Kız Kardeş (5. Bölüm)

224 11 0
                                    

Gök gürlemesi ile uyandım. Iyi de, bu benim en çok korktuğum şeylerden biriydi!

"Koray! Koray! Koray! Emre! E-"

Bi anda kapı açıldı ve Koray geldi.

"Ne var lan yine! Hem niye Emre'yi çağırıyorsun?"

"Gelmedin ki!"

"Ne oldu? Onu söyle."

"Gök gürlüyor. Korkuyorum."

"Ne yapayım?"

"Ya şey..."

Kesin yanlış anlayacaktı.

"Yanıma gelir misin?"

Beklemediğim bir şekilde kapıyı kilitleyip yanıma geldi. Sonra ellerimi tekrar bağladı. Ne güzel ben uyumaya başlamadan önce çözmüştü!

Koray'ın yanımda yattığını düşünmemeye çalışarak gözlerimi kapattım ama hem heyecanlanıyordum, hem de her gök gürlediğinde çığlık atıyordum.

Bir anda Koray bana sarıldı. Birden kafamı ona çevirdiğimde "Korkma diye." dedi. Aslında böyle daha iyi hissediyordum. Sanki... Koray babammış gibi!

Aklıma gelen bu düşünce ile kendi kendime güldüm. Sonra da gözlerimi kapattım. Belki de Koray o kadar kötü biri değildir?

*

Sabah uyandığımda ellerim çözülüydü ama Koray hala bana sarılıyordu. Onu yavaşça itmeyi denedim ama başaramadım.

"Koray. Koray. Uyan."

Koray hafifçe gözlerini açıp bana baktı. Ilk defa onu bu kadar yakından görüyordum. Nedensizce biraz heyecanlanmıştım ama belli etmemem lazımdı.

"Sabah oldu." dedim ve gözlerimle kollarını işaret ettim. O da hemen beni bıraktı.

"Kahvaltı hazırlayayım mı Koray?"

"Hayır."

Yanımdan kalkıp gitti. Ben bu çocuğu en başında nasıl kibar biri sanmıştım? Belki de gerçekten kibardı ama şu an bana çok kızgın olduğu için böyle davranıyordu?

Yataktan kalktığımda ellerimin ve ayaklarımın bağlı olmadığını gördüm. Ama kapı hala kilitliydi. Sanırım artık kaçmayacağıma inanıyordu. Gerçi ben istesem de kaçamazdım. Ev çok büyük ve korkunçtu. Odada kalmak en iyisiydi.

Birazcık odayı inceledim. Siyah boyası tozdan gri olmuş bu evin içinde böyle bir oda olması şaşırtmıştı beni. Krem rengi duvarlar, küçük bir pencere, tahta zemin üstünde üstünde pembe ve mavi desenleri olan beyaz bir halı, çift kişilik, pencerenin yanında kırmızı bir yatak, açık kahverengi bir çalışma masası, üstünde açık mavi çizgileri olan kum renginde bir kitaplık...

Kitaplığa doğru gidip kitapları inceledim. Daha çok romanlar vardı. Bir tanesini elime alıp yatağa oturduktan okumaya başladım. 45 sayfa kadar okuduktan sonra kapımın açılması ile dikkatimi oraya verdim.

"Acıktın mı?"

Eğer bu soruyu Soran kişi Koray olsaydı tersleyebilirdim ama Emre sormuştu ve gerçekten çok açtım.

"Evet."

"Tamam. Ben sana bir şeyler getiriyorum."

Emre göz kırpıp odadan çıkarken ben de ona gülümseyerek karşılık verdim ve kitabımı okumaya devam ettim.

*

"Leyla. Biraz konuşmak ister misin?"

"Iddia hakkında mı?"

"Evet."

"Kabul etmeyeceğim Koray!"

"Rol yap o zaman! Ikimiz de üzülmemiş oluruz!"

"Iyi de ben rol yapmayı bilmiyorum!"

"Ben öğretirim. Yeter ki kabul et!"

"Kız kardeşini anlatırsan belki kabul edebilirim."

"Tamam anlatıyorum ama iyi dinle."

"Tamam."

"Kumral saçları ve yeşil gözleri var ve hayvanları çok sever."

Seni sevmesine şaşırmadım.

"Hatta bir keresinde kedimiz ağaca çıkmıştı da inememişti. Onu kurtarmaya çalışırken düşüp bacağını kırmıştı."

"Kaç yaşında şu an?"

"15. Aramızda 3 yaş var."

"Anladım. Peki kız kardeşin neden senin için bu kadar önemli?"

"Öncelikle o benim kardeşim, yani abisi olarak onu korumak zorundayım. Onun dışında annem ölünce ve babam da başkasıyla evlenmek için Amerika'ya gidince sadece ikimiz kaldık. Beraber kendi paramızı kazanmaya başladık. Tabiki de öyle büyük bir iş değil ama biraz kazanıyoruz işte. Ben gitar çalıyorum o da şarkı söylüyor."

"Benim de Yiğit diye bir arkadaşım var. Biz de aynı şeyi yapıyoruz. Tabi sadece eğlencesine."

"Ne zamandan beri?"

"Yaklaşık 4 senedir."

"Sesin güzelse şarkı söylemek ister misin?"

"Bu evde olmaz. Yani şey... korkuyorum da biraz."

"Tamam, sonra söylersin. Ayrıca beni yine terslemediğin için teşekkürler."

Gülümsedim.

"Bu odayı beğendin mi?"

"Açıkçası böyle bir evin içinde böyle bir oda olmasına şaşırdım."

"Bu ev çok eski."

Belli oluyor.

"Kız kardeşim de korktuğu için ona da böyle bir oda yaptık. Diğer odaların hepsi daha... eski."

"Bu oda kız kardeşinin mi?"

"Evet."

"Kitaplar?"

"Onların bazıları. Okumayı çok sever de."

"Koray?"

Umarım şimdi söyleyeceğim şey için ileride pişman olmam.

"Iddiayı kabul ediyorum."

Var Mısın Iddiaya?Where stories live. Discover now