Üçüncü Bölüm: Ne münasebet,ben seni takip etmiyorum,ayı avındayım!
Google; Ayı avı incelikleri-araştır.
Ya ayıdan kaç.Ya ayı ile savaş.
Saklandığım yerde pusu alırken gözlerimi kısmış,izlemeye devam ediyordum.
Sabah saat yedide evden çıkıyor, köşedeki simitçiden iki çatal alıyor,yedi on beşte dükkana geliyor. Yarım saatte bir sipariş götürüyor,öğlen 1 ve 3 arası içeriden çıkmıyor,yerine başka bir çocuk gidiyor,akşam dokuzda işten çıkıyor,dokuz on beşte evinin altındaki markete uğruyor,elleri dolu bir şekilde çıkıp sağ ayağı ile ittirerek apartman kapısını açıyor ve bu rutin her gün devam ediyor.
Her gün. Gram şaşmadan.Aynı şekilde.
Hayatı benden daha sıkıcı olanları görmek nedense değişik hissettirdi ama. Ava giderken avlanmak deyiminin film versiyonuna dönüşmemek için,üç gündür yaptığım rutini bırakıp,karşısına çıkmaya karar verdim. Ayı avım başlayacaktı.
"Merhaba turuncu.Açık açık uzatmadan giriş,gelişme ve sonuç olarak amacımı anlatacağım,o yüzden dikkatle dinle."
Arka cebime ellerimi soktum. "Öncelikle uyarayım,bir daha karşıma çıkma demiştin ya.İnadına sürekli karşına çıkacağım.Hazır yaz tatili ve ben yedi yirmi dört boşken,gölgen olacağım turuncu ayı."
"Canına mı susadın sen?"
"Canıma değil de,bayağı susadım.Neyse açıklamamı yaptıktan sonra giderim zaten,vardiyam yarın sabah yedide başlayacak.Ödeteceğim sana turuncu ayı!"
"Ne dedin sen?"
"Sen o cüzdanıma el koymakla hayatının hatasını yaptın. Madem ben ceza olarak o kotu kaybettim,başına bir kot bela açacağım! Bu arada kot bizim oralarda çok demektir!"
Yaptığı espiriyi açıklamaktan daha saçma olan ne vardı bilir misiniz? Random güldükten sonra bir de gülücük emojisi koymak.Öyle gereksiz,öyle saçma yani.
"Sepet kafa,belanı arama."
"Belamı arasam elimde telefonum olurdu,ama bak benim elimde ne var?" arka cebimden göz yaşartıcı spreyi çıkardım."Ayı spreyi aradım da,ülkemizde üretilmiyor sanırım artık göz yaşartıcı spreyle idare edeceğiz. Aslında saçma değil mi ülkemizde ayı spreyi üretilmemesi? Çok fazla ayı var çünkü. Turuncu ay-"
"Bana bak," çenemi tutup sıktı. "Bana bulaşma. Ve bulaşma derken rabdovirüs gibi bir bulaşmadan bahsediyorum. Anlayabiliyorsun değil mi? "
"Sen bana kuduz hastası mı demeye çalışıyorsun?!" Sağlık lisesi mezunu olmak,arada,çok nadir,bayağı nadir işe yarıyor. Bu turuncu ayı şimdi bana.. kuduzlu mu dedi?
"Kuduzlu demedim."
Allahın belası ayıcık bana köpek muamelesi yapıyordu! "Bana kuduz diyeceğine kendine bak uyuz! Sarcoptes scabiei paraziti! Çek şu elini,kırarım!"
Sağ bileğimi tutup geriye doğru bükerken kırılmak üzere olan kolum değil,sırtıma yaslanan göğüstü dikkatimi çeken. "Ayy ayıcık benden bile manyak çıktı! Bırak beni!"
"Benden uzak duracaksın."
"Durmayacağım!"
"Duracaksın!"
"Asla,burnundan fitil fitil getireceğim!"
"Pişman ederim! Uzak dur benden!"
"Eşyalarımı,kotumu geçtim..Bu küçük düşürmenin öcünü alacağım turuncu ayı! İstersen kolumu kopar,yemin ediyorum ki ödeteceğim! Gelecekteki çocuklarımın üzerine yemin ederim ki ödeteceğim!"
