4.BÖLÜM

1.2K 94 124
                                    

Yenidennn merhabalarrrr. Nasılsınız bakalım,sevgili yazarcığınız bugün çok mutlu. Mutlu hissettiren insanlar çevremizde oldukça hep mutlu oluruz, buradan o mutlu hissettiren insanlara çokça kez teşekkür ediyorum hayatıma girdikleri için.🌸🩶

Evett,geçen bölüm çat diye en heyecanlı yerde kestim,ne yapayım işte zevk alıyorum djxjsjdjdjd

Her neyse efendim,sizleri çok da tutmadan o heyecanla beklediğiniz bölüme alalım. Şöyle kaydırın efendim, kaydırın.

Oy ve yorumlarınızı esirgemeyin,diğer bölümler gibi az olmasın lütfen efendim.Hepinizi çok seviyorumm. Bölüm sonunda buluşalım🌸

SİYAH BEYAZ HAYATLAR

4.BÖLÜM

Maksimum yetmiş yaşında olan adam güldü. Boynunda bir fular vardı ve o da lacivert bir takım elbise giyinmişti. Hafif toplu bir adamdı,göbeği vardı. Elindeki bastonuyla kapıyı işaret etti.

"Torunum geldi." Bir hizmetli kapıyı açtı. Kapının önünde duran kişiyi göremiyordum. Geri çekildim ve arkaya yaslandım. Yaşlı adam gururlu bir şekilde gülümsüyordu. Kerem'in ise yüzünden pek de memnun olmadığını anlamıştım.

"Hoşgeldin oğlum." İçeriye giren kişiyi gördüğümde Yeşil harelerim büyüdü. Gözlerimiz buluştuğunda onun da şaşırdığını fark etmiştim. İkimiz bir süre birbirimize kitlendiğimiz de ne o ne de ben bu işten bir şey anlamamıştık. Kaşları çatılmıştı. Onun burada işi neydi?

Alparslan bu adamın torunu muydu?

Şaşkınlığım Alparslan'ın gözünü çekmesiyle son buldu. En azından dışarı vurmuyordum artık. Kerem'in ağzının içine bir şeyler mırıldandığını duydum ama oralı olmadım. Yaşlı adam oturduğu yerden kalktı. Yüzünde gururlu,memnun bir gülümseme vardı. Hemen benim yan tarafımda tekli koltukta oturan kadın ise hiç de memnun depildi bu gelişe.

Turuncu saçlarını dalgalandırmış ve bir tokayla gevşekçe tutturmuştu. Yüzüne sahte bir gülümseme yerleştirdi ve ayağa kalktı. Sahte olduğunu anlamıştım, biliyordum ben gülüşlerin ardını okumayı,en iyi ben biliyordum...

Ayağına giydiği yüksek topuklular onun için hiçbir sıkıntı yaratmıyor gibiydi. Eliyle elbisesini düzeltti ve Alparslan'a ilerledi.

"Hoşgeldin canım." Alparslan'a sarılınca o da iki kez elini yavaşça sırtına vurdu. Ardından ayrıldılar ve Alparslan dedesinin yanındaki boş,tekli koltuğa oturdu. Evin varislerinden en önemsenen olmalıydı çünkü sabahtan beri orası boştu ve kimse de oturmamıştı.

"Tanıştırayım sizi," Yaşlı adam yönünü Kerem'e çevirdi. "Torunum Alparslan." Alparslan kafasıyla Kerem'e hafif bir selam verdi ama Kerem selamını almadı. Gerginlikle tırnaklarımı ellerime geçirdim. Bir sorun çıkmamasını umarak sabırla beklemeye başladım.

"Bu da Kerem,sana bahsettiğim. Kerem Soyhan." Ardından eliyle beni gösterdi ve gülümseyişini büyüttü. Kerem de bana dönmüştü ve ters bir şey yapmamdan korkuyor gibi bakıyordu bana. "Bu zarif hanımefendi de Kerem'in eşi,Zehra." Durdu ve teyit etmek ister gibi baktı.

"Evet,Zehra." Kerem'in eli usulca sırtımı bulmuş ve sıkmıştı. Sadece bebeğin kontrolü için gittiğim doktordan beni kıskanıyor olamazdı. Sıktığı için acıyan canımla boğazımı temizliyor gibi yapıp elini çekmesi için bir nevi uyarı verdim. O da bunu anladı ve elini çekti.

SİYAH BEYAZ HAYATLARWhere stories live. Discover now