Bölüm 2/9 - Vuslat Ateşi

12.1K 636 14
                                    

Selam millet... Şafak Sökerken'i yazarken öyle bir kaptırmışım ki içimi ani ve mutlu bir huzur kapladı. Dedim ki kendi kendime yürü be kızım, kim tutar seni... O yüzden hem buraya hem de Kimse Sağ Çıkmaz'a güzel bir bölüm paylaşayım. Beni destekleyenlere güzelinden bir sürpriz yapayım. Kabul edelim güzel oldu... Hepinize güzel okumalar... Hatta bundan sonra Şafak Sökerken'e bir bölüm daha atacağım kararım kesindir. :D 

Şarkıyı da dinlemenizi öneririm. Çünkü bu şarkı nedense bana üst üste bölüm yazdırdı bu gün... Hepinizi çok çok kocaman seviyorum... :D

'Sırf sen değilsin içi yanan kızım. Herkes sırasıyla kesecek o şerefsizin hesabını.'

'Yetmedi bana bu, soğumadı içim' 

'Göksel, babanın isteği bu. Eğer istese hiç birinize söylemeden gebertebilirdi içerdeki ibneyi.'

'Abi bir kez daha kafasını çarpayım, bak söz son'

'Seni tanıyorum, bir kez daha çarparsın ama ekranda son yazar. Zaten herkes sırası ile geldi. Baban ve Göktuğ'da sıra.' Göksel usulca başını salladığında hala içinde cayır cayır yanan ateş olsa da dönmüştü çıkışa.

Tek kelime etmeden ama Göksel'in ellerini temizlemesi bitene kadar yolu uzatmışlardı. Yavuz sonunda kızın savaş veren halinin bitmesi ile arabayı onuncu kez etrafında turladığı hastanenin bahçesine girdirmişti. Durduğunda dönüp kıza baktı tekrar ve bir anda gülmeye başladı. Ellerindeki kanı temizlemişti de hırsla yapıtığı işin sonunda kızın kahverengi saçları birbirine girmiş gözlerinin altındaki kalem ise neredeyse yanaklarına kadar inmişti. Üst cepteki aynayı açıp gözleriyle işaret verdiğinde Göksel'de sıkıntılı bir nefes bıraktı.

'Hazır bozmuşum tipimi azıcık daha bıraksaydın da süründürseydim ya.'

'Babanda beni süründürseydi.'

'İzin vereceğini bilsem öldürdüğü dakikaları saniye saniye izlemek isterim emin ol'

'Ondan ne şüphe' diyerek arabadan indiğinde Göksel tamamen kendini toparlamış ardından o da inmişti arabadan. İkiside hastaneye girdikleri gibi yine yoğun bakıma çıkmışlardı ama Taner'in kaldığı odanın bomboş olması ile birbirlerine baka kaldılar.

'Taburcu olmuş olamaz değil mi?' Göksel'in sorusu ile Yavuz başını sağa sola sallarken yanlarından geçen hemşire anında durup ikisine de bakmıştı.

'Yavuz bey, Taner beyi bir alt kata normal servise çıkardık'

'Teşekkürler.' diyerek Yavuz kızzıda peşinde sürükleyip aşağı katın merdivenlerine yönelmişti bu defa. Sakin adımlarla ikisi de indiğinde koridordaki Göktuğ'un gözleri ikisine dönmüştü.

'Nerdesiniz be abi, öldürmedi bu demi?'

'Bırakmadı ki' Göksel kaşlarını çatarak cevap verdiği gibi kendini odaya atmıştı ki bu kez iki adam da peşinden girdi içeri. Vuslat kızını ve Yavuz'u görünce ayaklanmıştı koltuktan.

'Halledelim işimizi Göktuğ' diyerek başıyla dışarıyı işaret ettiğinde Yavuz anahtarı uzatıp kendini Deniz'in yanına bıraktı. Vuslat ise kapıdan çıkıp iki adım atmıştı ki tedirgince oğlunun odasına ilerliyen kıza kaşlarını çatıp bakmış ardından içten içe hayırlısı diyerek yoluna devam etmişti.

'Göktuğ'

'Buyur baba'

'Öldürmeyeceksin. Bunu sakın ola unutma'

Şafak Sökerken |Şafak Serisi 1 - 2|Where stories live. Discover now