''Başka biri için benim yanımda...''

4.2K 298 81
                                    

MM; Park Seo Joon-Long Way

Uzun bir sürenin ardından tekrar iyi yorumlarınızı -yani sanırım- okuyacağım için çok mutluyum.Sınavlarım ve derslerin yoğunluğu dolayısıyla yoktum.Yorumlarınızı da okuyordum fakat cevap vermeye bile vaktim olmuyordu özür dilerim okurkuşlarım^^ sizi seviyorum güzel okuyun!! Haha ^^

''Anne,şaka mısınız siz ya?Gerçekten şaka mısınız?''

''Oğlum bu işin şakası olur mu sence?Hemen Kore'ye geri dönüyorsun.Hemen dedim!''

''Anne yapamam.''

''Jimin.El alemin bizi konuşup arkamızdan dedikodular uydurması sence normal bir şey mi?Bir düşün.Senin,bu saatten sonra Kore'ye geri dönmekten başka yapacağın bir şey kalmadı.Buda son sözümdür.'' diyerek telefonu suratıma kapattı.

Bense o boş telefonu hala kulağımda tutuyordum.Yutkunsam da gitmeyen bir şey kalmıştı boğazımda.Dudaklarımı ısırıp gözyaşlarımın düşmemesi için direndim.

Tekrar dönüp Evin'in yanına gidecekken bir eli omuzum da hissettim.Kafamı yarım döndürdüğüm de Evin'i gördüm.

''Bi-bir sorun mu var Jimin?'' dedi kısık sesle.

''Hayır.Bir sorun yok.'' dedim yere bakarken.

''Sana inanmalı mıyım?Suratın kireç gibi.''

Ellerimle ellerini tutup kafamı salladım.

''İyiyim,merak etme.''

''Pekala.'' diyerek yavaşça ellerini çekti ve küçük,yandan olan çantasını tuttu.Telaşlı olduğu buradan belliydi.

Onun kadar bende telaşlıydım.Onu kaybetme korkusuyla daha ne kadar yaşayacaktım merak ediyorum.Neden bir türlü onunla beraber olamıyorum?Hep bir sorun çıkıyor?Hep böyle oluyor?Neden?Biz hiçbir zaman,Evin'in kafası omzumda iken uzaklara bakıp hayal kuramayacak mıyız?Yada kursak bile illa bir şey çıkmak zorunda mı?

(Evin'in ağzından)

Jimin ne kadar iyiyim dese de ona inanmamıştım.Eve gidene kadar suratı hiç gülmedi.Hiç konuşmadı.Sanki bir şeyler söylemeye çalışsa bile konuşamayacak gibi.Elleri cebinde,kafası öne eğik bir şekilde yürümeye devam etti.Artık buna dur demenin vaktiydi.

''Dün bizimkiler ile eğlendiniz mi?''

''Evet.İyi insanlar.'' dedi ama suratında herhangi bir gülümseme veya tebessüm yoktu.

''Sana bir şey oldu.Seo Joon hakkında mı?''

Cevap vermeye tenezzül etmeyecekti sanırsam.Ona bakarak tekrar sordum.Sesimi biraz daha yükselttim.

''Sana bir şey oldu Jimin...?

Dalıp gittiğini anlayıp sıçradı.

''Ha-hayır canım.Ne olacak?Bir şey olduğu yok.'' dedi ve eski haline geri döndü.Ben ise yan yan ona bakarak tekrar yürümeye devam ettim.Antidepresan kullanması gereken bir hasta gibi gözüküyordu.Ve bu benim içime sinmedi.

Sebebi kesinlikle Seo Joon idi.Ama bunu sorun etmemeliydi.Acaba eve gittiğimizde sadece bir arkadaş olduğunu söylesem,içi rahatlar mıydı?En azından yüzü güler miydi?

---

Eve girdiğimizde annemler gelmişti.Bizi görünce annem sevinçle yerinden kalktı ve;

''Beraber gezmeye mi gittiniz yoksa?'' dedi yan yan gülerek.

''Sayılır.'' diyerek gülümsedim ve ayakkabılarımı çıkararak içeri girdim.Jimin de gelip babamın yanına oturdu.

''Koyduğum kahvaltılıkları yemişsiniz.Eğer açsanız yine bir şeyler koyayım.''

Tesadüf Aşk // park jimin ✅tamamlandı✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin