Leyla (18. Bölüm)

143 8 3
                                    

Geri çekildiğinde konuştu.

"Özür dilerim Leyla, bunu yapmam gerekiyordu. Şimdi istediğin kadar döv, hakaret et, hatta istersen öldür. Ancak ne olur, anlat."

"Peki. Kafeye beni çağırdın çünkü başka bir kız ile ilişkin vardı ve benim bunu görmemi istiyordun. Bana beni sevmediğini söyleyemeyecek kadar cesaretsizsin işte!"

"Ne kızı?"

"Beni çağırdığın gün bir kızla sarılıyordun. Hatırlatırım."

"Leyla, ben o gün seni kafeye kız kardeşimle tanıştırmak için çağırdım!"

"Ka-kardeş?"

"Evet Leyla. Seni kardeşimle tanıştırmak için çağırdım, çünkü seni seviyorum."

Gözlerimden düşen yaşlara engel olamadım. Ne yani, ben günlerdir sırf bunun için mi üzülüyordum?

"Peki neden söylemedin?"

"Sürpriz yapmak istemiştim. Kardeşimle tanışmak istersin diye düşünmüştüm."

"Ben... ben çok özür dilerim Koray, ama sen de bir benim yerime koy kendini. Nasıl hissettiğimi anlamaya çalış."

"Ben anlıyorum zaten. Özellikle de neden hemen, sessizce kaçıp gittiğini."

"Neden sence?"

"Korkuyordun. Tam cesaretini toplamışken beni görüp vazgeçmekten, her şeyi boşvermekten..."

Gözlerime bakarak devam etti. Gözlerimi kaçırdım.

"Bana söylemeye korkuyordun. Çünkü biliyordun; kal deseydim, gitmezdin..."

Haklıydı. Gitme deseydi, kalacaktım. O sırada da en çok korktuğum şey buydu...

*

Koray ile yakında bir yere gitmiş, yemek yiyorduk. Ikimiz de sessizdik. Konuşmak istiyor, ancak nasıl başlayacağımızı, nerden başlayacağımızı bilmiyorduk. En sonunda dayanamayıp konuştum.

"Şimdi ne olacak Koray? Yani iddia bitti, ancak birbirimize itiraf ettiğimiz duygularımız var."

"İddianın bitmesi benim için hiçbir şeyi değiştirmiyor. Birbirimize itiraflar yapmış olsak da, yine de sormak istiyorum."

Çatalını tabağın kenarına bırakıp gözümün içine bakarak elimi tuttu. Ben de onun gözlerine baktım.

"Leyla, benimle... Çıkar mısın?"

"Cevabını bildiğin soruları neden soruyorsun?"

"Yani... Evet mi?"

"Evet Koray, seninle çıkarım."

Gülümsedi. Yüzümüzdeki aptal sırıtmalarla yemeğimizi yemeye devam ettik.

"Leyla, isminin anlamını biliyor musun?"

"Bir sürü anlamı var Koray."

"Benim için en anlamlısı hangisi sence?"

"Ben nereden bileyim Koray?"

"Leyla, çok karanlık gecede görülen ışık anlamına da gelmekte. Bence isminin tek anlamı bu."

Gülümsedim. Keşke ben de onun isminin anlamını bilseydim... Maalesef şimdi biraz odunluk yapmak zorundayım.

*

"Leyla..."

"Hııı?"

"Ne yemek istersin?"

"Aç değilim. Sadece uyumak istiyorum."

Koray elini alnıma koydu.

"Leyla. Ateş'in var."

"Dün de vardı. Önemli bir şey değil ya."

"Leyla saçmaladığının farkında mısın?"

"Ateş kafa yapıyor da."

"Belli oluyor. Anneni arasam iyi olacak."

Kafamı sallayıp "Hı hı" diye mırıldanırken Koray'ın annemle konuştuğunu duyuyordum. Konuşmalarını dinlemek istesem de daha fazla dayanamayarak derin bir uykuya daldım.

*

"Leyla! Koray nasıl geldi buraya?"

"Anneciğim zaten Koray hep bizi takip etmiş."

"Neden?"

Elimi enseme götürüp kaşıdım. Söyleyecek bir şey bulamayıp "Barışmak için..." diye mırıldandım.

"Küs müydünüz?"

Annemin endişeli veya kızgından çok meraklı gelen sesiyle ona döndüm.

"Evet."

"Neden?"

"Küçük, önemsiz şeyler işte anneciğim."

Konuşmamızı, içeri giren Koray böldü.

"Leyla! Iyi misin şimdi?"

Elini alnıma koydu. Bu şekilde anlayamamış olacak ki annemin yanımızda olmasına aldırmadan uzunca öptü alnımı.

"Ilaçlar işe yaramış gibi. Sabaha göre çok daha iyisin."

"Evet, daha iyiyim."

Bir dakika... Annem gitmişti, ama şu anda buradaydı?

"Anneciğim sen ne ara döndün?"

"İş senden önemli mi kızım? Zaten ben senin için çalışmıyor muyum?"

Annem böyle konuşunca biraz mahcup olarak gözlerimi kaçırdım. Sustum.

"Peki, dışarı çıkabilecek kadar iyi misin Leyla? Sen, ben ve Aysun Teyze bence bu Venedik günlerini hep beraber değerlendirmeliyiz."

"Kesinlikle Koray'a katılıyorum. Hem bir dışarı çık, inan temiz hava sana çok iyi gelecek Leyla."

"Peki."

Işkence yine başlıyordu!

Var Mısın Iddiaya?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin