30

3.5K 193 304
                                    


Günler geçmişti, belki de hafta -saymayı ikiden sonra bırakmıştım- ama yıllar gibi geliyordu bana. Bir türlü bitmiyordu şu proje. Hocada miss gibi konu vermişti zaten bize. Yani bu konuyu da profesörlere falan anlatıyorlardır herhalde. Neyse çok zor anam, çok zor! Bittim be...

Saatlerce yazmaya uğraştığım yazıyı sesli okumayı bitirince Büşra'nın ve Pelin'in fikrini almak için onlara baktım. Projeye son araştırmalarımıza okuldaki kütüphaneden devam ediyorduk. Seçmeli ders için kullanılan bilgisayar sınıfı haricinde, kütüphanede sadece bir bilgisayar vardı ona da müdür yardımcısı izin verirse kullanıyordu öğrenciler. Bizde projeyi söyleyince kabul etti tabi, birde kabul etmesin yani. Son araştırmalarımızda bunlardı sonrasında sunumlara döküp tamamlayacaktık projeyi. Bitmişti bitmişti, ha gayret!

Okumayı bitirdiğimde bana hayranlıkla baktıklarını fark ettim.
"Ee nasıl?" diye sordum.
Büşra "Melih... Diyorum da sen mi sunsan proj-" diye bir istek sunduğunda, isteği bitirmeden araya girdim "Yok olmaz." dedim. "Amaaa Melihhhh. Çok güzel sunuyorsun bak cidden. Hem sen sunsan en fazla ne olabilir ki?" diye ısrar etti.

İç çekip "Çok heyecanlanırım, bütün emeğimiz boşa gider." dedim ama üzgün üzgün bakınca güldüm. Büşra bu sefer son kozunu oynayıp Pelin'i dürttü "Pelinn söylesene iyi değil miydi??? O sunsa en iyisi olur dimi?" dedi. Pelin önce söyleyeceleirni düşündü, zeki kızın hali başka işte. Sonra "Bence de iyi sunarsın Melih. Kendine güvenirsen başaracağından eminim." dedi. Büşra da "He dimi işte?? Bak Melih, Pelin'de destekliyor seni. Sunsan n'olurrr lütfennn!!" dedi. Aslında zorluyor gibi görünse de zorlamıyordu beni. Ona gerçekten istemediğimi söylemiyordum çünkü, fark etmişti bunu. Heyecanlansam bile ortaokulda çok güzel sunumlar yapardım ben. O yüzden biliyordum kendimi.

Güldüm ve "İyi tamam sonra konuşuruz bunu. Önce projeyi halledelim de." dedim. Kabul ettiklerinde araştırmalarımıza devam ettik. Bir süre durup izledim onları. İkisinin mükemmel işbirliği yaptığını izledim bir süre. Aslında gizliden gizliye yakıştırıyordum onları hatta bir ara laf arasında söylemiştim ama ikisi de utanınca bir daha açmadım konuyu. Fakat cidden çok güzellerdi. Büşra sürekli cıvıl cıvıl konuşurken Pelin onu büyük bir dikkatle dinliyordu. Büşra arada da olsa sinirlenirdi ama Peline sesini bile yükselttiğini duymamıştım, Pelin ise bazen umursamazdı çevresindekileri ama Büşra konuştu mu tüm dikkatini ona verirdi. Kesin gizliden gizliye aşk yaşıyorlardı ama bana söylemiyorlardı.

Bir süre daha izledikten sonra artık yazıma son dokunuşlarımı yapmaya karar verdim.

...

Nerdeyse yarım saat geçmişti. Derse izinli olduğumuz için girmiyorduk. Büşra sınıftan bir kıza "Öğretmene 'Rehberlik için anket dolduruyorlar.' der misin?" diye rica etmişti. Yalan söylemiştik çünkü proje yaptığımızı öğrenirlerse müdür yardımcısının başını şişerebilirlerdi. Zaten bizim sınıftaki, istisnalar hariç, herkes tembel olduğu için kimse gelmezdi kütüphaneye. Anca bahçeye çıkıp avcılık yaparlardı :)).

Pelin ve Büşra'nın araştırma notlarına bakarken teneffüs zili çalmıştı. Büşra "Çok uzun kaldık burda. Birkaç şeye daha bakıp gidelim." dedi. Ben onaylarken Pelin "Şu iki siteye de bakalım öyle gidelim. Ayrıca sunum için tekrar buluşma ayarlamamız lazım." dediğinde Büşra oflayarak sandalyede jöle gibi yayıldı. "Bir bitmedi şu proje. Ömrümü yidin ömrümü!!" diye sitem ettiğinde ikimizde güldük. Ardından o da güldü bizimle.

O sırada biri "Neye gülüyorsunuz bakalım?" dediğinde içimden bir hayırdırı çektim.
Büşra ise kalkıp "Kuziii!!!!" diye bağırıp sarıldı o kişiye. Ne olduğunu anlamaya çalışırken Pelin'e baktım ki o an o da bana baktı ve göz göze geldik. Ardından tekrar ikiliye baktık.

ZorbardaWhere stories live. Discover now