BÖLÜM{5}

181 66 12
                                    

* * *
"Aslı, senin ne işin var burda?!" Sesim oldukça sert çıkmıştı. Gerçekten nasıl bi kızdı bu? Tüm bu yaptıklarından sonra, hangi yüzle ve cesaretle buraya gelebiliyordu? Ne kadar rahattı ya?!

O kışkırtıcı sesiyle"Ne o mineciğim, beni gördüğüne sevinmedin mi?? Üzülürüm ama."dedi Bende, babamın orda olduğunu unutup oldukça nefret dolu bi sesle "hay senin mineciğin senin.." diyordum ki babam arkadan "mine!" Diye uyarmıştı. Aah ah babacım, sen şu senin uyuz yeğninin bana ne yaptığını biliyor musun? Anlatmamıştım ki anlatırsam bilirdi."mine sana söylüyorum duymuyor musın?!"

" efendim, duymamışım"dedim ve babama döndüm." Aslıya küfür mü edicektin sen?"

"Şey baba.."diye düşünürken Aslı olaya müdahele ederek;
" yoo muhsin amcacım mineyle herzamanki takılmalarımız o bizim". Dedi adı batasıca. Sonra da benim yanıma gelip, kolunu omzuma attı ve "öyle değil mi kuzen?" Diye sordu uyuz.. Bende içimden fazlasıyla sövüp ardından yüzüme gülümseme takıp "evet." Diye cevapladım. Yalandan bişey olmazdı sonuçta biraz durup gidicekti...

* * * * * *

Babam herzamanki gibi, bej renkli sevdiği koltuğuna oturup "gelin kızlar,oturun." Dedi . Pislik Aslı da bana "gel canım oturalım ."diyip babamın gözünü boyamaya çalışıyodu. Aslı hep öyleydi, bizde kaldığı sürece hep beni kıskanırdı. Babası öldü diye babama, amcası değilde sanki 2.babasıymış gibi davranırdı. Odamı isterdi, eşyalarımı isterdi, onlara bi şekilde kuzenim diye ve yaşadıklarından dolayı ses etmezdim ama bu sefer ki yaptığı artık tölere edilicek cinsten değildi. Sevgilimi elimden almıştı sevdiğimi...

Babam ile Aslı sohbet ederken, ben ayağa kalkıp balkona çıktım. Denize bakıyordum. Kıvancım aklıma geldi, o güzel günlerimiz, gözlerinin maviliğinde hapsolduğum anlar... İlk tanıştığımızda onun gözlerine bakamazdım, heycanlanırdım ama o değer verdiğim, insan yerine koyduğum adam, sevgilim yok artık. Bunu kabullenmeliyim. Onsuzda varım ben, onsuz da nefes alabiliyorum. O sadece aldığım nefesi anlamlı kılıyordu ama artık yoktu. Anlamlı nefesimde yoktu fakat hayat devam ediyordu. Bunları düşünürken, Ayşe teyzenin "yemek hazır güzel kızım." demesiyle birlikte düşüncelerim uçup gitmişti ve yüzüme gülümseme gelmişti. Arkama dönüp Ayşe teyzemin gülen gözlerine bakıp "iyi ki varsın teyzecim "dedim ve yanağından öpüp sofraya geçtim. Babam en başa oturmuştu. Bi kenara Aslı, diğerine de ben oturmuştum. Ayşe teyze çorbaları tabaklara doldururken, ben kaşığımla oynuyodum. Aslı konuşmaya başlayınca aptal sesinden dolayı kaşığı yere düşürdüm. Hemen iyi kız rolüne bürünerek"Minecim iyi misin canım?"diye sordu. Bu saçma rolleri beni intihara sürüklüyodu resmen. Dayanamayıp içimdeki nefreti gözlerime karıştırdım ve kahverengi gözlerimi onun gözlerine odakladım. Öyle bi baktım ki gözlerinden korktuğunu görebiliyordum. Sessizliği kenara bırakıp, sözlerimi vurgulu bi şekilde "evet canım iyiyim, beni merak etmene gerek yok. Çünkü bi sorunumda yok. Ki olsada sana söyliycek değilim."dedim ve babamın sert bakışlarını hissettiğim an tebessüm etmekle yetindim. O sırada Ayşe teyze çorbamı verdi ve aklıma kafe olayı geldi. Şuan tam zamanı olmasada söylemem lazımdı; "şey baba bişey söyleyebilir miyim?".

"Elbette dinliyorım."

"Bizim kafe battı ve çok borç içindeyiz acil paraya ihtiyacım var. Biliyorum senden para istemiycektim kendime güveniyodum ama.."diye savunmamı hızlı bi şekilde sunmaya çalışınca, babam gülüp araya girdi"sorun değil, yemekten sonra hallederiz ." Dedi. Gözlerine içtenlikle bakıp "teşekkür ederim." Dedim .Aslı devreye girip "aa öyle mi çok üzüldüm Minecim, istersen buralardayken sana yardım edebilirm."dedi sanane lan der gibi bakış attım ve.. bir dakka bi terslik vardı "buralardayken derken?"diye sordum o da bana " aa söylemedim mi? amcacım benim buraya geri dönmemi istedi ve geri döndüm "dedi. Babama dönerek güldü.
Bende su içiyordum ve bana bakıp "yine eskisi gibi bir arada yaşıycaz."demesiyle suyu tabağıma püskürttüm ve öksürmeye başladım. Öksürüklerim arasında kesik kesik"ne... birlik te mi... ne demek ya!.." derken babam beni düşüneceğine onu savunup " ne nedemek Mine? Aslı eskisi gibi burda yine ." Dedi. Babamın sert çıkışıyla neye uğradığımı şaşırdım. Ama o cadı, herzamanki gibi babamı yine arkasına almıştı. O adam benim babamdı onun değil. Artık yeter! Şimdi kızım Mine sıra sende . İçimden bunları geçirip, Aslıya baktım"kalk çok acil bişey konuşmamız gerek"dedim ve ayağa kalktım "afiyet olsın babacım. Ha aslı aşağı da müzik odama gel fazla bekletme !." Deyip babamın bişey söylemesine fırsat vermeden aşağıya indim. Madem babamı yanına çekmişti bende onu babamla tehdit ederdim; bildiklerimi anlatmakla...
* * *
Odaya girdim ve sertçe kapıyı kapadım. Kim oluyo o ? Kendini fazlasıyla zeki zannediyodu. Eve tekrar gelmek de ne demek ya? Bu yaptıklarından sonra izin vericeğimi sanıyorsa yanılıyor.Balkon ve camları kapamaya başladım. Çünkü konuşacaklarımızı kimsenin duymasını istemiyodum. Balkonun kapısını bir türlü kapayamadım bu sinirle Aslıyı boğazlayabilirdim ve evet kurbanım odaya geldi. Hemen arkama döndüm ve gözlerimi Aslı'ya sabitleyip söze girdim"benim salak kuzenim tek soru tek cevap amacın ne?!".dedim.

ÖLDÜREN AŞK/ARA VERİLDIWhere stories live. Discover now