DF ಡ 3

332 51 0
                                    

Hayat zordu. Bir saniye sonrasını bilmeden yılların hayalini kurar, gerçekleşmeyince hayal kırıklığına uğrardınız. Yakınlarınız ölürdü, bir süre yas tutar, bedeni toprakta çürümeden eski yaşantınıza dönerdiniz. Yada dönmek zorunda kalırdınız. Çünkü bilirdiniz, hayat devam ediyordu; ve siz ayak uydurmak zorundaydınız.

Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım.

Benim de hayallerim vardı, her kız çocuğu için mümkün benim için imkansız hayaller. Belki biraz geç olmuştu ama hayallerim gerçekleşmişti işte. Bazı şeyler eksikti, mesela annem gibi ama ne olursa olsun saçlarım uzayacaktı artık. Tabi benim onu görebilme ihtimalim her ne kadar düşük olsa da.

Yine bir doktor randevusundan çıkmış aynanın karşısında oturuyordum. 1 ay geçmişti konulan tanının üzerinden. Bugün yine doktor yeni bir terim kullanmıştı; Tek gözü etkileyen uçuk yalnızca olguların %3'ünde iki gözü de tutar.

Eğer ben de o %3'ün içinde olursam iki gözümü birden kaybedecektim. Ve hala kornea nakli bulunamamıştı. Zaten bulunsa da o nakilin olmasını istiyor muydum, bilmiyordum açıkçası.

Ne kadar zor olabilirdi ki görmemek?
Aynanın karşısından kalkıp yatağıma uzandım ve bir müzik açıp gözlerimi kapattım.

What would I do without your smart mouth

Drawing me in, and you kicking me out

Got my head spinning, no kidding, I can't pin you down

What's going on in that beautiful mind

Kapım açılınca gözlerimi açmadan şarkıyı mırıldanmaya devam ettim.

I'm on your magical mystery ride

And I'm so dizzy, don't know what hit me, but I'll be alright

"Dilek?"

Gözlerimi açıp babama baktım.

"Efendim?"

"Asrın geldi, aşağıda. Biraz dışarı çıkalım mı diyor, hazırlan in hadi."

"Biraz yorgunum baba."

"Böyle olmaz ama Dilek, tüm gün evde yatağına yatıp müzik dinliyorsun. Çık biraz hava al hadi!"

Israr edeceğini bildiğimden "Peki." diye mırıldandım ve yataktan kalktım.

Babam odadan çıkınca dolaptan bir kot ve sweat çıkarıp üzerime geçirdim.

Saçlarım henüz çok kısa olduğu için geçen gün Pelin ablanın aldığı bandajlardan mavi olanı takıp ensemde bağladım.

Montumu da giydikten sonra yavaş yavaş merdivenleri inmeye başladım. Sol gözümün üzerine geçen hafta takılan bandaj yüzünden merdivenleri inmekte zorluk yaşıyordum.

Asrın oturduğu yerden hızla kalkıp yanıma geldi ve bana sarıldı. Sarılışına karşılık verdim.

Zil çalınca Asrın "Gelebildi sonunda!" diye sitem etti.

"Kim?"

Sorumun hemen ardından salona giren Aral'ı görünce yüzümde geniş bir gülümseme oluştu.

Şimdiye kadar onlardan başka dostum olmamıştı, insanlarla hastalığım yüzünden fazla iletişim kurmaya vaktim olmazdı. Zaten Asrın'la Aral da çocukluk arkadaşlarımdı.

Yanıma gelip kollarını bana doladı ve "Kendini bu kadar özletme!" diye sitem etti.

Benden ayrıldığında ise çatık kaşları biraz daha çatıldı.

DİLEK FENERİWhere stories live. Discover now