8.BÖLÜM

1.8K 164 151
                                    

Evetttt,hoşgeldiniz efendimmmm. Nasılsınız bakalım???

Bu bölüm benim en sevdiğim ve en heyecanlandığım bölümlerden birisi. Gerçekten çok içime sindi. Umarım sizinde içinize siner.

Yorum ve oy sayısını biraz daha arttıralım lütfen. Hiçbir zaman kitabımda,şu kadar oy sonrası veya şu kadar yorum sonrası bölüm gelecek diye bir şart sunmayacağım. Kitabımı pazarlamış gibi hissederim bunu yaparsam. Ama yorumlar motivasyon kaynağı olduğu için sizin yorumlarınız ve oylarınızla ben daha da hevesleniyorum,destek çok önemli.

Her neyse efendim. Sizi çok da tutmadan bölüme alalım mı???? Ama okumadan önce bölüm hakkındaki tahminlerinizi alalım mı şöyle???

Bir de sormak istediğiniz sorular için sonda bir yer bırakacağım, orada istediğiniz ve kafanıza takılan herhangi bir şeyi sorabilirsiniz,cevaplıyor olacağım.

Bölüm şarkımız: Melike Şahin-Deli Kan

İyi okumala diliyorum şekerlerim.

7. BÖLÜM

SİYAH BEYAZ HAYATLAR

"Hâlâ vuruyor mu sana?" Sesi kısık çıkıyordu. Ama sinirle de karışıktı. Şu an Kerem'i öldürebilir gibi geliyordu. Ama şu an ona ihtiyaç yoktu.

"Evet,elimi uzattığım da elimi tutan olmadığı için ben her gün dayak yiyorum." Bana baktı birkaç saniye. Ardından hiç beklemediğim bir anda kafamdan tutup göğsüne yasladı başımı. Çenesi başıma yaslıydı. Korkudan kalbim daha hızlı atarken elim göğsünü buldu ama itemedim. Gücüm çekilmişti sanki.

En son gücümü toparlayıp ondan ayrıldığım da hiçbir
şey demeden ilerleyecektim ama kolumu tutan eli buna engel oldu. Ona döndüm.

"Hâlâ umut muyum sana?" Gözlerim kirpiklerinin altına gizlenmiş gözlerine kaydı. Kahverengi gözleri içimi ısıtıyordu. Ama şu anki sinir zaten beni yakıyordu,ısınmaya hacet yoktu.

"Umuttun,unuttum." Gözleri kısıldı,başını yere eğdi. Ardından diliyle dudağını ıslattı ve mırıldandı.

"Umuttum,unuttun." Kafasını yerden kaldırdı ve gözlerime baktı. Uzunca bir süre gözlerime baktıktan sonra sessizce konuştu.

"Unutma,unutturmam." Kafamı iki yana salladım. Perçemlerim gözümün önüne gelmişti.

"Unutturdun,hatırlatma." Elini hemen arkamdaki duvara koydu,duvarla arasında kalmıştım.

"Beni daha çok göreceksin bundan sonra Zehra,unutmak istesen bile unutturmam." Güldüm alayla.

"Unutmak istemediğim halde unutturdun,istersem hayli hayli unuturum Alparslan..." Bu söylediğimle durakladı. Üzerime biraz daha eğildi.

"Unuttuğun birinin açtığı yara hâlâ kanar mı?" Hemen cevabını verdim. Hazırcevaplığa alışmıştım.

"O kişinin ihaneti büyükse,o bıçak derinlere saplanmışsa hep kanar. Ve sen o bıçağı saplandığın yerden çekiyorsun,daha çok kanatacaksın." Ellerim iki yanıma düştü yavaşça. "Ben kanamaktan, yara almaktan çok yoruldum." Üstten bakıyordu bana. Üzerime eğildi ve yüzlerimiz arasında çok az bir mesafe kala durdu. Parfüm kokusu buram buram burnuma geliyordu. Çok güzel bir parfümü vardı. Ne ağırdı ne de hafifti. Çok güzeldi.

Gözlerimi kapattım. Sessizce mırıldandım. "Git şimdi,kızımla bir hayat kurmuşken girme araya." Alayla güldü.

"Kızının bileğindeki morluklardan haberi var mı? Kurduğun hayatın temeli şiddet mi?" Durdu,benden bir cevap beklediği aşikârdı ama açmadım gözümü.

SİYAH BEYAZ HAYATLARWhere stories live. Discover now