Amerika (9. Bölüm)

201 8 0
                                    

Kan vermemin ardından 10 gün geçmişti. Koray yeni yeni dışarı çıkıyordu. Pazar günüydü ve evde yatıyordum. Koray için o kadar çok korkmuştum ki...

Burak ile karşılaşmamıştım ancak telefonuma mesaj atmıştı:

"Leyla. Biliyorum bana kızgınsın. Ama lütfen mesajı sonuna kadar oku. Ben bu mesajı özür dilemek için attım. Koray'ı bıçakladığım ve seni evinin önünde yerde bırakıp kaçtığım icin, özür dilerim. Ben sadece seni korumak ve rakiplerimi azaltmak istemiştim. Leyla, eğer Koray'ı gerçekten seviyorsan onunla konuş. O da seni seviyor. Ben de seni seviyorum ancak unutmaya çalışıyorum. Kendime yeni bir başlangıç yapacağım yarın. Sabah ilk uçakla Amerika'ya gidiyorum ve sen dön demeden de asla dönmüyorum. İnşallah orada daha mutlu olabilirim ve eğer bana dön demezsen seni unutabilirim. Kendine iyi bak Leyla."

Belki de artık Koray ile aramızda hiç bir engel kalmamıştır? Umarım...

*

Artık Koray'a karşı duygularımdan emin olmaya başlamıştım. Peki ya Burak'ın söyledikleri? Koray gerçekten beni seviyor muydu?

4. haftanın başındaydık. Yaklaşık 2 hafta kalmıştı iddianın bitmesine. Ben de bu süre içinde Koray'ı kendime aşık etmek ve onunla gerçek anlamda sevgili olmak istiyordum. Daha 4 hafta olmuş olmasına rağmen ona karşı hissettiklerim küçük bir hoşlantıdan fazlasıydı, buna eminim. Ama aşk mı, bilmiyorum. Daha önce hiç aşık olmadığım için bilmiyorum yani.

Tamam, Koray için herşey sadece bir oyundan ibaret olabilirdi. Ama ben bu oyun bittiğinde BİZim de bitmemizi istemiyordum.

Onu kaybedemeyeceğimi hastanede anlamıştım. Ona karşı bir şeyler hissettiğimi de... Ve maalesef bu duygu gün geçtikçe büyümeye devam ediyor.

Hayatımda ilk defa iğne korkuma ve beni kan tutmasına rağmen kan vermiştim. Yiğit ile de konuşmuştum. O da onu sevdiğimi söylemişti.

Bilmiyordum. Kafam çok karışıktı. Neyse ki çalan zil, düşünmeyi kesmemi sağladı. Çantamı aldığım gibi Koray'ı bulmaya gittim. Bugünün geri kalanını beraber geçirecektik. Koray'ı bulduğumda kolundan tuttuğum gibi dışarı çıkardım. Çıkarırken Özgür'ün bize baktığını da görmüştüm. Umarım ikna oluyordur oyunumuza.

Okuldan beraber çıktık. Beraber sinemaya gittik, yemek yedik, yürüdük... Cidden şu an iki arkadaş gibi davranıyorduk. Hatta çok yakın arkadaşlar. Sanki... kardeş gibi!

Kardeş gibiydik ama aslında rolden de olsa sevgiliydik. Tuhaftı.

*

Kimden; Koray
Mesaj; Sen mi aşağı iniyorsun, ben mi yukarı çıkayım?

Koray ile gün sonunda kavga etmiştik. Çıkışta Yiğit ile karşılaşmıştık ancak Koray benim erkeklerden bir arkadaşım olmasını istemediğini söylemişti. Sırf o istiyor diye Yiğit'i bırakacak da değildim, kaç senelik arkadaşımdı sonuçta.

Koray'ın neden böyle bir kıskançlık yaptığı da ayrı bir konuydu zaten. Şimdi de onunla konuşacağımı mı sanıyordu?

Kime; Koray
Mesaj; Gereksiz kıskançlık yapmayı bıraktığın zaman inerim.

Kimden; Koray
Mesaj; Anlaşıldı ben yukarı çıkıyorum.

Kime; Koray
Mesaj; Hangi katta oturduğumu bile bilmiyorsun.

Kimden; Koray
Mesaj; Tek tek tüm zilleri çalıp seni bulmaya çalışmamı istemiyorsan in aşağı.

Manyak!

Istemeyerek de olsa aşağı indim. Koray'ı sadece 4 haftadır tanıyordum ancak onun söylediklerini yaptığını öğrenmiştim. Ve bu 4 haftada onu sevmiştim.

Aşağı indim. Hava yağmurluydu.

"Koray Bey, beni bu saatte ıslandırmanızı neye borçluyum?"

"Bana kızgın kalamazsın."

"Neden?"

"Çünkü çok tatlıyım."

Tek kaşımı kaldırarak ona baktım. Cidden böyle konuşarak kendini affettirebileceğini mi sanıyordu?

"Hiç sanmıyorum. Sen olsan olsan ekşi olursun."

"Espiri miydi bu şimdi?"

"Bilmiyorum. Neyse ben hasta olmadan eve girmek istiyorum."

"Ben de geleyim desem?"

"Hayatta olmaz derim."

"Geleyim bence."

"Gelme. Hatta git. Mümkünse hemen."

"O zaman şimdi gidiyorum ama yarın konuşacağız?"

"Tamam. Git hadi."

"Tamam." dedi ve arkasını dönerek yürümeye başladı. Ben de eve gittim. Tam kapıyı açtığım anda birisi ağzımı kapayıp yüzümü kendisine döndürdü.

"Sakın bağırma." diye fısıldadı ve elini çekti.

"Senin burada ne işin var? Gitmiyor muydun?"

"Sevgilim ile uyumaya geldim."

"Ne sevgilisi be?"

"Leyla sen Alzheimer mı oldun?"

Aslında karşımda sen olunca...

Ne diyorum lan ben?

"Sen benim sevgilim falan değilsin Koray. Gider misin? Annem yanlış anlayacak."

O sırada gelen sesle kafamı çevirdim. Annem gelmişti.

"Neyi yanlış anlayacağım Leyla?"

Koray'a işte şimdi yandık bakışlarımdan attım ve kafamı anneme çevirdim.

"Anneciğim?"

Var Mısın Iddiaya?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin