BÖLÜM{10}

128 28 1
                                    

Yine aynı rüyayla sıçradım yataktan. Başımı sağa çevirip saate baktığımda 03:46'ydı. Tekrar uyumayı deneyip gözlerimi kapattım ama uykum yoktu. 2 gündür odamdan hiç çıkmamıştım. Telefonumu da kapatmış,sadece uyumaya çalışıyordum. "Kıvanç niye böyle bir kötülük yapmaya çalıştı bana? Neden?! Ya babam yetişmeseydi"diye düşünmeden edemiyordum içimden. Ya iş işten geçseydi??...

* * *
Bunları düşünmek, o anı rüyamda görmek yeterince ürkütüyordu beni. Elimi saçımdan geçirip yatakta oturur hale geldim. Başımı sağa çevirip komodinden telefonu aldım elime,açtım. Bir süre bekledikten sonra bildirim seslerinin ardı arkası kesilmedi. 20 cevapsız arama ve 4 tane de mesaj vardı. Bu kadar mıydı sadece? Beni bu kadar mı merak etmişlerdi? Ben olsam..Of saçmalama Mine? Neler yaşadın ne bekliyorsun? sen kendini düşün önce, Diye beynimle konuşup arayanlara baktım; 14 tanesi "keremden.." ,4 'ü Hazaldan ve 2'si de Kumsaldan.. Mesajlara baktığımda Kerem tarafından atıldığını farkedip okumaya başladım ; "Mine!.", "Arıyorum, niye telefonun kapalı!?." , " Aç şu telefonu artık!" , "Kendin bilirsin umurumda bile değilsin.!" Off Kerem inan şuan uğraşamam...

Yatağa uzanmak en iyisi uzak kalmak düşünmemek hiçbirşeyi...

* * *

Bu sesler ne ya?

"Hayır Ayşe teyze, Mineyi görmem lazım bi çekilir misin lütfen" ve kapının ani açılışı,

"Mine kalkar mısın?"

Benden cevap yok. Yeni mi geldim aklına? Kaç gündür nerdesin?

"Mine dedim!"

"Tamam sen bilirsin." Diyip kapıyı kapattı. Bence gitti, gözlerimi açıp odada bakındığımda Hazalın çıkmadığını,dolabın orda kollarını bağlayıp bana baktığını gördüm
" Niye numara yapıyosun?"

"Ne numarası?" diyip yatakta oturdum.

"Uyuma numarası. Uyumadığını anlamam mı sandın? Kalk şunları giy, çıkıyoruz." diyip kıyafetleri yatağa fırlattı.

"Hayır Hazal,senle hiçbiryere gitmiyorum. Başıma neler geldi haberin var mı? Ayrıca saat daha 3!" diyip bi hışımla yataktan kalktım " Ne aradın ne sordun. Kafeye saldırdılar ben içindeydim, eve geldim Kıvanç tarafından.." diyip sustum..

"Biliyorum bebeğim,hepsinden haberim var. Kalk gidiyoruz ama!"

"Bana bebeğim deme Hazal? Ve çık git odamdan!." Dememle

"Hayır kalk Mine! 2 gündür odadan çıkamamakta neyin nesi?"

"Ya Hazal,sen salak mısın? tipin mi öyle gösteriyo? Kızım tecavüze uğruyordum az kalsın!."

" Mine uğramadın ama geçti,haksız mıyım?" Salak ya bu;

"Siktir git Hazal. Gözüm seni görmesin." Kolunu çekiştirip odadan postaladım, kapıyI da kilitledim. " Seninle uğraşamam."

" Mine! Tamam o zaman sen istedin." Diyip sesler kesildi. Geri dönüp yatağa oturdum. Katıksız mal bu kız. Hakkatten ne zırvalıyo? Basit bir şey mi yaşadım ben?

"Beni kaybettin Mine." Ne demek bu ya?

"Konuşmak istemiyorum!."

* * *

Gözlerimi açtığımda, güneşin yeni yeni yerini aldığını gördüm ama bulutta vardı ,sanki güneşin aydınlığını istemiyormuş , sanki bizim aydınlanmamızı istemiyor gibi. Kim bilir benim de hayatımda bulut olmak isteyenler vardır. İstemiyorum onları. Kim var bilmiyorum. Bu anı düşünmek de istemiyorum, hatırlamak istemiyorum... Belki de bi kaç bişey içmek unutmamı sağlar düşüncesiyle
yataktan kalkıp kapıyı yavaşça açtım, aşağı hızlı adımlarla inip sola dönüp içki şişelerinden önüme gelenleri aldım ve ses çıkarmadan odama geri döndüm. Umarım unuturum..

ÖLDÜREN AŞK/ARA VERİLDIWhere stories live. Discover now