bölüm 22

11.7K 483 3
                                    

Saatlerce tek başıma kaldığım oturma odasında yere oturmuş,sonunda saati fark ederek odama geçmiştim.
Üzerimi bile değiştirmeden direkt olarak kendimi yatağa atmıştım.

Son ders...Son dersim aynı zamanda ilk dersimdi.

Ne demekti şimdi bu? Bu şekilde mi aramızdaki bütün bağ kopmuştu.

" Herkese hemen güvenme " diyerek.

Peki bende Ebru gibi miydim?

Benim ona kızmam gerekirken nasıl olmuştu da biz bu hale gelip ayrılmıştık?

Daha yeni kavuşmuştuk oysa ki.Bu aynı maraş dondurmacılarının yaptığı şeye benzemişti.Gösterip gösterip vermemek.Ya da bu tam anlamıyla dondurmayı verecek sanırken elinize külahını tutuşturması gibi bir şeydi.

Kızgın mıydım? Öfkeli? Kırılmış? Hayal kırıklığı? Özlem?

Hayır. Hiç birisi yoktu.

Hissizlik.Sanırım şu anda tam anlamıyla bunu hissediyordum.Hissizliği hissetmek...
Ruhum yoktu sanki. Bedenim,düşüncelerim...

Hepsini Dirim götürmüştü.

Acaba şu anda ölmüş olabilir miydim?
Ya da uyuyordum.

Ya da göz yaşı ve sümük karışımım yastığımı kirletiyordu.

Evet. Son seçenek en mantıklısıydı.Ölmemiştim.Uyumuyordum.Sadece yatağımda yan yatmış, boş gözlerle karşımdaki pencereye bakıyor ve sümükle göz yaşı karışımımın yastığımı kirletmesine izin veriyordum.

Telefonumun çalmasıyla arkamı kalkmadan dönüp yatağımın yanındaki masadan aldım.Sabah olmuştu.Ama daha erkendi.Saat 06:13 tü ve bu saatte beni Demir arıyordu.

Demir arıyordu!! Sabah sabah neden arıyordu ki? İç sesim ' salak salak sorgulamayı bırak.Açta öğren diyince' onu bu fikri için tebrik edip telefonu açtım.Bu sırada yatağımda oturur pozisyona gelmiştim.

- Günaydın Aleda.

- Gü- Günaydın.

Neden aradığı bilmediğim için kekelemem doğaldı.Ve tabi sesim borozan gibi çıkmıştı.

- Uyandırdığım için üzgünüm.Ben bugün sabah yürüyüşe gideceğimde. Deniz kenarına.Sende gelirsin belki diye aradım.

Bir kaç saniye duraksadıktan sonra devam etti.

- Ya da özür dilerim yaa.Seni de uyandırdım.Kusura bakma.

- Hayır.Hayır.Sorun değil.Uyumuyordum zaten.Gelirim.

- Ta- tamam.

Bu sefer kekeleme sırası ona geçmişti.Neden kekelemişti ki?

- O zaman kırk beş dakika sonra aynı yerde buluşalım.

- Tamam. Görüşürüz.

Diyerek telefonu kapattım.Hızla banyoya ilerledim.Aynadaki halimi görünce kendimden tiksinmiştim.
Kabarık saçlar,kızarık gözler,şiş yüz birde bunlara uykusuzluğun kattığı görüntü bozukluğu vardı.

Hemen ılık bir duş alıp mor bornozumla odama gelmiştim.Babamın uyanıp bu halimi görmesini istemiyordum.
Babamdı ama utanıyordum yinede.Artık babasının küloduyla banyo ettirdiği beş yaşındaki kız değildim.

Hızla gardrobumdan kendime bir şeyler bakmaya başladım.Siyah bir eşofman altı aldım ve üzerine de göbeğimi açık bırakan bir t shirt aldım.
Üzerimi giyindikten sonra ıslak saçlarımı taradım.Kurutmayacaktım.Çıkacakken beni topla diye hüzünlü bir şekilde bana bakan yatağıma baktım.Siyah çantamı yere koyup yatağımı toplamaya başladım.Yastık yüzünü ve çaeşaflarımı değiştirmiştim.Dün bayağı bir kirletmiştim.

SON DERS(TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now