Bölüm 2/20 - Demir'in Hikayesi

11.3K 586 27
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ben geldim... Günlerdir üst üste iki üç bölüm paylaşıyorum bunu bu gün daha iyi fark ettim. Sağ olsun Fadimem ayıktırdı beni. Yine bölüm paylaşacağım ama her gün olmayacak. Onun yerine Kimse Sağ Çıkmaz ve Mardia üzerine yoğunlaşıp birazcık daha ilerletmeyi düşünüyorum. Tabi bu Şafak Sökerken'e bölüm gelmeyeceği anlamına çıkmıyor... Sizleri de çok seviyorum.

                                      --------------------------------------------------------------------------

Sırf çocuklarına değil kardeşi gibi gördüğü adamlara da zamanında dilindeki zehiri dökmüştü. Yiğit'in büyümemesini, Eymen'in sessizliğini, Aras'ın otorite manyaklığını, hatta kendinin sürekli girdiği sinir krizlerini bile tarihe gömmüştü. Bunların hepsini de zehirden acı cümle ve örneklerle yapmıştı. Nedeni bu ki, Kasırga ailesi ne olursa olsun yıkılmadı.

Sabahın ilk ışıkları ile Vuslat ve Buğlem kıpırdanmaya başlamıştı bile. İkisi de gece boyunca uyumamıştı ama hiç sesleri çıkmadan da birbirlerinde iyileştirici merhemi aramışlardı. Huzur bekli de yüreğine hapsettiğin bir adamın göğsünde can bulurdu, bir adam için ise o şatafatlı duygu bir kadının saç diplerinin kokusu kadar derinlerde gezerdi. Buğlem hafifce başını kaldırıp gözlerini ona çeviren adama baktığında derin bir nefes aldı.

'Sen çok güçlü bir adamsın biliyorsun demi?' diyerek bakışlarındaki anlamı adamın gözlerine de aktardığında Vuslat hafif bir tebessümle başını sallayarak konuştu.

'Bir ben değil yedi düvel biliyor sevdam'

'Öyle değil be adam. Senin yüreğin çok güçlü. Benimle aynı acıyı çektiğin halde bana sarıldın, yerinde başkası olsa derdini çok görüp benimde canım acıyor demeyi bilirdi.'

'Birincisi güzelim yanında bir başka adam olsa benimde canım acıyor diyecek kadar uzun yaşamazdı, ikincisi ise sen benim ilacımken ben sana asla derdim büyük diyemem. İyileşecek adam ne diye ilacını elinin tersi ile yitsin ki?'

'Kıskanıyorsun ve bu çok sık olan bir şey değil.'

'Orada dur işte. Her saniye seni kıskanıyorum ama bunu dile getirip seni yıpratmak demek evliliğimde sarsıntı demek. Eğer kalbimdeki kıskançlıkları dilime döksem manyaksın sen dersin' Buğlem kıkırdamaya başladığında Vuslat omuz silkip kaşlarını havalandırmıştı.

'Öyle ama' mırıldanarak kadının başına dudaklarını bastırdığında ikisi de sonunda yataktan çıktı. Dün gece Tibet onlarla uyumadığı için Buğlem'in dikkatini çekmişti durum ama bütün ailenin Tibet'in de Doğa'nın da gözlerinin içine baktığını bildiği için kalbi rahattı. Sadece ufaklık bazen çekilmez biri olabiliyordu o kadarcık.

Şafak Sökerken |Şafak Serisi 1 - 2|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin