DF ಡ 14

217 16 15
                                    


Pera - Sevemezsin

Pera- Pencerenden (Barkın'ın söylediği şarkı)



Karanlık.

Korkmazdım.

Sadece aydınlığın dinlenmesi için ayrılan zamanda emanet edilirdik karanlığa.

Öyle ya, hep bunu düşünür, üzerine bir de dertlerime ev sahipliği yaptığı için severdim karanlığı.

Ta ki; birisinin güneşimi avuçlarının içine hapsedip, beni sonsuza dek karanlığa terk etmesine kadar...

Korkuyordum.

O kişinin avuçlarına kısacık tırnaklarımı geçirip güneşimi kurtarmak istiyordum.

Karanlığın yüzünde hafif hafif oluşmaya başlayan sinsi gülümsemesiyle çekip gitmesini, beni rahat bırakmasını istiyordum.

Ama ne yazık ki bu şuanlık pek de mümkün görünmüyordu.

Yıllardır koluma Pollyanna'mı takmış, karanlığımı onunla paylaşmış, aydınlığı onunla beklemiştim. Şimdi ortada ne Pollyanna kalmıştı ne de aydınlık.

Onları beklemek için gereken zaman da yoktu.

Kısacası, yalnızdım.

Tek başımaydım.

Zavallıydım.

Başımı ellerimin arasına alırken sağ gözümden bir gözyaşı firar etti usulca.

Hayatta çok geç kalmıştım.

Ardından onu bir gözyaşı daha takip edince gözlerimi yumdum.

Hak etmemiştim.

Üst dudağımı ıslatan tuzlu suyun hemen ardından odamın kapısı tıklanınca sanki duymayacakmışım gibi sıkıca kulaklarımı kapattım.

Ben yalnızca başkalarının mutluluğuna tanık olabilirdim.

"Dilek, ben Aral. Hazırsan çıkalım."

Hazır değildim. Kendim mutlu değilken başka birinin daha mutluluğuna tanık olmaya hazır değildim.

"Dilek içeride misin? Bak giriyorum."

Bedenime anında bir telaş hakim olurken hızla yerimden fırladım ve kapının önüne koşup kapıya yaslandım.

"Çıkıyorum şimdi."

Sesimin titrememesine şükrederken "Ben aşağıdayım o zaman." yanıtı rahatlamama neden olmuştu. Kulağıma dolan adım seslerinden uzaklaştığını anlayınca kapıyı hafifçe aralayıp sessizce odadan çıktım ve temkinli adımlarla banyoya gittim.

Babama ve Aral'a ağlamaktan şişmiş gözlerle yakalanmak istediğim son şeydi. Özellikle de onlar beni süslenmiş bir şekilde beklerken.

Lavabonun önüne gidip korkak gözlerle aynaya baktım ama yansımam yüzümü buruşturmama neden olmuştu. Pelin ablanın uzun sayılabilecek bir zaman diliminde yüzüme yaptığı koyu makyajın bir kısmı akmış kötü, fazla kötü, bir görünüm sergiliyordu. Sanırım ağlarken yüzümdeki makyajı hesaba katmam gerekirdi.

Omuzlarımı düşürerek birkaç yaprak kağıt havlu kopardım. Hafifçe ıslatıp yüzümü silerken sürekli dağılan makyaj iyice sinirlerimi bozmuştu. Birkaç kağıt havluyu daha sinirle koparıp ıslatırken hamlelerim sertleşmişti.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jun 27, 2016 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

DİLEK FENERİWhere stories live. Discover now