13-Bacak arası

82 16 5
                                    

🐢Bol bol yorum bekliyorum🐢

Uyandığımda yerden kalkmış, Minho'nun yanına yatmış, üstüne üstlük bide sarılmıştım! Uyurken her şeyi yapabiliyordum.

Tek kolu kafamın altındayken diğeri beni sıkıca sarmıştı. Benimde bir elim arkadayken diğer elim onun belindeydi. İki bacağımın arasına bacağıyla baskı yaptığını hissedebiliyordum ve kahretsin ki bu çok tuhaf hissettiriyordu.

Hala uyanmamıştı ve öyle sıkı tutuyordu ki benimde kalkabilme gibi bir ihitmalim yoktu. Mecvur uyanmasını bekliycektim ama bizi bu halde görürse gitmek isteyebilirdi. Gitmesini istemiyordum.

10-15 dakika sonra yerinde kıpırdamaya başlamıştı. Kıpırdadıkça bacağını daha fazla bastırıyordu ve istemsizce kasılıyordum. Sonunda gözlerini yavaş yavaş açmaya başlamıştı.

Bir süre suratıma aval aval bakmıştı. Hala uyku sersemi olduğu kesindi. Kalkmaya çalışmıştım fakat sıkıca tutmaya devam ediyordu. En sonunda kendine geldiğinde kaşlarını çattı ve yataktan fırladı. Anlık çekilmesiyle kendimi boşlukta hissetmiştim.

Hala ayakta dikili bana bakıyordu. Saçları birbirine girmişti ve dudakları şişti..

"Günaydın."
Söylediğime kafa sallamıştı.
"Lavabo nerde?"
"Odadan çık sağdaki kapı."
Tekrar kafa sallayıp yavaş adımlarla odadan çıkmıştı. Arkasından bende kalkmıştım ve mutfağa gitmiştim.

Ben kahvaltıyı hazırlarken yanıma gelmişti.
Masaya yaslanmış bana bakıyordu. En sonunda konuşmuştu.
"Rahat uyudun mu?"
Sikicem, cevapla cevaplayabilirsen!

Kafamı sallamakla yetinmiştim.
"Teşekkürler."
"Ne için?"
"Yanıma yatmayı kabul ettiğin için."
Arkamı dönmüştüm.
"Nasıl yani?"
"Hatırlamıyor musun?"

Olumsuz anlamda ses çıkarttığımda devam etmişti.
"Ben sarılmadan uyuyamam, dün de kötü bi rüya gördüm, seni çağırdım sen de geldin."
Kafamı salladım, ne diceğimi bilmiyordum.
"Ben olmayınca kime sarılıyorsun?"

Hafifçe gülmüştü.
"Geceleri birini çağırıyorum, hem ihtiyaçlarımı karşılıyor hem de sabah uyanıncaya kadar yanımda uyuyor."
Kaşlarımı çatmıştım.
"Ciddi misin?"
Olumlu anlamda kafasını sallamıştı.

Moralim bozulmuştu.
"Seung."
"Efendim."
"Bi yüzüme baksana."
Gözlerinin içine bakmıştım.
"Ben ordan bakınca o kadar karaktersiz bi insana mı benziyorum, hm? Bi de soruyorsun gerçek mi diye."

Gülümsemiştim.
"Ne bilim çok ciddi söyledin."
"Yastığa sarılıp yatarım, bu sefer dediğim gibi kötü rüya gördüm."
"Ama sen temas sevmezsin hatta titresin. Bana nasıl sarıldın?"
Uzun süre suratıma bakmıştı.
"Sen ayrısın. Yani, nedense sende olmuyor. Tam tersi iyi geliyor."

Gülümsedim. Ah, o da bana iyi geliyordu ama haberi yoktu. Ne kadar iyi geldiğini bilse ne yapardı?

Sonunda uzun uğraşlar sonucunda kahvaltı masasına oturabilmiştik. Normalde pek kahvaltı hazırlamaz, hatta bazen sabah yemek bile yemezdim ama bugün Minho vardı. O kahvaltı yapmayı severdi.

Kahvaltı bittiğinde salona geçip oturmuştuk. Otururken kapının çalmasıyla gidip kapıya bakmıştım. Beomgyu gelmişti. Geldiği gibi konuşarak eve dalmıştı.
"Lan Seung, Dino işten kavulmu- MİNHO!"
Minho'yu görmeyi beklemiyor olmalıydı. Ben olsam ben de beklemezdim.

Beomgyu bi benim suratıma bi de Minho'nun suratına bakıyordu en sonunda kendini tokatlamıştı. Canının acıdığını hissettiğinde yanağını tutarak konuştu.
"Lan rüya da değil!"
"Arkadaş olamaz mıyız?"

Stay Away2/2MinWhere stories live. Discover now