34

2.7K 155 274
                                    


Aklımda sürekli yaşadığım ikilem arasında gidip gelirken Büşra beni sarsıp "Melihhh daldın yine!!!" dedi. Öyle afallayarak ona bakarken "Aa özür dilerim ya." dedim.

Yaşadığım onca şeyden sonra Yağız'a mı güvenmeliyim yoksa Arda'ya mı hiçbir fikrim yoktu. Zaten bir durumda da ikilem yaşamasam şaşırırdım. Önce su mu içsem yoksa tuvalete mi gitsem ikilemi gibi bir şeydi bu.

Büşra bu sefer "Melih bak bir şey yaşamışsın sen. N'oldu, anlat hadi? Yağız mı sana bir şey yaptı? Söyle kırayım kafasını!" dediğinde güldüm. Cidden dediyse yapardı Büşra. Akrabaymış yakınmış dinlemez eğer haklı olan bensem gerçekten kırardı kafasını. Bu huyunu seviyordum onun. Adildi bir kere.

Ona gülümseyip "Hayır onunla alakalı değil." dedim ama yalan söylerken kalbim acıyordu. Bana ya gel bu durumda yalan söyle ya da köpek balıklarıyla dolu bir havuza atla deseler büyük ihtimalle havuza atlamayı seçerdim. Ama gelip böyle bir seçenek sunmadıkları için mecburen yalan söylüyordum ve bu gerçekten çok kötü bir duyguydu.

Kafasını sallayıp çok üstüme gitmeyi istemeden "İyi tamam, güveniyorum sana." dedi kırk yerimden bıçaklandım. "Ama bak biri sana bir şey yapsın bir şey desin direkt bana geliyorsun! İtiraz dinlemek istemiyorum. Sana üzgün olmak yakışmıyor bir kere." dediğinde vicdan azabım gittikçe artıyordu.

Ellerimin titrediğini hissederken boğazımı temizleyip "Teşekkür ederim, iyi ki varsın." dediğimde gözleri parladı. Minnoş minnoş gülümseyip "Yaaa sende iyi ki varsın Melih'immm." Pelin'e dönüp "Sende iyi ki varsın Pelin'immm." dedi. Projenin sunumunu ayarlayan Pelin ismini duyunca kafasını kaldırdı. "Teşekkür ederim. " dedi. Büşra gülümseyince o da gülümsedi. İşte bundan bahsediyordum. Şapşiklere bakar mısın ya ne tatlıydılar!! Sonra siz yakışıyorsunuz diyince utanıyorlardı.

Ardından "Neyse hadiii bitirelim şu işi." dedi Büşra. Projemiz için buluşmuştuk. Sadece sunum kaldığı için rahattık ama çokta rahatlığa gelmiyorduk. Bir an önce bitse de kurtulsak derdindeydik.

Belki bir iki saat süren sunumun ardından hepimiz bir ohh çektik. Proje tamamen hazırdı. Daha sunmamız için günler vardı bu yüzden üstümüzden bir yük kalkmıştı. O sırada Büşra sinsi sinsi bana yaklaşırken "Eee projeyi kim sunacak??" diye sordu. Naneleri yerken bana mı sordun Bürşa'cığım? Ona tatlı tatlı gülümseyip "Bence sen çok güzel sunarsın Büşra. Dimi Pelin??" diye sorduğumda Pelin "Evet evet çok güzel sunar." dedi. Büşra buna karşılık "Ama o gün okuduğunda nasıl etkilendim anlatamam. Kesin sen sunmalısın yaa, muhteşemsinnn! Dimi Pelinn?" diye sordu ve Pelin "Aynen acayip etkilendik." dedi.

Bu sefer "Ama ben çok heyecanlanırım, mahvederim tüm emeği. Hem senin ses tonunda güzel, sen sunarsınnn. Dimi Pelin?" dedim. Pelin "Evet yaparsınn!" dedi. Büşra oflayarak "Ya bir saniye! Pelin sunsun o zaman." diye ortaya attığında Pelin "Evet sunsu- Ne hayır ben hiç sunamam!" diye bağırdığında tüm kafenin bizi duyabileceği şekilde tabiri caizse anırdık. Büşra "Ya kıyamam sana. Şaka yapıyorum, Melih sunacakmış zaten." dedi hala gülmeye devam ederken. Yine bana atılan pasa karşılık "Ama cidden güzel sunamam ben." dedim. Bunun üzerine Büşra "Melih sen aklına koyduğun her şeyi başarırsın çümkü senin inanılmaz bir sunum yeteneğin ve sevginnn de varrr!" dediğinde güldüm.

"Melih, ben sana çok güveniyorum. Eminim ki bu sunumu çok güzel yaparsın. Lütfen sadece kendine güven!" diyerek topu ağlara gönderdiğinde Muslera olmadığım için tutamadım tabi. "İyi iyi, tamam. Yaparım ben." dediğimde "Yaaa canımsınnn sen!" dedi ve bana sarıldı. Ardından garsonu çağırdı.

Yanımıza gelen garsona "Bize üç triliçe getirir misiniz? He birde üç çay!" dedi. Garson gittiğinde "Hesap benden!" diyince güldüm. Pelin "Teşekkürler." dediğinde gülümsedi.
Ship ship ship su sesi...

ZorbardaWhere stories live. Discover now