KATİL

436 19 5
                                    

Multimedyada Yağmur

Burak sözlerini bitirdiğinde gözümden acı dolu bir damla göz yaşı yüzümde süzülürken artık tenimi yakıyormuş gibi hissediyordum

Burak son kez yüzüme hafızasına kazırmış gibi bakıp tam arkasını dönüp giderken elimde olmadan kolulunu tutmuştum kalması için ne söyleyebilirdim ki

"Burak dur gitme ben böyle olmasını istemezdim biliyorum şimdi ne desemde kalmanı sağlayamam belki ama gitme"

Burak gözlerime baktı ve gözlerindekiyi acıyı hissedebiliyordum kolunu elimden bir hareketi ile kurtardı ve hiç bişey demeden gitti

ve ben arkasından öylece bakakalmıştım hayatım resmen altüst olmuştu ve benim elimden gelen tek şey ağlamaktı

Şu anda arabamla hayatımın en kötü gününü yaşadığım o lanet otele gidiyordum

Otele vardığımda hemen o odaya gittim içeri girdiğimde o günkünün aksine oda temizlenmişti ve görünürde bir yüzük yoktu

Tam o sırada ulaşın sesini duymamla arkama döndüm

"Bunu mu arıyordun " diyerek elindeki yüzüğü gösteriyordu

Hemen uzanıp elindeki yüzüğümü almaya çalıştığımda ise elini geri çekerek buna izin vermedi

"Herşeyimi elimden aldın zaten sıra buna mı geldi şimdi"dedim sesim artık daha çaresiz çıkmıştı kendimi intikam alabilecek kadar güçlü hissetmiyordum

"Sana bu yüzüğü veremem çünkü bu burağın sana aldığı bir yüzük ve bu şeyin sevgilimde duramasını istemiyorum bu yüzdeen" deyip elindeki yüzükle beraber cama yaklaştı ve pencereyi açtı

Ne yapacağını anladığımda hemen ona doğru bir hareket yaptım ama çok geçti yüzük ulaşın ellerinin arasından arabaların sürekli olarak geçtiği caddeye düşmüştü

Burak'tan kalan tek şey bu yüzüktü ve ulaş bunuda elimden almıştı biran sinirden gözlerim karardı ve masadaki meyve tabağında olan bıçağı aldım ve koşarak ulaşa doğru yaklaştım sinirim beni ele geçirmiş gibiydi

Ulaş bana son ana kadar da inanmaz bakışlarla bakıyordu ama ben yapmıştım

Ulaş saniyeler içinde yere yığılırken ben hala yaptığım şeyin gerçekliğine inanamıyordum

Ulaş kanlar içinde yerde yatıyordu ve ben ulaşın başında oturmuş ne bok yediğimi düşünüyordum

Sonunda yaptığım şeyin farkına varıp telaşa girmiştim ben bir insanı öldüremezdim bana ne yapmış olursa olsun benim yüzümden ölemezdi

Hemen telefonu elim titreyerek alıp ambulansı aramıştım ve aradan on dakika geçmeden siren seslerini duymuştum

Hastaneye ulaştığımızda hemen ulaşı bir odaya almışlardı bense elimdeki ve üstümdeki kana bakıp delirmek üzereydim

İçimdeki korku dinmiyordu vicdanımın sesi ise hiç susmayacak gibiydi karşıdan gelen polisler ise tedirginliğini daha da artırmıştı

Biri esmer diğeri sarışın iki polis tam önümde durup şüphekar tavırlarıyla ifademi almak istediklerini söylediler

Sorular sormaya başladıklarında sesleri kafama giriyor gibiydi ve başım dönüyordu ve en son hatırladım şey gözlerimin kararıp yere yığılmam olmuştu

Burak'tan

Yağmurun yanından ayrıldıktan sonra bizim mekana gidip içmeye devam ettim yağmurun yaptığı hareketlere anlam veremiyordum ve onu hiçbir zaman affetmeyecektim bana gitme dediğinde gözlerindeki acıyı görmüştüm ama artık burda duramazdım ve yarına amerika için uçağım vardı bidaha istanbula dönmeyecektim ama önce o ulaşın hesabını görecektim bunların hepsi onun yüzündendi ve bunu yanına bırakmayacaktım

Kafayı iyice bulduktan sonra elimdeki içkiyi masaya sertçe koyup ayağı kalktım sarhoş olmuş gibiydim ama umrumda değildi

Arabama binip ulaşın mekanına gidiyordum ki telefonum çalmıştı arayan amcamdı beklemeden açtım ulaşla aramızdaki sorunu amcam bilmiyordu ve ulaşın aksine amcamı babam gibi görüyordum

"Efendim amca"

"Alo Burak hastaneye gel ulaş bıçaklanmış "dediğinde şaşırmıştım biri benden önce davranmıştı

"Tamam amca geliyorum"deyip telefonu kapattım

Her nekadar o pisliği elimle gebertmenin zevkini alamamış olsamda hiç değilse onun o acınası halini görüp öyle gidecektim Amerikaya


Hastaneye vardığımda tam hastane kapısından girdiğim sırada polislerin bir kızın ve biraz dikkatli bakınca yağmuru elleri kelepçeli bir şekilde getirdiklerini gördüm

Sarhoş olduğum için yanlış görfüğümü düşündüm ama bu yağmurdu ve polisler onu hastaneden çıkarıp arabalarına götürüyorlardı

Hemen koşup polisleri durdurdum ve yağmura baktığımda üstünün kan olduğunu gördüm

Polisler beni tanıdığı için hemen durdu ve ne diyeceğimi beklediler

"Ne oluyor burda"

"Bu kız ulaş beyi bıçaklamış emniyete götürüyoruz" duyduklarım karşısında gözlerim büyümüştü yağmura baktığımda gözlerini benden kaçırmış ve yere bakıyordu

"Yağmur ne yaptın sen "

"Burak çok üzgünüm ben böyle olmasını istemezdim ama şunu bil ben seni her zaman çok sevdim"

Polisler onu arabaya bindirip götürdüklerinde ben hala arkalarından öylece bakıyordum kulaklarımda yağmurun son söylediği şey vardı beni hep sevmişti ve hala seviyordu ama neden bana sevmediğini söyledi ve ulaşla çıktı hala anlam veremiyordu

Bu işte bir iş vardı ve ben öğrenecektim ulaş ve yağmur arasında neler olduğunu öğrenecektim

Hemen hastaneye girip ulaşın kaldığı odayı öğrenip oraya doğru koşar adımlarla gittim

Kapının önünde amcamı görünce yanına gittim sinirli görünüyordu beni farkedince hemen ayağı kalktı

"Burak ulaşı bir kız bıçaklamış o kızı doğduğuna pişman edicem "

"Biliyorum amca ulaş uyandı mı"

"Açtı gözlerini çabuk müdahale edildiği için hayati tehlikeyi atlatmış istersen görebilirsin"

Başımı olumlu anlamda salladım be hastaneye özel kıyafetleri giyip içeri girdim

Ulaş beni farkedince gözlerini büyüttü gözüm yatağının kenarındaki ses çıkaran aletin fişini kestirdiğinde oraya yaklaştım ve kablosunu elime alıp gözlerimi ulaşa çevirdim

"Yağmurla aranda geçen herşeyi anlatıyorsun yoksa aldığın son nefesin tadını çıkar"

Okuduğunuz için teşekkürler oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın : -)

AŞKOPATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin