "Şaka yaptım. Gerek yoktu gitmesine."

Riki omuzlarını silkti. "Ben de dedim, dinlemedi ki!"
Jay gözlerini kısarak babasına baktı. "Siz "kızım" diye hitap edince o da kendisini kötü hissediyordu demek ki."
Bay Nishimura Jay'e katıldığı için kafa salladı. "Doğru söylüyorsun oğlum, yanlış bir şey yaptığını düşünmüş olabilir tabii!"

"Ben bu gece ona gitmek istiyorum."
Riki'nin cümlesi ile Bay Nishimura ve Jay tek kaşlarını kaldırarak Riki'ye baktılar.
"Anlamadım!"

Bay Nishimura'nın ikazı üzerine Riki gözlerini büyüttü. "Oha, bunu mu anladınız? Hayır, günlerdir göremediğim için özlemiştim sadece. Onu görmek istiyorum."

Jay omuz silkti. "Ee tamam, kalk git o zaman."
Bay Nishimura ayağa kalkan Riki'ye nazik bir tavırla parmak salladı. "Eğer istemediği bir şey yaparsan canını okurum bak!"
Riki güldü. "Olmaz, güvenin bana. Yalnız hoşuma gidiyor onu böyle benden bile korumanız."

Jay güldü bu sefer de. "Ruh hastası."

...

Riki bira içerken Eunchae ertesi gün kafeye gideceği gerekçesiyle meyve suyu içiyordu. Masada karşılıklı oturuyorlardı ama Riki daha fazla taburede oturmaya mecali kalmadığı için koltuğa oturmayı seçti. Eunchae de yarısına kadar ananas suyu doldurduğu bardağıyla yanına gitti. "Neden bu kadar içtin ki?"

Riki omuz silkti. "Çünkü eve dönmek istemiyorum, bahanem olsun istedim."

Eunchae Riki'nin cümlesinden farklı manalar çıkardığı için kızaran yanaklarını gizleyemedi. Sakince karşısında duran koltuğa oturdu ve sessizce Riki'ye baktı. Kafa karışıklığı suratından okunan kızı görünce başını geriye atarak kahkaha attı Riki. "Sevgilim çok tatlısın!"

Riki başını iki yana salladı ve koltukta bulunan bir yastığı koltuğun en başında koyup başını o yastığa yaslayarak uzandı boylu boyunca. "Ben burada uyuyacağım ve sen de kendi odanda."

Eunchae gülümseyerek yerinden kalktı ve Riki'nin önünde dizleri üzerine oturdu. Riki sol eliyle Eunchae'nin sağ yanağını okşadı ve yanağını örten birkaç tutam perçemini kulağının arkasına sıkıştırdı. "Korkman gereken en son kişi bile değilim, yemin ederim. Sadece masum masum burada aynı evin içinde uyumak istedim güzelim, emin ol seninle aynı evde olmaya bu kadar alışmışken başka bir evde olduğunu bilmek son bir haftamın berbat bir şekilde geçmesine sebep oldu."

Eunchae gülümsedi. "Hep böyle sarhoşken abartır mısın?"

Riki güldü ve bu sefer Eunchae karşısında yorgun argın uzanan oğlanın kaşlarını örten saçlarını geriye atıp okşadı. "Emin ol bunlar az bile."

Eunchae gülümseyerek yaklaştı ve dudağının kenarından öptü Riki'yi. "Sana battaniye getireyim."
Eunchae salondan kendi odasına ilerlerken Riki yüzüstü uzandığı haliyle yeri izlerken sırıttı. "Öldüreceksin beni!"

...

Odasından çıktı Eunchae. Lavaboya ilerleyeceği sırada -mutfağı amerikan mutfak olduğu için- mutfak masasında fark ettiği görüntü daha yüzünü bile yıkamadan ayılmasına sebep olmuştu.

Riki, onun için kahvaltı hazırlamıştı. Hem de Japon pankekleri...

Eunchae yavaş adımlarla mutfağa ilerledi ve hala vücudu tezgahın üzerindeki ocağa dönük olan Riki'ye sarıldı arkasından. Başını, Riki'nin geniş sırtına yasladı ve Riki irkilerek elindeki spatulayı tezgaha düşürdü. "Günaydın."

Eunchae'nin yanaklarını şişirerek ve tatlı bir sesle verdiği selama cevap verdi Riki. "Günaydın güzelim."

Riki ocağın altını kapatıp belinin üzerinde birbirine kenetlenmiş duran elleri nazikçe ayırdı birbirinden. Sonrasında Eunchae'nin bedenine çevirdi bedenini. Kollarıyla Eunchae'nin belini sardı ve Eunchae bu sefer de başını Riki'nin göğsüne yasladı.

Riki derin bir nefes aldı, sakinleşmek için.

"Hadi elini yüzünü yıka, kahvaltı hazır."

Eunchae kafa sallayarak uzaklaştı. "Pekala!"

Eunchae lavaboya gidene kadar Riki onu peşinden izledi ve lavabonun kapısı kapandığı anda Riki gözlerini sımsıkı yumarak başını tavana kaldırdı. Derin bir nefes aldı tekrardan. "Öldürecek beni bir gün!"

Çok geçmeden çıktı lavabodan Eunchae. Hızlı adımlarla mutfakla salonun koltuğu arasında duran masaya ilerledi. Masanın üzerinde duran tabaklardaki çeşit çeşit yemeklere baktı. "Her şey çok güzel görünüyor!"

Riki bakışlarını Eunchae'den ayırmadan konuştu. "Evet."

Beraber kahvaltıya başladılar. "Ben, babamlar iş yerinde staja başlayacağım yarın."
Eunchae kaşlarını kaldırdı. "Daha çok erken demiyor muydun?"

Riki omuz silkti ve lokmasını ağzına götürmeden hemen önce cevap verdi. "Evet ama artık sen varsın."
Eunchae daha az önce indirdiği kaşlarını bu sefer çatmıştı. "Nasıl yani?"

Riki lokmasını çiğnedi bir süre. Yuttuktan hemen sonra cevap verdi. "Eunchae, ev bana çok dar gelmeye başladı. Hem yeni bir hayat hedefim var ve bunun için sorumluluklarım da var."
Eunchae gülümsedi. "Ne gibi hedefler? Eğer yardım edebileceğim bir şey olacaksa-"

"Olacak, evet. Eunchae, anlamadın sanırım. Ben evlenmeyi kastediyorum."

Eunchae şaşkınlıkla elindeki yemek çubuklarını düşürdü. Gözlerini, karşısında heyecanla tepki bekleyen gözlere dikti. Bir süre Riki'nin perspektifinde ciddiyetle bakıyor gibi görünse de Eunchae içindeki şaşkınlığı dindirmeyi bekliyordu.

"Sen..." dedi Eunchae. Sonrasında kaşlarını kaldırdı. "... ciddisin?"

Riki kafa salladı. "Evet, hem de çok. Şu an daha çok küçük olabiliriz, çok erken daha bunun da farkındayım. Ama kendimi geç kalmış hissetmek istemiyorum. Sen kendini ne zaman hazır hissedersen o zaman seninle evlenmek istiyorum. Eunchae, ben seni her gün aynı evin içinde görmeye çok alışmıştım, ben çok zorlanıyorum. Kafamı dağıtmaya ihtiyacım var."

Eunchae güldü. "İnanmıyorum!"

Riki de gülümsedi. "Sonunda bozdun suratındaki ciddiyeti."

Eunchae başını geriye atarak kahkaha attı. "Ciddi olduğumu fark etmemişim bile! Kıyamam, beni mi bekliyordun?"

Riki kafa salladı gülümseyerek. Kahvaltılarına devam ettiler. İkisi de içinde hissettiği heyecan yüzünden doyduğunu hissettiği için normalden çok daha yavaş yemek yiyorlardı.

Çok geçmeden zil çaldı.

Eunchae hızlıca kalkıp kapıya ilerlerken karşısında dolu gözleriyle kendisini izleyen Yunjin'i görmeyi beklemiyordu.

die ;; niki + eunchaeOnde histórias criam vida. Descubra agora