''Yarın bugün oldu ve acılar tamamen bitmedi"

3.9K 282 226
                                    

Beğeni bakışları atan bir kaç çift göz kendi masa arkadaşlarıyla konuşmaya başlamışlardı bile.Ne dediklerini pek duyamasam da çok beğendikleri ve hoşnut oldukları belli oluyordu.

Bir teyzenin ''bence kabul et!'' demesi üzerine diğer tüm müşterilerde ''evet de!'' diye bağırmaya başladılar.

Boş bir sokakta seni aramak dedikleri bu olsa gerek.Tek bir ses,tek bir ayak izi yok.Ben hala senden bir parça bulmaya çalışıyorum geceleri bu boş sokaklarda.Keşke Seo Joon,seni sevebildiğim kadar sevebilseydim.En sonuna kadar sevebilseydim,iliklerime kadar sevebilseydim,damarlarımdaki kanın akışını hissedercesine sevebilseydim...Seni sevmekten başka hiçbir işle boğuşmak istemeseydim,aklımda,ruhumda,bedenimde sadece senin düşüncenin yer almanı isteseydim...

Ama aklımda başka biri varken,kalbimde,yanımda olmasa bile her zaman yanımda hisettiğim biri varken bunu yapamam...Bunu yaparsam eğer hem kendimi hem Seo Joon'u kandırmış olurum.

O hala önümde diz çökmüş bana bakarken elinde tuttuğu yüzük kutusunun kapağını kapattım.Onun çıkardığı "pat" sesiyle bir sessizlik olmuştu.Seo Joon ayağa kalktı ve tam bir şey söyleyecekken onu susturarak;

"Düşünmem gerek.Bu...Çok,çok erken."

Seo Joon'un şuan hissettiklerini anlayabiliyorum.Bir karşılıksız aşkın ne kadar acıttığını,ağlattığını hissedebiliyorum.

Çok mutsuz olabilirsin.Çok acı çekebilirsin.Mahvolabilirsin.Her şeyini kaybetmiş olabilirsin.Hüngür hüngür ağlıyor olabilirsin.Ölmek istiyor olabilirsin sen ne yaşarsan yaşa;ne kar yağmaktan vazgeçer ne de yağmur diner.Hayat kendine gelmeni beklemeden akar gider ve zaman seni asla durup da beklemez.Sen ne kadar gözyaşı dökersen dök bir yerde insanlar kıskanılacasına mutlu olmaya gülmeye hatta kahkaha atmaya devam eder.Yani; çektiğin acıları en derin sen hissedersin.Ve onların verdiği zarar yetmiyormuşçasına kendini öldüresiye hırpalarsın.Ve acı çekmekten bıkıp gidersin.Ama herkes kaldığını sanır.Aslında giden ruhundur.Kimse ruhunu görmez ki,bedenin acı halde iken ruhunu nasıl anlayabilirler ki?Yada tam tersi...Ruhun paramparçayken bedenin sağlam ve bunu kimse anlayamaz.Anlarlarsa da onu en sevdiğin anlar sadece.Bir çok bakış,bir çift ıslak gözde saklıdır derler.İşte öyle bir zaman gelir ki;gözyaşın bile düşmez oradan.O daha çok acıtır işte yüreğini.Sanırım tam olarak Seo Joon'un hali bundan ibaretti.Gözlerinden bu görülebiliyordu.Kutuyu ceketinin cebine koyduktan sonra arkasını döndü ve masaya doğru ilerledi.Bende arkasından gittim.

--

Arabasıyla bizim evin önüne gelmiştik.Arabanın içinde öylece oturuyorduk.Kendimi bir şey söylemeye mecburmuş gibi hissediyordum.

''Ben insem,iyi olacak sanırım.''

Elim kapının kolundayken beni durdurdu ve yüzük kutusunu bana verdi.

''Bu sende kalsın.''

Elinden aldığım yüzük kutusunu açıp baktım.Baktıkça ne yapacağımı bilmiyordum.''Hayır,istemiyorum.'' bile diyemedim.İstemediğim halde onu kırmamak için elimden geleni yapıyordum.Oysaki insanlar bizi düşünmeden onlarca kez kırmamışlar mıydı?

''Pekala!'' diyerek arabadan indim.Ben içeri girene kadar orada bekledi ve daha sonra gitti.

Hiç kimseyle konuşmadan odama gittim.

Kendimden başka kimseye faydam yok bugünlerde.Kendime faydam yok ya,nefes alış verişimi bir fayda olarak gördüğümden söylüyorum bunu.Geçmişe dair ne kadar hayal kırıklığı,aşk yarası,acı,hüzün ve hata varsa hepsi bir bir düşüyor aklıma.Ne gerek varsa şimdi.

Yüzleşme mi demeli yoksa bir hesaplaşma mı adını da tam olarak koyabilmiş değilim içinde bulunduğum durumun.Ya ne kadar sürer?Hiçbir fikrim yok.Hiç istemediğim halde kendime mi küsüyorum ben,yoksa aşka mı?Oysa aşk,hiç yalnız bırakmadı beni.

Tesadüf Aşk // park jimin ✅tamamlandı✅Where stories live. Discover now