bölüm21

9.9K 529 3
                                    

Sevgilim?
Evet.Bana sevgilim demişti.Ona tek başıma sarılırken Melih te bizimle alay ediyordu.

- Vıcık vıcık..

- Dirim seni asla böyle hayal edemezdim.

- Daha iki hafta önce Burhan ı geberten çocuk bir anda puf oldu...

Melih aniden söylediği şeyin farkına varıp sustuğunda bende hemen Dirim den ayrılmıştım.Bir açıklama bekliyordum.
" Yalan söyleme oğlum" diyerek Melih e kükremesini umuyordum.

Sessizlik.Şu anda sadece sessiz bir şekilde gözlerime bakıyor ve siyah gözlerindeki derinliklere beni hapsediyordu.
Canım fazla acıyordu.

İnsan öldürmek.

Sevdiğim çocuk insan öldürüyor.

Sevdiğim çocuk bir katil.

Oyuncak kırmıyor! İnsan öldürüyor.

Doğru.Onun gelecekteki işi buydu.Ama değişmişti.Yani beni tanıdıktan sonra.Peki ya şimdi ne değişmişti? Ben altı ay boyunca yoktum diye yinr mi insan öldürmeye başlamıştı? Peki ya sonra ne olacaktı? Bir gün bana bir şey olursa,ya da bir şekilde ayrılırsak? Ne olacaktı? Yine mi insanları öldürecekti?

Ayağa kalktım.Bu göz hapsi oyunumuz daha fazla sürmemeliydi.

- Ne demek istedin Melih?

Ne demek istediğini,hatta ne dediğini gayet net bir şekilde anlamıştım.Ama anlayan beynimdi.Kalbim? Hayır o aptal organ beynime ihanet edip " yanlış duydun,yanlış anladın" diyerek meydan okuyordu.

Dirim ayağa kalkıp kolumdan tutarak beni kendisine döndürmeye çalıştığında ona bakmadım.

Söylediği şeyden dolayı pişmanlık duyan Melih e baktım.Kardelenle birbirlerine bakıyorlardı.Kardelen onu öyle bir göz hapsine almıştı ki onunda benim kadar canının yandığını hissedebiliyordum.Çünkü Dirim yapıyorsa Melih te yapıyordu.

- Melih!
Dedim bana cevap vermeyince.

Bakışları beni bulduğunsa bir şeyler söylemek için dudaklarını araladı ama tekrar kapattı.

Bu hareketi bir kaç kez tekrarladıktan sonra en sonunda başını koltuğun arkasına doğru atarak gözlerini kapattı ve büyük bir şekilde of ladı.

Tekrar eski konumuna geldiğinde artık bir cevap vermeliydi.Dirim in bana veremediği cevabı.

- Bak adam zaten satıcıydı.

Direkt savunmaya geçmesi az önce kurumuş olan göz yaşlarımı tekrar tetikliyordu.Ama bu sefer olmazdı.Ağlamayacaktım.

- Satıcı? Bir tüccar adamı mı öldürdün yani?

Bu sefer Dirim e bakabilmiştim.
Gözleri...Ben onun gözlerinde sonsuzluğu hissederken,güveni hissederken,sevgiyi hissedekerken acaba öldürdüğü tüccar adam son kez merhamet kırıntısı aramış mıydı bu gözlerde? Belkide çocukları vardı.Acaba son kez çocuklarım için beni öldürme diyerek bakmış mıydı gözlerine? Ya da öldüğünde son kez gözü açık bir şekilde bu gözlere mi bakakalmıştı?...

Beynimi istila eden bu düşüncelerimi cevaplayan şu anda  farkına bile varmadığım Cem cevaplamıştı.

- Satıcı.Tüccar değil.Kadın satıcısı.Borcunu ödemeyen insanların karılarını,kızlarını alıp satan adam.

Adamın şerefsiz olması yeter miydi Dirim i affetmem için? Bu hala insan olduğunu değiştirmiyordu.

- Ben Dirim den cevap bekliyorum.

Bu gözlere o kadar dalmıştım ki "Ben yapmadım" dese Melih ve Cem in dediği her şeyi unutup hemen onun boynuna atlayabilirdim.

- Ben gidiyorum.

Kardelen konuşmayı daha fazla dinlemek istemeyip gidiyordu.

- Bende gel...

- Sakın!

Kardelen Melih e adeta kükremişti.Ama ben şu an sadece Dirim in gözlerine bakıyor ve bana söylemediği leyin cevabını arıyordum.Melih ve Kardelenle sadece kulaklarım ilgileniyordu.

Kardelenin evden çıktığını kapanan kapı ile anlamıştım.

- Cem.Sen git.Yanında ol.

Melih Cem e bunları söylediğinde Cem de

- Merak etme.Bana emanet.

Diyerek evden aynı kapı sesiyle çıkmıştı.

Ben,Dirim,Dirim in gözleri ve Melih...

Sadece biz kalmıştık.

- Yapmak zorundaydım.

Dirim sonunda bir açıklama yaptığında sadece hayal kırıklığı hissetmiştim.Düşüncelerim hemen şu anda bu iki dakika önce olan sevgilinden ayrıl derken salak organım asla onu bırakma diyerek hızlı hızlı atıyordu.

- Neden?

Sesim aciz mi çıkmıştı? Evet.

- Babam istedi.

- Baban benimde ölmemi istedi!

Ben onun kadar sakin değildim.Daha önce ona bu kadar sesimi yükseltmemiştim de.Bu ilkti.

- Bak! Bana bağırma! Sana ne dedim ben? Kim olduğumu sordupunda ne dedim?! Ben mafyanın oğluyum! İstesemde istemesemde!

Az önceki sakin halinden gram kalmamıştı. Ne hakla o bana sinirlenirdi? Benim ona sinirlenmem gerekirken.

- Senden korkuyorum.Sen katilsin.Kendimi katil sanırdım ama bu farklı.Sen cidden acımasızsın.Korkunçsun.

Ben onun aksine yavaş ve sessiz bir şekilde konuşmuştum.Babamın az önceki ses uyanmaması ise tam bir mucizeydi.

- Bak! Ben buyum tamam mı? Karar senindi.Sen karar verdin.Biliyordun benim kim olduğumu.Ama bırakmam dedin.Gitmem dedin.Ebru değilim dedin.Ama şimdide Ebrunun yaptığını yapıyorsun.Benden korkuyorsun.Ama bu sefer Ebru dan tek bir farkla. Bu sefer sen beni bırakmadan ben seni bırakıyorum.Bitti tamam mı? Bu sefer bitti.Ben bitti dedim ve bitti.

Artık ağlamaya başlamıştım.Ben böyle bitsin istemiyordum.Böyle bitemezdi.Bitmemeliydi.Daha derslerimiz vardı hem.Ben daha öğrenmeliydim.Yapamazdım ki tek başıma.Dersler olmadan yapamazdım.Yine eski ben olurdum.Çocukluğunu bile sessizliğinden,korkaklığından yaşayamayan ben olurdum.

- Bitmez! Derslerim var daha benim.Bana yardım edecektin.Yardım et.Bitmesin.

Bağırmayla başlayan sesim git gide azalmış ve sonunda fısıltı halini almıştı.

- Derse gerek yok artık.Bitti.

- Ne? Peki son ders?

Altı aydır uzak bile olsak bitmemişti.Şimdide bitemezdi.

Melih dışarıya çıkınca arkasından da Dirim ilerlemişti.
Çelik çıkış kapısının önüne geldiğinde durdu. Parçalara ayrılmış olan kalbim tekrar umutla birleşip hızlanmaya başladığında arkasına döndü.

- Son ders.

Dedi.Ciddiydi.Ama olmamalıydı.Şu an bana son dersi vermesi aramızdaki bağı tamamen bitirecekti.

- Hayır.

Dedim fısıltı şeklinde ağzıma giren göz yaşlarını umursamayarak.

- Son ders: Herkese hemen güvenme.





SON DERS(TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin