BÖLÜM {15}

116 9 5
                                    

                         KEREMDEN

Doğru bıçak. Kız haklı, hemen birşeyler düşünüp, işleri yola koymam gerekiyor. Az vaktim kaldı. Elim de hala birşey yok. Bu kadar zor olmamalı.

Mine mutfakta tatlılarla uğraşırken telefonumu elime alıp,Hazal'ın her zaman ki aramalarına ve mesajlarına baktım. Anlamak bu kadar mı zordu? Mine için araçtı o. Ama söz konusu kızlarsa bi gülmeden bile bir sürü anlam çıkartabilirler.

Telefonumun çalmasıyla hemen dışarı çıktım. Arayana baktığımda sinirlerim yine zıplamıştı.

"Ne var!"

Ağlıyordu "Kerem ben.. ben seni özledim.."

"Kızım nesin sen? Gurur falan da mı yok sende ! Ne yaşadık da özlüyorsun anlayamıyorım."

"Bakışın herşeyini.. Hem de o gece barda.." susturup,

"Barda bişey olmadı, sende iyi biliyorsun Hazal. Basit bir öpüşmeydi bu kadar büyütme." Tam konuşacaktı ki izin vermeyip,

"Arama kızım artık. Ben işim düşerse ararım zaten, o zaman bakarız." Diyip kapattım telefonu. Bende Hazal'ı Minenin sağlam arkadaşı sanırdım. Yazık,tek işte. İşim bittiğin de, hesap soracak kimse de yok demek ki. Tabi yaşar ve hali kalırsa.

Arkamdan Minenin 'Kerem' diye seslenmesiyle o yöne döndüm.

"Nerdesin sen? Ya işten mi kaytarıyorsun? Bıktım bak çok ciddiyim."

Şuan karşımda saçı saçmaca toplanmış, önünde kırmızı önlük, göz kaleminin birazı akmış ,gömleğinin kolu kıvrılmış, elinde hamur ve una bulanan kollarıyla bir adet Mine bulunuyordu. Tamam normaldi işte, bi numarası yok. Ama Kerem, düz tut kendini. Nefreti düşünme, tut kendini Kerem, o kız bıçağı göstermiş olabilir ve o an o bıçakla, Mine'yi delik deşik edip, cesedini bavula koyup, babasına göndermek istemiş olabilirsin. Ama tut Kerem kendini. Kız şapşal olabilir. Hatta aptal. Öptüğümde bir tepki veremeyen bir kız çocuğu var karşımda. Ne seksi ne de birlikte olunası bi his oluşturan birisi var. Mine tam bir aptal. Ah neyse cevap ver Kerem. Cevap vermediğin sürece orda mal mal bakıcak o kız. Hayır o değil bana baktığı halde elindeki hamur bezesini de elinde çevirip çevirip sıkıyor.

"Telefonla konuşuyordum olamaz mı? Ayrıca iş senin işin banane ." Bu çıkışıma tepki olarak;

"Bana bak bana." Diye gözlerini büyütüp bi adım atıp yaklaştı. Geri durmayıp;

"Ne var bakıyorum söyle." diye istifimi bozmadan bende sinirle söylendim.

"Sana yemin ediyorum, vallahi billahi, şu elimdeki hamuru saçına yapıştırırım. Kafanı kazıtmak zorunda kalırsın. Zaten tipin yok öyle kabak gibi kalırsın." Diyip bilmişçe güldü.

Hala çocuk gibi laf sokma derdinde. Doğru onun daha 18 olduğunu ve benim 23 olduğumu sayarsak çocuk.

Ayrıca;
Hayatta yapamaz götü yemez. Tipim mevzusunu hiç saymıyorum, sonuçta her yaklaştığımda, öpüceğimi sanıp korkup kaçan o .

Kahkaha atıp "Tipim mi? Kabak mı? Göz doktoruna gitmelisin acilen. Ha hamur mevzusuna gelirsek,
yemez." Dememle ayaklarını yere hınçla vurup sinirle inledi.

"Sen.. sen.. ne.. sen.. dur bi ." Diyip bir parçayı koparıp "Gel. " dedi gittim.

"Başımı eğmeme gerek var mı?" Diye sakince sormamla duraksadı, beklemiyordu çünkü. İntikamım acı olurdu öyle birşey yapsaydı.

"Sen ciddi misin?" Diye sorduğunda sırıttım "Ne o, vaz mı geçtin ?"

Bozuntuya vermemeye çalışarak "Ne alaka be? Sadece küçük çocuk gibi kaçıcağını düşünmüştüm." Demesiyle

ÖLDÜREN AŞK/ARA VERİLDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin