Normal Biri Gibi ( neredeyse)

33 4 0
                                    

Hava yağmurlu göstermemesine rağmen inceden esen rüzgar tenimi ürpertti. UCF' in kapısında dikelmiş gürültülü kalabalığa bakıyordum.
  - Heey! Böyle durmaya devam edecek misin yoksa artık yürümeye karar verir misin?
Gözlerimi çekik gözlü gotik çocuğa dikip ters ters baktım ve adımlarımı ondan hızlı tutup yanından hızlıca geçerken geriye dönüp içinde bulunduğum kıyafetlere yakışmayacak şekilde bir hareket yaptım ve hareketimi çocuktan başkası görmesin diye elimi hemen indirip yoluma devam ettim.
Psikoloji bölümünün önüne geldiğimde derse daha 15 dakika vardı içeri girip boş bir yere oturdum ve etrafta tek tük toplanan insanları izledim. Felix yoktu, dün alttan kalan dersinin sadece çarşamba günü olduğunu söylemişti ama yine de gözlerim tanıdık bir yüz için kıvrandı. Tabii ki bulamayacaktın; hayatım bir kampın içindeki 1000 kadar kişiyle geçmişti.
  - Oturabilir miyim?
Yanımdaki yeri gösterip sevimlice gülen kısa saçlı kız kibarlık ediyordu, tabii ki de oturabilirdi.
  -tabii
Diyip gülümsedim, aslında çok arkadaşım olsun istemiyordum, bu bana da zarar verirdi ama yine de bu kibar kız ilk arkadaşlarımdan olabilirdi .
- Slvya ben.
  - Arya.
Yine gülümsüyordu, ayıp olmasın diye gülümsemekten yanaklarım ağrıyabilirdi.
  -Nereden geliyorsun?
  -kuzey Colorado sen?
  -vooaw uzakmış, ben Mayami den geldim buradan 4 saat bilirsin. Ailem o kadar uzağa gitmek istemedim.
  - Ailenle iyi misindir?
  - Biraz fazla. Annem şu 4 saatlik yol için bile son bir haftadır düzenli ağlıyor, babam bile ağladı en son düşün istersen.
  - ooow biraz fazla bağlı bi aile hı?
-Öyle, ya seninkiler ?
- onlar Colorado'da kaldı. Zaten çok sıkı değilizdir.
Usta bi yalancı olarak gözlerimi kaçırma hatasına düşmem beni şaşırttı, bu konuda bu kadar hassas olduğumu bilmezdim.

Hoca sınıfa girdiğinde ses yavaşça azalıp uğultu haline geldikten sonra durunca bizde o tarafa dikkatimizi verdik.
    Girenin anabilim dalı başkanı olduğunu ve bugünlük ders yapmayacağımızı, oryantasyon için konferans alanına gitmemizi hatırlatıp sınıfı terk edince bizde dediğini yaptık. Slvya da yanımda gelmişti.
  - sen ne düşünüyorsun, ben müzik kulübüne katılıcam sanırım, çok samimi görünüyorlar, ayrıca müziğin psikolojide büyük yeri var bilirsin.
Gerçekten de çok samimi duruyorlardı en az 20 arkadaş edinmem muhtemel olduğundan o seçeneği eledim, okçuluk? Olmaaz fazla iyiyim.
Dans? Onlar da fazla sıcaklar, hem turnuva gazete fotoğraf benzeri şeylerden uzak olmalıydım.
  - doğa sporları veya yamaç paraşütü. Belki ikiside .
  - Adrenalin ha? Hiç beo etmiyorsun.
  - hep ilgimi çekmiştir, deniyim diyorum.
Gerçekten de yamaç paraşütü bize kampta yaşatmadıkları çok az deneyimlerdendi.  Gerçek hayata de uygulamalı olarak her konuda bilgilendirilmiştik. Alkol, sigara ve hatta uyuşturucu bile denemiştik.
Alkol zaten ayda bir yapılan partilerimizde hep olurdu ve isteyenler içebilirdi.

  Gidip kulüplerden bilgi alayım derken arkamdan omzuma yeltenen elle, onu tutup fırlatmam bir oldu.
  - sakin ol güzelim sadece benim.
Gelen Felix'ti.
  - beni korkuttun! Ne işin var burada?
- Sakin ol lütfen niye burada olmiyim ki ?
Korkuma kahkaha atmamak için kendimi zor tutup gülümsedim
- haklısın
- eee bizim kulübe mi geliyorsun?
- hangisi 'sizin' kulüp oluyor?
- doğa sporları tabiiki, diyip tişörtünün altındaki kasları işaret etti.
- evet düşünüyorum, ama vaz mı geçsem?
Diyip kaslarına burun kıvırdım.
Gerçi çok iyi görünüyorlardı, ne çok fazla şişkin bi kas yığını gibi, ne de zayıf bi bedende gösterişsiz duranlar gibi, tam yerindeydi.
- Ukala biri sayılmam ama bence bu dediğine sen de inanmadın. Gel hadi sana biraz anlatiyim.
Beni kolumdan tutup standın arkasındaki banklara çekerken gözüme bize doğru hiç de samimi olmayan bakışlar atan bit kız grubu takıldı. Anlaşılan doğa sporları o kadar arkadaş canlısı değildi, sanırım burayı seçebilirdim.
Felix beni oturtup kendi de yanıma otururken bakışlarımı farketmiş olacak ki,
-Jessica ve grubuna takma onlar hep böyledir, sinir olmak onların baş hobilerinden ama maalesef henüz buna yönelik bi kulüp açılmadı.
Derken bende espirisine gülüyordum.
-Neyse en azından direk bana yönelik bir şey değilmiş.
-Biraz da sana yönelik olabilir ama boşver dedim ya hep böyleler, gel sana düzenlediğimiz gezilerin Vtr' sini izletiyim sonra zaten direk gelip kaydolucaksın.
Cidden de öyle oldu. Videoda o kadar eğlenceli görüntüler vardı ki, bir an mutlu olmak ve normal insanlar gibi eğlenmek hevesiyle doldum ve 5 dakika içinde kulüp üyesi olmuştum.
Diğer üyelerle haftaya yapacağımız gezide tanışacaktık, haliyle en çok gezi düzenleyen kulüplerden biriydi ve umarım işimi kötü etkilemez derken telefon çaldı, Felix' ten izin isteyip uzaklaştım.
Eliot;
- lanet olası telefonu neden ellinci çalışta açtığını sorabilir miyim ufaklık!
- kapa çeneni Eliot aramızda sadece iki yaş var, ne istiyordun?
- acilen gelmen gerek, havalimanının yakınında bi geçit açıldı yakalayabilirsek son zamanda açılan geçitlerin kaynağına ulaşabiliriz. 5 dakikaya orda ol!
Deyip suratıma kapattı.
-Lanet olsun, Lanet olsun!
Arabayla yarım saatten fazla sürerdi, geçit yaşımı kullanamazdım onları Z için ayırıyordum.
- Felix? Bana motorum lazım.
- ben mi bırakiyim yani nereye?
- yok ben giderim, veriyor musun vermiyormusun?
- tek parça döneceğini nerden bilecem?
- çantamdan bi kredi kartı çıkartıp verdim ve banksmı aradım, 3 saat içinde iptal etmemem durumunda hesabımdan Felix?
- tamam tamam gerek yok al.
Gözlerini şaşkınlıkla açmış bana bakıyordu.
- Soyadın ve kimlik numaran canım.
- Gerek yok dedim al.
Uzatmadım ve anahtarı alıp hemen koşmaya başladım. Otoparktaki motoru bulur bulmaz, havalimanı yoluna sürdüm, 5 dakikada gitmem imkansızdı ama silah almak için eve uğrarsam daha da geç kalırdım, çantamın bölmedindeki bumerang tarzı ufak silahım ve elbisemin altından bacağıma astığım minik hançerimle idare etmek zorundaydım.
Boyumun anca yettiği motorun kontağını çalıştırıp yola çıktım , elbisemle bu motorda olmak bazı bakışları fazla üstüme çektiğinden, trafiksiz yollara girip boş yollarda 160'a kadar hız sınırlarını zorlayıp Eliot' un tarif ettiği yere yaklaşınca yavaşladım ve park ettim. Ortalıkta Eliot görünmese de motordan indim.
Açık bir geçitle karşılaşmam mümkündü ve hala o siyah geçite karşı korku merak karışımı duyguyu yenememiştim.

Bölümü geciktirdiğim için üzgünüm ama beklediğim okuyucu sayısına ve oy' a ulaşamayınca hevesim kırılıyor biraz, umarım desteğinizi bundan sonraki bölümlerde daha çok hissettirirsiniz. 😊

GRİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin