Fourteen

3.9K 191 238
                                    

Merhabaaaaa beni özlediniz mi?Beni özlemediyseniz hikayemi özlediniz değil mi?.Neyse hadi başlayın bakalım nasıl yazmışım.

Bu bölümü @harsara a ithaf ediyorrummm....

İyi okumalar

---------------------------------

HARRY STYLES

Gözlerime uygulanan ışıkla kırpıştırarak açtım onları.Klasik hastane lambası bana sırıtırken ışığa alışmayı denedim.Bulanıklık giderek kaybolurken gözlerimle etrafı taradım.Son olanları hatırladıkça elimi karnıma koyarak doğrulmaya çalışdım.Kolumun tutulmasıyla uyandığımdan beri farketmediğim Louis'i gördüm.

"O iyi mi?" dedim dolu gözlerimle.Giden bulanıklık yeniden tekrarlanmıştı bu yüzden.Bebeğime bir şey olmasına dayanamazdım.Daha 1 gün olmuştu ondan haber aldığım ama ona sanki yıllardır bağlıymışım gibi hissediyordum."Kim?" dedi beni geri yatırırken."Bebeğimiz iyi mi Louis?" dedim hala dolu-dolu olan gözlerimle.

"Bebeğin(!) iyi merak etme."

İmasını anlayarak onunla konuşacaktım ki içeri beyaz önlüklü birinin -tahminimce doktor- girmesiyle laflar ağzıma tıkıldı.

"Bay Styles.Ben doktor Liam Payne.Durumunuz iyi.Hamilelik dönemlerinde baş dönmeleri normal ama siz yine de stresden uzak durun.Herhangi sorunuz var mı?" dedi açık kahverengi saçlara sahip genç doktor.Ben teşekkürlerimi iletecektim ki Louis'in sorusuyla kanım çekilmişti sanki.

"En yakın zamanda bebeği aldıracağız." doktorun orada olmasını umursamayarak geri gelen göz yaşlarımla sesimi yükselttim."Onu aldırmayacağım."

"Eğer bu benim sayemde oluştuysa, ikimiz kararı da gerekli.Ve ben onu istemiyorum!" dedi acımasızca kelimeleri tükürürcesine savurarak.

"Ondan bir eşyaymış gibi bahsedemezsin!O bizim bebeğimiz! Onu aldırmayı nasıl düşünürsün!" dedim karşımdaki bedeni tanımadan.

"Harry,baba olmaya hazır değilim diyorum.Neden anlamak istemiyorsun?"

"Beni becermeye 7/24 hazırsın ama!" dedim yanımızda doktorun olduğunu umursamadan.

Ne doktor umrumdaydı, ne de sesimin koridorda yankılanması.Benim tek derdim vardı; Louis'in önyargısı.

"Bak...Bebek bezi deyişdirmeye,kirli önlüklerin üzerime bulaşılmasına, gece tiz bir ses yüzünden uyumamaya hazır değilim.İstemiyorum onu.Anlıyormusun?İs-te-mi-yo-rum."

"Neden böyle düşünüyorsun?!Bebek değildiğinde ilk aklına bunlar mı geliyor?!Neden onun iyi taraflarını görmüyorsum?!Senin anlamadığın bir şeyi söyleyeyim!Bebek denince aklıma kıvırcık saçlı, mavi gözlü bir bebek geliyor!Ona şarkılar söylediğimde masumca uyuyacağı geliyor!Koşarak etrafda oynayacağını canlandırıyorum kafamda.Ona seçeceğimiz binlerce oyuncağı, kiyafeti düşünüyorum mesala!Düşdüğünde acısa bile kalkıp 'baba' diyerek yanıma koşmasını arzuluyorum!Uyuması için sabahlara kadar uyumamaya razıyım ben!Yemek yemesi için bin takla atabilirim!Yeter ki bir bebeğim olsun!Anlıyor musun?!"

Bir kaç saniye yüzüme baktı öyle.Hiç bir ifade okunmuyordu yüzünden.Şaşırmış, kızgın, sinirli...Hiç biri..Sanki bir şey düşünüyor.Ya da dediklerimi kafasında tartıyor gibiydi.

Kafasını iki yana salladı yere bakarak.

"Asıl sen anlamıyorsun! Ben daha 24 yaşındayım.Daha gençliyimi tam yaşayamadım bile.İşlerimle zor başa çıkarken, bir de bebek...Yorgunum şimdiden...Koca şirketi idare etmek kolay mı zannediyorsun?! Daha ortalıkta bir bebek yokken bir kaç saat aldığım uykumu, bebek olduktan sonra düşünemiyorum bile.Sorun uyku değil.Sorunlardan sadece bir tanesi!Ben de isterim ikimizin bir parçasanı.Ama şimdi değil.Belki bir kaç yıl sonra.."

dangerous passion.  || larry.Where stories live. Discover now