36

2.8K 152 356
                                    


Arda

Sınıfa girdiğim gibi etrafa bakınıp durdum. Gözlerim onu aradı. Bakışlarım bulamayınca yüzümü astım. En yakın arkadaşımdı o benim, okula mutlulukla gelme sebebimdi. Onun gelemediğini düşündüğüm için yanlışlıkla sesli bir şekilde "Gelmemiş mi?" diye mırıldandım.

Arkamdan gelen "Böö!" sesiyle yerimden sıçrarken çığlığı bastım. Arkamı döndüğümde onu görünce kaşlarımı çattım. Sinirimi sesime yansıtarak "Yağız n'apıyorsun ya, ödüm koptu? Sende anca gül zaten!" dedim. Yağız önümde gülme krizine girerken karnını tutuyordu. Gülmekten gözleri yaşarınca bir parmağıyla gözünden düşmek üzere yaşını sildi. "Ama seni korkutmak çok eğlenceli!" dedi.

Kollarımı birleştirip ters ters baktım ona. "Hahaha cidden çok eğlenceliymiş!" diyip sırama doğru ilerledim. Tavrımı görünce peşimden geldi, zaten sıra arkadaşıydık. "Alt tarafı bir şaka yaptım, sinirlenme hemen." diyince ona bakıp "Sinirli değilim!" diye sitem ettim. İfademi görünce sırıttı ve "Aynen şuan hiç sinirli değilsin." dedi.

O sırada içeriye giren öğretmenle ayağa kalktık. Ders fen bilimlerydi. Hiç sevmezdim bu dersi. Yedinci sınıftık ama içim ısınmıyordu bir türlü. Evde ders çalışırken vaktimi en çok harcadığım dersti ama yine de en düşük netleri alıyordum. Öğretmen dersi anlatmaya geçerken kafamı koyduğum gibi güzel bir uyku çektim.

...

Zaman su gibi akıp geçerken okul bitmişti bile. Eşyalarını toplayan Yağız'ı görünce sataşmak geçti içimden. Yanına yaklaşıp "Hadi Yağız ya, amma yavaşsın sende!" dediğimde göz devirdi. Bana "Beklesen ölür müsün be?" dedi hafiften sesini yükselterek. Gözlerimi kısıp "Ölürüm hatta öldüm bak." diyince "Geber!" dedi ve çantasını alıp ilerledi. Peşinden giderken "Niye gebermemi mi istiyorsun?" diye sordum ona. Bana garip bir bakıp "Saçmalama Arda ya. İstemiyorum." dedi ve bakışlarını başka yöne çevirdi.

Kendimi bilmiş bir havayla sırıtırken "Tabi ki istemeyeceksin! Hem benim gibi bir arkadaşı bul hem de ölmesini iste... Yok daha neler!?" diyince kahkaha attı. Ona katılırken güvenliğin yanından geçiyorduk. Gül ablaya gülümserken "İyi günler abla!" diye bağırdım. Abla da gülümseyip karşılık verince sırıtmaya başladım.

Yağız'la aynı mahallede oturduğumuz için her okul çıkışı birlikte gidiyorduk. Yine ilerlerken gördüğüm köpeğe gözlerim takıldı. Yağız beni görünce "Çok tatlı dimiii?" diye cıvıldadı. Köpekleri çok seviyordu ama annesinin köpeğe alerjisi olduğu için eve alamıyorlardı. Ona "Yani köpek işte." diye karşılık verince kaşlarını çattı. "Niye öyle diyorsun ya?" diyince "Benim için her hayvan aynı. Ne diyebilirim?" dedim ve gözlerine baktım.

Dudaklarını farkında olmadan büzerken "Tamam o zaman her hayvan tatlı de!" dedi. Onun tipini görünce sırıtmadan edemedim. "İyi, her hayvan tatlıdır. Oldu mu, mutlu musun?" diye sorunca gülümsemeye başladı. "Mutluyum mutluyum!" dedi. Ruh halindeki ani değişim komik gelince güldüm.

Bir süre daha yürüdükten sonra evime varmıştık. Ona bakıp "Tühhh eve gelmişim ya! Neyse sen de git bari geç kalma." diyince koluma vurdu. "Defol git Arda!" diyince güldüm ama bir hışımla ilerlediğini görünce gerçekten trip attığını fark ettim. Kolay kolay trip atmazdı Yağız. Sadece gerçekten en yakın hissettiği kişilere trip atardı. Zaten biraz da utangaç bir tipti. Kolay kolay sosyalleşmezdi.

Ardından kafamı sallayıp apartmana girdim. Merdivenlerden çıkarken anahtarımı da çıkarıyordum. Annem bugün evde olmayacağını söylemişti, komşuya uğrayacaktı. Anahtarı bulduğumda birkaç adım daha atıp kapının önüne ulaştım. Kapıyı anahtarla açarken ayakkabılarımı çıkarıp içeri girdim.

ZorbardaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin