10-Başka bir Ülke'de

65 14 16
                                    

Saat 11'di ve uçağa bineli yaklaşık yarım saat olmuştu. Ailemden ayrılmak zor da olsa en sonunda cesaretimi toplayabilmiştim. Yola çıkmadan önce Beomgyu ve Dino'yu arayıp, geri döndüğümü haber vermiştim.

Chan'ın söylediğine göre yarın da Minho yola çıkıcaktı, peşimden gelicekti. Gözünün önünde tutmak istediği aşikardı. Artık etrafıma daha dikkatli bakıcaktım, onu gördüğüm anda yanına gidecektim. Acaba yine saklanır mıydı? O sokakta gördüğüm yada maçta seyircilerin arasında gördüğüm insanlar gerçekten Minho muydu? Demekki oydu, kimse ona benzemezdi.

Uzun bi yolculuktan sonra sonunda Havaalanına ulaşmıştık. İçeri girdiğim gibi Dino'yla Beomgyu'yu ayakta sohbet ederken görmüştüm. Bir kaç saniye sonra beni fark edip gülerek yanıma gelmişlerdi.

"Vaaaay iki haftalık kaçak geldi sonunda!"
"Sanki sen gitmiyon! Hoşgeldin Seung."
Dino'nun söylediğine gülümseyerek cevap vermiştim. Onları da özlemiştim.

Beomgyu yanıma baktığında sormuştu.
"Dudley'i bulamadın mı?"
Kafamı olumsuz anlamda salladım.
"Heryere baktık ama yoktu."
Dino sırtımı patpatladı.
"Üzülme, doğrusu belkide buymuştur."

Konuyu daha fazla uzaltmamıştık.
Birlikte evime gitmeye başlamıştık. Yoldayken orda neler yaptığımı anlatıyordum, onlarda ben yokken neler olduğunu.

Eve geldiğimizde bir iki saat oturup kalkmışlardı. Onlar gittiğinde ben de Chan'ı aramıştım.
"Alo, Chan, ben eve geldim bir iki saat oluyor."
"İyi tamamdır Seungmin, dikkat et kendine."

Kısa konuşmadan sonra telefonu kapatmıştık. Duşa girip rahatlamıştım. Evin heryerinde Dudley'nin eşyaları vardı;mama kabı, oyuncakları, parçaladığı halde atmama izin vermediği topu... Özlüyordum onu. Bütün eşyalarını bir kutuya toplayıp köşeye kaldırmıştım. Bunlar, ondan kalan hatıralardı, atamazdım.

Artık biraz uyumam gerekiyordu. Nerdeyse geldiğimden beri doğru düzgün oturmamıştım. Yatağıma uzandım ve gözlerimi kapadım. Bu hissi çok seviyordum.

###

Bugün Minho Amerika'ya gelecekti. Bu yüzden belki görürüm diye dışarıya yürümeye çıkmıştım. Bir kahve aldım ve sokakları gezmeye başladım. En sonunda bi parkta oturmaya karar vermiştim.

Hava güzeldi ve güneş parlıyordu. İnsanların kimisi gereksiz bir telaş içindeyken kimisi rahat rahat geziyordu. Bense bir bankta oturmuş etrafıma bakıyordum.

Düşüncelere dalmış dururken arkamdan bir el uzanmasıyla yerimden sıçramıştım. Gaon'u görmeyi beklemiyordum.

"Senin ne işin var burda!?"
"Sakin ol, Amerika sadece sana özel bi ülke değil."
Kafamı salladım.
"Biliyorum, ama aynı ülkede olmamız bana dokunabileceğin anlamına gelmiyor."

Daha fazla konuşmak istememiştim. Hızlıca yanından uzaklaşırken tekrar konuştu.
"Minho olmadan sen bir hiçsin Seungmin."
Bir an durmuştum. Derin bir nefes aldım ve yoluma devam ettim. Haklı olduğunu düşünmek içimi acıtıyordu.

Eve geldiğimde telefonu koltuğa fırlatıp oturmuştum. Kafamı ellerim arasına aldım ve bir süre öyle kaldım. Anlaşılan Gaon çok pis takıntı yapmıştı beni, nasıl kurtulacaktım bundan!?

###

Amerika'ya gelmemin üstünden bir hafta geçmişti ve tekrardan antrenmanlara başlamıştık. Bi kaç çaylak öğrenci vermişlerdi eğitmemiz için. Yavaş yavaş öğreniyorlardı. Kimi öğrenci oynamamızdan büyülendiği için iltifatta bulunuyordu.

Yaklaşık 2 saatlik eğitimden sonra bi maç yaptırmıştık. Oturup onları izlerken telefonum çalmaya başlamıştı.
Felix arıyordu.

"Naber Felix?"
"İyidir Seung senden naber, bak bir haftada özledim seni."
"Bende sizi özledim. Bende napıyım çaylak öğrenci yetiştiriyoruz. Maç yapıyorlar."

Yaklaşık 15 dakika boyunca Felix'le konuşmuştuk. Konuşmamızı bölen şey, bi çocuğun yere yığılması olmuştu. Benim sorumlu olduğum öğrencilerdendi.

"Felix ben seni sonra arayım mı!?"
"Noldu?"
"Bi öğrenci bayıldı, hadi görüşürüz."

Hızla telefonu kapatıp çocuğun yanına koştum.
Kafası kanıyordu. Hemen ambulansı aramıştık. Hastaneye kaldırılırken ambulansa yanında binmiştim.

Hastaneye geldiğimizde acil ameliyata girmesi gerektiğini öğrenmiştim, beyin kanaması geçiriyordu.
Onu ameliyata aldıklarında yere çöküp oturmuştum.

Başıma ağrı saplanmıştı, dayanalıcak bir şeye benzemiyordu. Yanıma bir tane hemşirenin yaklaştığını gördüğümde ayağa kalktım.
"Birşeyi yok demi?"
"Doktor bey size bilgilendirmeyi yapmış, beyin kanaması geçiriyor. Birşey olmaması için elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışacağız."

Kafamı salladım. Korkuyordum, umarım birşey olmazdı. Hemşire gittiğinde bekleme koltuklarından birine oturdum. Baş ağrım şiddetlenmişti ve uyku bastırıyordu.

Ameliyata gireli yarım saatten fazla olmuştu ve hala haber yoktu. İleri geri yürümeye başlamıştım. Delirmek üzereydim.
Sonunda bir tane doktor çıkabilmişti.
"Nasıl oldu?"
"Sakin olun, hayati tehlikeyi atlattı. Bugün hastanede müşahade altında tutacağız, yarın taburcu etme olasılığımız yüksek."

Kafamı salladım ve teşekkür ettim. İçim biraz olsun rahatlamıştı. İyi haber almak güzel gelmişti.
Koltuğa oturdum ve kafamı arkaya yasladım. Uyku iyice beni eline almıştı. Uyusam sorun olmazdı...

Uyandığımda üstümde bir battaniye olmasını beklemiyordum. Güzelce örtülmüş ve düşmemesi içinde yanlara sıkıştırılmıştı. Etrafıma baktığımda yakında yada uzakta kimse yoktu.

Etrafa bakarken yabancı bir numaradan mesaj gelmişti.
Boşuna etrafına bakma, bulamazsın;) yazıyordu.
Ayağa fırlamıştım.
"Noluyor lan!? Tövbe tövbe."

Battaniyeyi köşeye bırakıp öğrencimin yanına girmiştim. Hala uyuyordu, yada yeni uyumuştu, bilemiyordum. Rahatsız etmeden yandaki koltuğa oturdum ve ona bakmaya başladım.

Belkide kariyeri kaymıştı. Kim bilir belki de bir daha basket oynamasına izin verilmeyecekti. Burnum kırıldığında bu korkuyu çok yaşamıştım, büyük ihtimalle o da bunları düşünecekti.

Düşüncelere dalmışken bir mesaj daha gelmişti. Takım kaptanı maç listesini atmıştı ve 3 gün sonra başka bir Amerika takımıyla maçımız olduğu yazıyordu.

Çok çalışmam lazımdı. Üç haftalık tatilin açığını daha kapatmamıştım. Ama halledebilirdim, kendime güveniyordum...

Öncelikle özür dilerim, bölümü yanlışlıkla farklı tarihte kaydettim ve hikayenin yarısından çoğu silindi, bu yüzden bölüm gecikti;(

Pek içime sindiğini söyleyemem çünkü önceki yazdığım daha dolu ve güzeldi, umarım siz beğenirsiniz

Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın

Bir sonraki bölümde görüşmek üzereeee

Ig/k_seungmoo

Stay Away2/2MinWhere stories live. Discover now